"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kabulüne, temlik alan ...'ın davasının reddine, birleşen davanın dosyası onanmak suretiyle kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle ve davalılar vekili tarafından incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen asıl davada davacı ... vekili Avukat ..., asıl davada davacılar ... ve ... vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen davada davalılar vekili Avukat ... ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı ..., davalılar aleyhine ... 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 E sayılı icra dosyası ile “tutanaktır” başlıklı belge ile mahkeme içi ikrar ve beyanlara istinaden icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından takibe itiraz edildiğini, davalılar ile imzalanan 01.03.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kendisi ve dava dışı ...A.Ş.'nin davalılardan 9.350.000,00 USD bedelle gayrimenkul satın almak üzere anlaştığını, 7.442.000,00 TL ödeme yapmasına rağmen 2006 yılı Mayıs ayında ekonomik kriz çıkması, doların yükselmesi, gayrimenkulün değerinin artması taşınmazın davalılar tarafından kaçırılmaya çalışılması neticesinde tapu kaydının iptali ve tescili, aksi takdirde ödenen bedelin güncellenerek iadesi için ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dosyası ile açılan davada yapılan yargılama neticesinde süresi gelmeden açılan davanın usulden reddine karar verildiğini, bu davada davalılar tarafından “tutanaktır” başlıklı belgenin sunulması üzerine karar verildiğini, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada davalılar vekilinin vermiş olduğu cevap ve beyan dilekçeleri ile duruşmadaki beyanlarında; ikrarda bulunulmasına rağmen belgenin geçersizliğinin ileri sürüldüğünü ve takibi uzatmak için itiraz edildiğini beyan ederek; ... 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı dosyasındaki bakiye hak, alacak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 2.358.000,00 TL alacak miktarı için davalıların haksız itirazlarının iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, alacağı temlik alan ... 02.04.2013 tarihli dilekçesi ile kendisine temlik edilen 446.500,00 USD üzerinden asıl alacak, faiz ve icra inkar tazminatı yönünden davaya devam etmiştir.
2. Birleşen dosyada davacı ...; dava dışı ... ile ...A.Ş. tarafından davalılar aleyhinde ... 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı icra dosyasında icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, dava dışı ... ve ...A.Ş.'den ... 9.İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı icra dosyasından ... 10. Noterliğince düzenlenmiş 05.03.2010 tarihli 9353 yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesi ile 390.000,00 USD alacağı temlik aldığını, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesine uygun olarak mevcut davayı açtıklarını, takibe dayanak ''tutanaktır'' başlıklı belgenin borç ikrarı içerdiğini beyan ederek; dava dışı ...A.Ş. ve ...'in ... 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı dosyasındaki bakiye hak-alacak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ve ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dava ile ... 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/479 Esas sayılı hak alacak ve talepleri ile mükerrer olmamak ve tahsilatta bağlantılı olmak kaydıyla icra takibine yapılan itirazın 390.000,00 USD'lik asıl alacak kısmı yönünden iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar asıl davaya cevaplarında; davacı ile aralarında 01.03.2006 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi düzenlediklerini, ancak davacının ödemelerini gerçekleştirememesi ve kısa sürede temerrüde düşmesi nedeniyle karşılıklı olarak sözleşmenin feshedildiğini ve ayrıca iade borcunun miktarı ve vadesinin düzenlenen tutanak ile belirlenerek yazılı hale getirildiğini, davacının ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı numarasında tapu iptali ve tescil davası açtığını, yargılama devam ederken “tutanaktır” başlıklı belgeyi dosyaya ibraz ettiklerini, davacının bu belgeye yönelik olarak sahtecilik iddiasında bulunduğunu ancak buna rağmen evrak aslı kendilerinde olmadığı halde aslı gibidir ibaresi yazarak fotokopi üzerinden icra takibi başlatıldığını, takip tarihinde ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dosyanın derdest olduğunu, bunun yanında davacının belgenin sahte olduğu iddiası ile suç duyurusunda bulunması üzerine ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/1373 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, belgenin inceleme için Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini, bu sebeple HUMK'un 317 nci maddesi gereğince bu belgeye dayanılarak işlem yapılamayacağını, bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı Ekmesan Altınbaşak Un Fabrikası A.Ş.'ye herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple bu davalının iade borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar birleşen davaya cevaplarında; açılan davanın ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/620 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dosyasında Avukat ...'ın davacının vekili sıfatıyla davayı takip ederken alacağı temlik alarak işbu davayı açtığını, Avukatlık Kanunu'nun 47 nci maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi gereğince bu tür sözleşmelerin geçersiz olduğunu, avukatlık alacağının kararın kesinleşmesi ile muaccel olacağını, bu nedenle temlik sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bundan dolayı davacı ...'