"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı hakkında müvekkili idare tarafından kaçak su tutanağı düzenlendiğini, ilgili yönetmelik gereğince davalının resen su abonesi yapıldığını, davalının 6965043-0 nolu sözleşme kapsamında fiili kullanım ve kaçak su kullanımından sorumlu olmasına rağmen borcu ödemediği gibi 27.680,95 TL alacağın tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı asıl; abonelik sözleşmesinin ... adına olduğunu, aboneliğin adına olmadığını, borcun tamamına yakınının 2004 ve sonrasına ait olup bu tarihlerde iş yerini kullanmadığını, burayı Zafer Kızıl ve Aziz Kızıl'ın kullandığını, gerekli yerlere yazı yazılarak kimin tarafından kullanıldığının belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 28.05.2014 tarihli ve 2013/17 E., 2014/189 K. sayılı kararla; sözleşmedeki abone isminin ... olarak geçtiği ve imzanın bulunmadığı, davalının böyle bir sözleşme yapmadığını, kimlik bilgilerinin de tutmadığını, ayrıca bu dönemde asker olduğunu savunduğu ve kaçak su tutanaklarında da davalının isminin yer almadığı, davacı idareden gelen yazıyla da iş yerinde kullanıcı olanların farklı kişiler olup, abonelik sözleşmesi tarafı adına bu borçların da kaydedildiğinin belirtildiği, bu durumda sözleşmede davalının imzası olmayıp inkar edilmesi ve kaçak su tutanakları nedeniyle de kullanıcıların farklı kişiler olması nedeniyle davalının sorumlu tutulamayacağı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın redddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 20.01.2016 tarihli ve 2015/18118 E., 2016/335 K. sayılı ilamla; davacı tarafça sunulan 5 nolu tutanakla ... adına IH-6965043-0 resen sözleşme yapıldığı, davacı tarafça davalının ilgili adreste faaliyet gösterdiğini belgeleyen vergi levhası ve 23.12.2003 tarihinde ... vekili ... tarafından mevcut borçları için 58448 bordro numarası ile 7 adet senet düzenlendiğine ilişkin belge fotokopileri sunulduğu, Mahkemece bu belgeler dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğu, yargılama sırasında dava konusu tutanağın düzenlendiği yerde kimin, hangi tarihten itibaren faaliyette bulunduğunun ilgili kurumlardan araştırılmadığı gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 22.06.2020 tarihli ve 2016/172 E., 2020/187K. sayılı kararla; sözleşmede abone isminin ... olarak geçtiği, kaçak su tutanaklarında da davalının isminin yer almadığı, ilgili kurumlardan alınan alınan yazı cevapları doğrultusunda davalının her hangi bir iş yeri faaliyetinin olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairece verilen 02.12.2020 tarihli ve 2020/9590 E., 2020/7272 K. sayılı ilamla; Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilmişse de, bozma ilamı gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, davanın konusunu 2000-2007 yılları arasında tutulan kaçak su tutanakları ile su kullanım faturalarının oluşturduğunu, ilgili kurumlara yazılan müzekkerelerde 27.07.2007 tarihi itibariyle dava konusu yerde kimlerin faaliyette olduğunun sorulduğu, yapılan araştırmanın eksik olduğu ve bu yazı cevapları esas alınarak karar verilemeyeceği, dosyada yer alan davaya konu yere ilişkin davalının kiracı sıfatıyla yer aldığı 01.01.2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesi, 2000-2002 yılları arası vergi levhası ve davalı vekili tarafından 23.12.2003 tarihinde su aboneliğinin mevcut borçları için 7 adet senet düzenlendiğine ilişkin belge, davalının 2004 yılı sonrası davaya konu yerde faaliyette bulunmadığına ve burada ... ve ...'ın faaliyette olduğuna dair savunmaları kapsamında bu kişilerin 20.05.2004 tarihi itibariyle davaya konu yerde kiracı olarak bulunmaları bir arada değerlendirildiğinde, davalının abonelik sözleşmesi kapsamında sorumlu tutulması gerektiği, yapılan resen aboneliğin borçların ödenmemesi sebebi ile 24.02.2006 tarihinde iptal edilmiş olması nedeni ile de davalının sorumluluğunun 24.02.2006 tarihine kadar olması gerektiği, buna göre Mahkemece; dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilip, sözleşmenin iptal edildiği tarihe kadar davalının sorumlu olduğu kaçak su ve su kullanım bedellerinin tutanak tarihlerinde yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi hususunda rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; resen yapılan aboneliğin borçlarını ödemeyen davalının sorumluluğunun, aboneliğin iptal edildiği 24.02.2006 tarihine kadar olması gerektiği, bu doğrultuda alınan bilirkişi raporuna göre davalının itirazının 3.027,65 TL asıl alacak ve 4.456,64 TL gecikme cezası yönünden haksız olduğu gerekçesiyle; takibin 3.027,65 TL asıl alacak ile 4.456,64 TL gecikme cezası ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile devamına, fazlaya dair istemin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı vekil ile temsil edilmemesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişinin hesaplama yaparken kaçak su bedellerini hesaplamaya dahil etmediğini, Yönetmelik uyarınca kaçak su için tahakkuku yapılması gerektiğini, ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kaçak su tutanakları ve su kullanım faturalarından kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararın, bozma ilamlarında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine bozma ilamlarında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma ilamlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Yargılama sürecinde, davalı kendisini vekille temsil ettirmemesine rağmen, davanın kısmen kabulü nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinin çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.