"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili tarafından sözleşme gereği kendisine ödenmesi gereken hak edişler ödenmediğinden faturaya dayanılarak Ceylanpınar İcra Dairesinin 2014/190 E. sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, ancak davalı tarafından icraya haksız olarak itiraz edildiğini, davalının itiraz dilekçesinde müvekkili tarafından işin sözleşmeye uygun yapılmadığını, ihtarname çekildiğini ve 284.484,00 TL ceza parası kesildiğini, bunun alacaktan mahsup edildiğini ve borçlarının olmadığını belirttiğini, ancak müvekkiline tebliğ edilen herhangi bir ceza olmadığını ve itiraz imkanının tanınmadığını, işçilerin çalışması gereken yerlerde çalıştırılmadığını, ihtarnamede bu isimlerin yazıldığını, davalının fesih için gerekçeler oluşturmaya çalıştığını, ayrıca davalıya sunulan faturalara davalı tarafından itiraz edilmediğini ileri sürerek borçlunun itirazının iptaline, itiraz kötü niyetli olduğundan %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, takibin 124.126,35 TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 14.05.2019 tarihli ve 2016/10305 E., 2019/6162 K. sayılı ilamıyla; davalının tacir olmadığı, eldeki davanın Ticaret Kanunu'nda düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı, davaya bakmaya Ticaret Mahkemesinin değil Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece davalı kurumun cezayı neye göre kestiği, hesaplamanın nasıl yapıldığı gelen belgelerden anlaşılmadığı, ayrıca kesilen ceza toplamının sözleşme bedelinin %30'unu geçmiş durumda olduğu, davalı tarafından tutulan tutanakların işin hangi yönlerinin eksik yapıldığını ve yapılan ihtaratların neler olduğunu içermediği, davacı şirket tarafından davalıya çekilen 01.06.2015 tarihli ihtarnamede faturadaki borcun talep edildiği, Belediye tarafından verilen cevabi yazıda Belediyenin mali durumunun iyi olmadığının, iyi olduğu takdirde ödeneceğinin belirtildiği ve gönderilen faturalara ve içeriğine de itiraz edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının Ceylanpınar İcra Müdürlüğünün 2014/190 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibe asıl alacak 124.126,35 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, faiz talebi atiye bırakıldığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 16.03.2022 tarihli ve 2022/1356 E., 2022/2335 K. sayılı ilamıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile faturalardaki alacağın cevabi yazı ile davalı tarafından tamamının kabul edildiği, icra takibinde ise, asıl alacağın 98.806,37 TL'si ile bu miktara işletilen faize itiraz ettikleri anlaşıldığından davacının faiz talebinden duruşma esnasında vazgeçtiği de gözetilerek icra takibinin itirazla durduğu alacak miktarı itibariyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Mahkemece davalı tarafça itiraz edilmeyen takip tutarı gözetilmeksizin asıl alacağa ilişkin tüm takip talep miktarı üzerinden davanın kabulü şeklinde yazılı şekilde ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma kararında yapılan tespitlere göre itirazın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının Ceylanpınar İcra Müdürlüğünün 2014/190 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibe asıl alacak 98.806,37 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, faiz talebi atiye bırakıldığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı tüzel kişinin dava sırasında tüzel kişiliğini kaybettiğini, tasfiye edildiğini ve hukuki varlığı ile birlikte davada taraf sıfatını kaybettiğini, davacı şirketçe üstlenilen işin sözleşme ve eklerine uygun olarak yapılmadığından dolayı hizmet alım sözleşmesi gereğince tahakkuk ettirilen 284.484,00 TL para cezası mahsup edildiğinde davacının davasında haksız olduğunu, faturada belirtilen malların davalıya teslim edildiğinin yazılı bir belge ile ispat edilmediğini, Mahkemece sözleşme istenerek gerek davacının gerekse müvekkilinin muhasebe kayıt ve defterlerinin incelenmediğini, bilirkişi raporu alınmadan ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, davacı şirketin müvekkilinden aldığı ve faturasını düzenlediği 22 kişi ile şoförlük hizmet alım işine ait sözleşme ile mal tedarikine ait alacaklarının hiç dikkate alınmadığını, fazla kısmın iptali ile kalanın borçtan mahsubuna karar verilmesi yerine sözleşmeden doğan cezaların yok sayılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ihtarname ile alacağın kabul edilmesinin yanılgılı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödenmeyen hak ediş bedellerinin tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Dairenin 16.03.2022 tarihli ve 2022/1356 E., 2022/2335 K. sayılı ilamıyla bozulduğu, bozmaya uyulmakla verilen kararın davacı lehine kazanılmış hak oluşturduğu, Şanlıurfa Ticaret Sicil Müdürlüğünün 18.01.2022 tarihli yazı cevabında davacı şirketin faal olduğunun ve tasfiye halinde olmadığının bildirildiği anlaşılmakla davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.