"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/284 E., 2020/20 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalının 13.02.2006 tarihli ve 10 yıl süreli reklam araçlarının yapım mükellefiyeti ile işletim hakkı sözleşmesi imzaladıklarını, davalı tarafça 30 adet ışıklı CLP konulması için yer teslimi yapması gerekirken tüm yazılı bildirimlere rağmen yapmadığından sözleşmenin imzalandığı tarihten haksız iptal tarihine kadar 3 yıl süre ile 1/3 oranında ciro kaybına uğranıldığını, yine 10 adet otobüs durağı ve 3 adet megalight bakımından davalının taahhütlerine aykırı olarak sözleşmenin yapılmasından itibaren 2 yıl gecikme ile kullanım hakkı sağlanabildiğinden iki yıl süre ile bu yerler bakımından ciro kaybının yanısıra kullanılamayan reklam ürünlerinin kıstalyevm usulü ile normal kiradan mahsup işlemi yapılmaksızın kira bedellerinin ödendiğini, idarenin edimini yerine getirmesini beklerken yeni Belediye yönetimince sözleşme süresinin sona ermesine 7 yıl kala 17.04.2009 tarihi itibariyle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürerek; kalan 7 yıl bakımından sözleşmenin devamına karar verilmek suretiyle aynen ifasına, aynen ifa mümkün olmazsa 3 yıl içinde 1/3 oranındaki ciro kaybı ve fazladan ödenen kira bedelleri, 10 adet otobüs durağı ve 3 adet megalight bakımından 2 yıl süreyle uğranılan ciro kaybı ve fazladan ödenen kira bedeli, tüm imalat ve montaj bedelleri, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle fesih tarihinden sözleşmenin bitimine kadar yoksun kalınan kazanca ilişkin şimdilik 10.000,00 TL'nin en yüksek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı şirket sözleşme koşullarına uymadığından encümen kararıyla sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, bu bildirime karşı davacının bir itirazının da olmadığını, 03.12.2009 tarihli reklam araçlarının yapılması ve işletilmesi ihalesine davacı adına bir katılımın olmadığını, kira ücretinin süresinde ödenmediğinde sözleşmenin feshedileceğinin kira sözleşmesinde açıkça yazılı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 30.11.2011 tarihli ve 2010/252 E., 2011/1007 K. sayılı kararla; davanın kabulüne, taraflar arasında düzenlenen 13.02.2006 tarihli ilan reklam araçları yapılması ve işletilmesi kira sözleşmesinin feshinin iptali ile sözleşmenin aynen ifasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13.06.2012 tarihli ve 2012/4529 E., 2012/15445 K. sayılı ilamıyla; Davalının temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, safahat, davalı ... tarafından aynı işin yeniden başkasına ihale edilmiş olması, Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının infazı göz önüne alındığında aynen ifa imkansızlığının söz konusu olabileceği, bu yüzden aynen ifanın mümkün olmaması halinde davacının uğrayacağı zararın da belirlenerek buna hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 12.02.2014 tarihli ve 2012/438 E., 2014/65 K. sayılı kararla; davacının sözleşmenin feshinin yoklukla malül olduğuna ve sözleşmenin aynen ifasına ilişkin talebi ile ilgili olarak önceki hükmün 1 nolu bendi ile verilen kararın kesinleşmiş olması nedeniyle bu hususta ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına; davacının aynen ifanın mümkün olmadığı taktirde talep etmiş olduğu tazminat miktarlarına ilişkin davasının kısmen kabulüne, 30 adet ışıklı CLP nedeniyle 3 sene süre ile maruz kalınan 1/3 oranındaki ciro kaybına ililşkin olarak 375.840,00 TL, 10 adet otobüs durağı ve 3 adet megalight bakımından 2 sene süreli gecikme nedeni ile uğranılan ciro kaybına ilişkin olarak 212.640,00 TL; sözleşmenin haksız olarak feshi nedeniyle fesih sonrasındaki döneme ilişkin yoksun kalınan kazanca ilişkin olarak 2.518.159,00 TL olmak üzere toplam 3.106.639,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 3.096.639,00 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13.05.2015 tarihli ve 2014/17793 E., 2015/15252 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kuralı gereğince davacının dava dilekçesi ile istediği 10.000.00 TL maddi tazminat talebinin haricinde kalan 8.875.125 TL yönündeki ıslah talebinin reddine karar verilmesi gerektiği; 13.02.2006 tarihli ve 10 yıl süreli ilan-reklam araçları yapılması ve işletilmesi kira sözleşmesi doğrultusunda sözleşmenin başlangıcından davalı tarafından haksız olarak feshedildiği 17.04.2009 tarihine kadar yaptığı işler ve elde ettiği cirolar ile davaya konu 10 adet otobüs durağı ve 3 adet megalight bakımından 2 yıl geç teslim nedeniyle uğranılan ciro kaybı açısından bunların teslimi ile fesih tarihi arasında geçen süre içinde ne kadar ciro