Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3095 E. 2024/2528 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalı şirkete karşı açtığı hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında pasif husumetin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının SGK kayıtlarının davalı şirkette olduğunu ve maaş ödemelerinin davalı şirket tarafından yapıldığının banka kayıtlarından anlaşıldığı, bu nedenle davalı şirketin pasif husumetinin bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin pasif husumet yokluğundan davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/237 E., 2022/387 K.

Taraflar arasındaki alacak (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının davalıya ait iş yerinde 14.07.2010 tarihinden 30.08.2014 tarihine kadar temizlik ve yemek yapma işlerinde görevli olarak aylık net 1.200.00 TL ücretle çalıştığını, sabah 07.00'den akşam saat 21:00’e kadar aralıksız olarak, hafta tatili yapmadan haftanın 7 günü çalıştığını, ulusal ve dini bayramlarda, yıllık ücretli izinlerinde de izin yapmayıp çalıştığı halde bu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, davacının görevinin temizlik ve yemek yapma işleri olduğu halde kendisine görevinin dışında çocuk bakıcılığı işlerinin de yaptırıldığını beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.500,00 TL kıdem, 1.500,00 TL ihbar tazminatı, 5.000,00 TL fazla çalışma ücreti, 500,00 TL izin ücreti, 500,00 TL hafta tatili ücreti, 500,00 TL ulusal ve dini bayram ücretler olmak üzere şimdilik toplam 12.500,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 24.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 17.132,91 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının 14.07.2010 tarihinde davalı şirket yetkilisi .,..'ın Bodrum'daki yazlık konutunda ev hizmetlisi olarak istihdam edildiğini, başka bir iş bulduğunu ve işten ayrılmak istediğini söyleyen davacının 30.09.2014 tarihinde işten çıkışının yapıldığını, davacının davalı şirket yetkilisinin evinde istihdam edildiği halde sigortalılık haklarından yararlanabilmesi amacıyla şirkette işe girişinin yapıldığını, ancak davacının şirket bünyesinde istihdam edilmediğini, zira davalı şirketin bir tekstil firması olduğunu, davacının işçilik alacaklarının kendisine ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Bakırköy 22. İş Mahkemesinin 30.12.2015 tarihli, 2014/425 E., 2015/583 K.sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile, 6.872,82 TL net kıdem tazminatının fesih tarihi olan 30.08.2014 tarihinden itibaren 1.500,00 TL net ihbar tazminatının, 3.887,34 TL net fazla mesai alacağının, 454,52 TL net bayram ve genel tatil alacağının, 500,00 TL net yıllık ücretli izin alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte, 1.138,66 TL net ihbar tazminatının, 619,66 TL net yıllık ücretli izin alacağının ıslah tarihi olan 24.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, hafta tatili alacağı talebi ile fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04.12.2019 tarihli, 2016/10685 E., 2019/21672 K. Sayılı kararıyla; somut uyuşmazlıkta davacı işçinin ev hizmetlerinde tam zamanlı olarak çalışıp çalışmadığı ve çocuk bakımı işinden de bahsedilmiş olmakla çocuk bakımı işinin ağırlık kazanıp kazanmadığı belirlenerek çalışmanın niteliğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konması ve sonucuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle görev hususunun değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği, davacının ev hizmetlerinde çalıştığının tespiti halinde İş Mahkemesinin görevli olamayacağı, ancak yapılan işin ağırlıklı olarak çocuk bakımı olduğunun tespiti halinde İş Mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak öncelikle görev sorununun çözülmesi gerekirken davanın esastan incelenerek karara bağlanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Bakırköy 22. İş Mahkemesinin 11.02.2022 tarihli, 2020/23 E., 2022/35 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının ağırlıklı olarak temizlik işleri ile ilgilendiği, davacının bakıcı bulununcaya kadar kısa bir süre davalı şirket yetkilisinin çocuğuna baktığı, ancak bu durumun ağırlık kazanmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

