"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2631 E., 2022/1970 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/338 E., 2022/977 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı ile davalı arasında 11.03.2019 tarihinde araç hisse protokolü imzalandığını, davalının protokol gereği ödeme yapmaması üzerine aleyhine Mardin İcra Müdürlüğünün 2021/3261 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu, her ne kadar davalı yan böyle bir borcunun olmadığını iddia etmiş ise de, protokol gereği açıkça borçlu olduğunu, söz konusu alacak için Arabuluculuk bürosuna başvuruda bulunuldu ise de bir çözüme varılamadığını ileri sürerek; davalı borçlunun icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve davacı lehine icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; bahse konu 3 maddeden oluşan protokolün 2. maddesinde davacı ...'ın Mardin Vip (...)'e olan toplam borcunun 20.000,00 Türk Lirası olduğu, bu paranın 10.000,00 TL'sini 30.04.2019, kalan 10.000,00 TL'sini 15.06.2019 tarihinde şirket sahibi ...'a ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiğini, protokol gereği üzerine düşen edimlerini yerine getirmeyen davacının kendisinden edimlerini yerine getirmesini bekleyemeyeceğini, davacının protokole göre ödeme yaptığına ilişkin dekont vs. herhangi bir belge sunmadığını savunarak, davanın reddini ve davacının kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının yapmış olduğu takip neticesinde taraflar arasındaki protokolün zımnen feshedildiği, şart ifa edilmediğinden adi ortaklığın henüz kurulmadığı, adi ortaklığın kurulmasına dayanak sözleşme de feshedildiğinden davacı tarafın protokol uyarınca ödediği bedeli geri alabileceği, ayrıca alacağın da likit olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalı tarafın takibe yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, 40.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olan Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, usûlüne uygun bir şekilde yetki itirazında bulunmuş olmalarına rağmen taleplerinin Mahkemece değerlendirilmediğini, davalının protokolün yapıldığı tarihte Mardin Vip Tur. San. Tic. Ltd. Şti.nin yetkilisi olmayıp, ...plakalı araçla da bir ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle davanın davalıya karşı açılamayacağını ve dava konusu protokolün hukuki geçerliliği olmadığını, davalının davacıya bir borcunun bulunmadığını, bir an için davalının söz konusu protokolü imzalama yetkisi olduğu düşünülse dahi davacı tarafından söz konusu protokoldeki edimlerinin yerine getirildiğinin ispatlanamadığını, dosyada herhangi bir bilirkişi incelemesi dahi yapılmadığını, protokolde yer alan tanıkların dinlenmediğini, Mahkemece karar gerekçesinde "Zorunluluk bulunmamasına rağmen davacı tarafça arabuluculuğa başvuru yapılarak gereksiz yere yargılama giderine neden olunduğu anlaşılmakla bu yargılama giderinden davacının sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir" denmiş ise de, hükümde zorunlu arabuluculuk ücreti olan 1.360,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığını, ayrıca Mahkemenin 22.06.2022 tarihinde saat 10.50'de yapılacak olan duruşmasının saatinde yapılmadığını, bu hususun da adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geldiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davasına dayanak yaptığı 11.03.2019 tarihli "araç hisse protokolu" başlıklı sözleşmenin taraflarca imza altına alınmış olduğunun davalının da kabulünde olduğu, davacının sözü edilen bu protokole dayanarak davalı aleyhine Mardin İcra Müdürlüğünün 2021/3261 E. nolu dosyası ile 200.000 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna "Nusaybin" adresinde 01.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusunun 02.04.2021 tarihinde icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi ile borca, tüm ferilere ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek takibi durdurduğu, davalının yetkiye itirazında adresinin Nusaybin İcra Dairesi sınırları içerisinde olduğunu belirterek Nusaybin İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ifade ettiği, işbu eldeki itirazın iptali davasının 03.03.2022 tarihinde açıldığı, takip borçlusu davalının ikamet adresinin UYAP üzerinden yapılan adres araştırması ile tespit edildiği üzere Nusaybin olduğu, nitekim ödeme emrinin de davalıya Nusaybin'de tebliğ edildiği, taraflar arasındaki sözleşmede ifa yeri belirtilmediğinden takip alacaklısı davacının ödeme emrinde belirtilen adresinin de "Nusaybin" olduğu nazara alındığında, takipte yetkili icra dairesinin Nusaybin İcra Daireleri olacağı, buna göre takip borçlusu davalının Mardin İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olduğu, bu itibarla, Mahkemece; icra dairesinin yetkisizliğinden bahisle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususa ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde işin esasına girilerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun sair istinaf itirazları incelenmeksizin açıklanan nedenle kabulü ile inceleme konusu İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın dava ön şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; taraflar arasında akdi ilişki bulunması şartıyla, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibinin, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yerde de açılabileceğini, sözleşmenin yerine getirileceği yerin tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirleneceğini, aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yerin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 89 uncu maddesi gereğince tespit edileceğini, buna göre para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, taraflar arasında ticari ilişki mevcut olup, bu durumda anılan kanun hükmü uyarınca davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde de icra takibi ikame edebileceğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 115 inci maddesi.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 50 nci maddesi atfıyla 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi.
3. 2004 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi.
4. 6100 sayılı Kanun'un "sözleşmelerden doğan davalarda yetki" başlıklı 10 uncu maddesi.
5. 6098 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmelidir.
2. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır (Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2001 tarihli ve 2001/19-267 E., 2001/311 K.; 20.03.2002 tarihli ve 2002/13-241 E.,2002/208 K. sayılı ilamları).
3. Kaldı ki itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, Mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, Mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Hukuk Genel Kurulunun 27.11.2013 tarihli ve 2013/13-372 E., 2013/1606 K. sayılı ilamı).
4. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de 2004 sayılı Kanun'un 50 nci maddesi atfıyla 6100 sayılı Kanun'un genel hükümlerine göre belirlenecektir. Anılan Kanun'un 6 ncı maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir.
5. 6100 sayılı Kanun'un "sözleşmelerden doğan davalarda yetki" başlıklı 10 uncu maddesinde ise; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir.
6. Mahkeme yapmış olduğu yetki inceleme neticesi takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir (Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2004 tarihli ve 2004/19-410 E., 2004/471 K. sayılı ilamı.).
7. Somut olayda; dava 2004 sayılı Kanun'un 67 nci maddesine göre açılan itirazın iptali davası olup, davacı tarafça, aralarındaki protokole dayanılarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, dava konusu borcun para borcu olduğu, sözleşmede ifa yerinin belirtilmediği, davalının ve davacının icra takibinin yapıldığı tarihte yerleşim yerinin Nusaybin olduğu ve davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, bu haliyle yetkili icra dairesinin Nusaybin İcra Daireleri olduğu nazara alındığında davalı hakkında Mardin İcra Dairesinde başlatılan takibin yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin usulde yer verilen hükümlere uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.