yapıldığı, teslim edilmeyen 30 adet ışıklı CLP nedeniyle 3 sene süre ile maruz kalınan ciro kaybının yapılan cironun 1/3' ünü teşkil ettiği yönündeki dava dilekçesindeki kendini bağlayan beyanı doğrultusunda sözleşmenin feshine kadar yapılan 2/3 cironun kadar olduğu yönündeki iddiasını denetime esas olacak şekilde tüm kayıt, bilgi ve belgeleri sunarak kanıtlamak zorunda olduğu, bu kayıt ve belgeler, sözleşmenin feshinden sonraki dönem için yapılacak hesaplamada da gözönünde bulundurulması gerektiği, mevcut bilirkişi raporlarında bu hususlara dikkat edilmediği, ayrıca 10 yıl süreli sözleşmenin 13.02.2006 tarihinde imzalandığı ve bu süreç içerisinde Türkiye'nin ve özellikle sözleşme kapsamında Karabük İli ile Karabük Belediyesinin mülki sınırları, coğrafi konumu, insan yoğunluğu, iş kapasitesi, ekonomik durumu, açık hava reklamlarının talep edilebilirlik düzeyi, davacı şirketin reklam alanındaki mali ve operasyonel gücü, reklamların maliyet ve kiralama bedelleri, davalı Belediyenin yapacağı etkinlikler süresince reklam araçlarından ücretsiz yararlanacağı gibi somut veriler ile fesihten sonraki dönem için dava tarihi olan 14.05.2010 tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 325 inci maddesinin uygulanması durumu ayrıntılı olarak dikkate alınmadığı, bilirkişi raporlarındaki reklam araçlarının 10 yıl süre ile tam kapasite hizmet vereceği ve doluluk oranının %100 olacağı yönündeki görüşleri, denetimden yoksun, afaki ve hayatın olağan akışına ters düştüğü; Mahkemece, hesaplamaya esas alınan bilirkişi raporlarında belirtilen değerlerden hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulmuş ise de; davaya konu yapılan talepler yönünden hakkaniyet indirimi yapılamayacağı, dava konusu olayda 818 sayılı Kanun’un 325 inci maddesinin de gözden uzak tutulmaması gerektiği, anılan amir hüküm uyarınca, davacının sözleşmenin feshinden sonra, sözleşme ile yükümlendiği işi yapmamasından dolayı tasarruf edebileceği miktar ile başka bir iş yapabileceği nedeniyle kazanabileceği miktarın elde edilecek kârdan mahsup edilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; reklamcılık konusunda uzman 3 kişiden oluşan bilirkişi heyetince sunulan 20.08.2019 tarihli raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, raporun usulüne uygun olarak davacı vekiline tebliğ edildiği, sözlü yargılamada ileri sürülen itirazlara itibar edilmediği, davalının haksız feshi nedeniyle sözleşmenin başlangıç tarihi olan 13.02.2006 tarihinden fesih tarihine kadar 55.476,25 TL tazminat, sözleşmenin fesih tarihi olan 22.06.2009 tarihinden sona erme tarihi olan 13.02.2016 tarihine kadar 55.902,80 TL tazminat miktarı hesap edilmişse de ıslahın geçersiz olduğu gerekçesiyle; 10.000,00 TL yönünden davanın kabulüne, 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı bulunduğu gibi bozma ilamına da uygun olmadığını, raporda doluluk oranı %50 olarak belirlendiği halde dosyaya sunulan uzman mütalaasında oranın %80 olarak belirlendiğini, %50 oranına ilişkin dayanakların raporda belirtilmediğini, reklam araçlarının 3. kişilere kiralanmadığı süreçlerde söz konusu reklam araçlarıyla müvekkili şirketin kendi reklamını da yaptığını ve bu hususun da ayrıca değerlendirmeye alınması gerektiğini, ek reklam araçlarının faaliyete konulduğunun gözetilmediğini, birim fiyatların aşırı düşük hesaplandığını ve sektörün gerçek verilerini yansıtmadığını, gerekli stratejik çalışmalar yapılarak doluluk oranının %100'de tutulduğunu, düşük seviyeden hesaplanmış birim fiyatların içerisine ayrıca dayanaksız olarak sözde maliyetler de dahil edilerek gerçeklikten tamamen uzaklaşıldığını, billboard gibi en gözde olan ürünün getirisinin de raporda hiç hesap edilmediğini, kâr oranı %25 olarak hesaplanarak bundan %75 oranında keyfi bir indirim yapıldığını, kaldı ki rapora itiraz edilmemesinin rapor doğrultusunda karar verilmesini gerektirmediğini, raporun huzurdaki davayı çözmeye elverişli, içeriğindeki verilerin somut gerçeklikler ile uygun olduğu tespit edildikten sonra şayet bu nitelikte bir rapor söz konusu değilse tarafların itirazı olmasa dahi yeni bir rapor alınması gerektiğini belirterek, kararın gerekçe yönünden düzeltilerek onanmasını ya da bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin süresinde yer teslimi yapılmaması ve erken sonlandırılması sebebiyle mahrum kalınan kârın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 96, 106, 249 ve 325 inci maddeleri,
2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ve 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince araştırma yapılarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.