2.Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, somut olayda dava dilekçesi incelendiğinde davacının davalı şirket çalışanı olduğu iddiasıyla bu işverene karşı alacak davası açtığı, görevsizlikle İş Mahkemesinden gelen dosyada davacının şirket çalışanı olmadığı, davacının çocuk bakımı için çalıştığına dair karar ihdas edildiği görülmüş olunup, yapılan işin davalı şirket tüzel kişiliği ve faaliyeti ile ilgisinin olmadığı, davadışı Mukbil Oytay'ın çocuğunun bakımı için davacının çalıştığı, bu nedenle görevsizlik kararı verildiği anlaşılığından verilen karara dayanak tanık delil değerlendirmesi de mahkemece yerinde görüldüğünden, davalının söz konusu alacakta taraf ehliyetinin bulunmadığı, muhatabın davadışı Mukbil Oktay olduğu değerlendirilmekle HMK 114/1-d 115/2 maddeleri gereği davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; delillerin yeterince iredelenip değerlendirilmediğini, davacının davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, bu durumun SGK kayıtları ile de sabit olduğunu, ayrıca mahkemenin Yargıtay'ın bozma ilamına da aykırı karar verdiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararında da belirtilmiş olduğu üzere davacı müvekkilin çalışmasının İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı ve öncelikle görev konusunun çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verdiği halde Mahkemece bozma kararındaki gerekçeler dikkate alınmadan ve bu hususta yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan bozma kararının dışında usul yasasına aykırı bir şekilde pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, alacak (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dosya içerisine alınan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İşe Giriş Bildirgesi ile SGK Hizmet Dökümünün incelenmesinde; davacı ...'ın 14.07.2010 tarihinde davalı TÜR-İP Tekstil San. Ve Turz. Tic. Ltd. Şti.'de işe başladığı ve 30.06.2014 tarihinde işten ayrıldığı, 1212164 sicil nolu Mukbil Oktay iş yerine 04.07.2014 tarihinde girişinin ve 30.09.2014 tarihinde çıkışının yapıldığı anlaşılmıştır.

Davacının Garanti Bankası'nda bulunan hesabına ait dökümlerin incelenmesinde; 02.08.2010 ve 01.09.2010 tarihlerinde ''... maaş ödemesi'' açıklamasıyla, sonraki tarihlerde ise ''... TÜRİP maaş ödemesi'' açıklamalarıyla ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.

Bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; her ne kadar davacının davalı şirket yerine şirket temsilcisi ...'ın yazlığında çalıştığı ve bu hususun her iki tarafın da kabulünde olduğu anlaşılmışsa da, hem sigorta girişinin davalı şirkette yapılmış olması, hem maaş açıklamalarının ''TÜRİP maaş ödemesi'' şeklinde yapılmış olması nedeniyle davacının talebi olan 14.07.2010- 30.06.2014 tarihleri arasındaki işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu olacağı, bu alacaklar yönünden davalı şirkete husumet yöneltilebileceği kabul edilerek işin esasına girilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.

2. Kabule göre de Bakırköy 22. İş Mahkemesinin 11.02.2022 tarihli, 2020/23 E., 2022/35 K. sayılı kararıyla; davacının ağırlıklı olarak temizlik işleri ile ilgilendiği, davacının bakıcı bulununcaya kadar kısa bir süre davalı şirket yetkilisinin çocuğuna baktığı, ancak bu durumun ağırlık kazanmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği ve yukarıdaki esasa kaydedildiği anlaşılmış olup Mahkemece kararın gerekçesinde; 'davacının çocuk bakımı için çalıştığına dair karar ihdas edildiği görülmüş olunup, yapılan işin davalı şirket tüzel kişiliği ve faaliyeti ile ilgisinin olmadığı, davadışı ...'ın çocuğunun bakımı için davacının çalıştığı, bu nedenle görevsizlik kararı verildiği'' şeklindeki açıklama hatalı olup, karar başka nedenle bozulduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamış eleştirmekle yetinilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.