ın aktif dava açma ehliyetinin bulunmadığını, ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış olan 2010/1373 Esas sayılı davanın bekletici sebep yapılması gerektiğini belirterek davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.06.2015 tarihli, 2010/620 Esas, 2015/520 Karar sayılı kararı ile; ''asıl davada; davanın kabulü ile, davalıların ... 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 esas sayılı dosyaya yapmış oldukları itirazlarının; davacı ... yönünden 2.008.315,10 TL, temlik alan davacı ... yönünden 349.684,90 TL, asıl alacak, icra gideri, vekalet ücreti ile birlikte iptaline, hüküm altına alınan alacağın % 40'ı üzerinden hesap edilen 943.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak 803.326,04 TL'sinin davacı ...'e, 139.873,96 TL'sinin temlik alan davacı ...'a ödenmesine, birleştirilen ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 Esas 2011/282 Karar sayılı davasında; davanın reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine'' karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.02.2018 tarihli, 2017/6927 Esas, 2018/2624 Karar sayılı ilamıyla; somut olayda, davacının icra takibine dayanak yaptığı belge nedeniyle davacının belgenin sahte olduğu iddiası üzerine ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/550 Esas sayılı dosyasında özel belgede sahtecilik suçundan yapılan yargılamanın devam ettiği, Mahkemece de taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu belgeye göre çözümlendiği, o halde, mahkemece, Borçlar Kanunu'nun 53 üncü (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74) maddesi uyarınca bu ceza davası sonucunun HMK'nın 165 inci maddesi de gözetilerek bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiş, süresi içinde davacılar karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.03.2019 tarihli, 2018/3851 Esas, 2019/3587 Karar sayılı ilamıyla davacıların karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 10.02.2021 tarihli 2019/278 Esas, 2021/113 Karar sayılı kararı ile; ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/550 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklendiği, sonuç itibariyle sanık hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği gerekçesiyle; ''asıl davada davanın kabulü ile, davalıların ... 9.İcra Müdürlüğünün 2010/4691 esas sayılı dosyaya yapmış oldukları itirazlarının; davacı ... yönünden 2.008.315,10 TL, temlik alan davacı ... yönünden 349.684,90 TL asıl alacak, icra gideri, vekalet ücreti ile birlikte iptaline, hüküm altına alınan alacağın % 40'ı üzerinden hesap edilen 943.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak 803.326,04 TL'sinin davacı ...'e, 139.873,96 TL'sinin temlik alan davacı ...'a ödenmesine, birleştirilen ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 Esas 2011/282 Karar sayılı davasında; davanın reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine'' karar verilmiştir.
2. Karara karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Dairenin 19.04.2022 tarihli, 2021/8548 Esas, 2022/3734 Karar sayılı ilamıyla; davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verildiği,
Tarafların asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği,
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Avukatlık Kanunu’nun “Çekişmeli Hakları Edinme Yasağı” başlıklı 47 nci maddesi gereğince avukatın el koyduğu işlere ait çekişmeli hakları edinmesi veya bunların edinilmesine aracılık etmesi yasak olup bu düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu, bu madde ile avukatın üstlendiği hukuki yardımı kendi işi haline getirip çıkar sağlamaması, ... sahibine karşı tarafsız ve bağımsız bir şekilde vekalet görevini yerine getirmesinin amaçlandığı, o halde mahkemece asıl davada temlik alan ...’ın talebinin reddi ile sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği,
Davacı vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı vekilinin icra takibini 4.500.000 USD asıl alacak ve 2.756 USD işlemiş faiz toplamı 4.502.756 USD üzerinden başlattığı, eldeki davayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.358.000,00 TL alacak için açmış olup, davanın bu haliyle kısmi dava niteliğinde olduğu, Mahkemece dava dilekçesinde asıl alacağın fer'ileri ile birlikte iptali denmiş ise de, bu ifadeden işlemiş faizi kapsadığının anlaşılamadığı, bu nedenle faiz talebi olmadığı kabul edilerek hüküm kurulduğu, oysa dava dilekçesinin sonuç kısmında davacı ... adına 2.358.000,00 TL alacak miktarı için davalıların haksız itirazlarının taleple sınırlı olarak (2.358.000TL ve ferileri) iptali ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş olup, ferileri ibaresinin faizi de kapsadığı, hal böyle olunca mahkemece asıl alacağın faiziyle birlikte takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, karara karşı süresi içinde taraflar karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Dairenin 11.10.2022 tarihli, 2022/5917 Esas, 2022/7642 Karar sayılı ilamı ile tarafların karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ''asıl davada davacı, alacağının 349.684,90 TL'sini avukatı ...'a temlik etmiş ise de bu temlik geçersiz olduğundan temlik edilen kısmın da hak sahibi davacıda kaldığı gözetilerek 2.358.000 TL yönünden davacının davasının kabulüne karar verildiği, dava dilekçesinde takipte talep edilen işlemiş faiz yönünden açıkça talepte bulunulduğu belirtilmemiş ise de dava dilekçesinde asıl alacağın fer'ileri ile birlikte iptali denmiş olmakla ferileri ibaresi faizi de kapsadığından davacının talebini TL olarak yaptığı ve tarafların tacir olduğu gözönüne alınarak ticari işlerde uygulanan avans faizine hükmedildiği, bu miktar yönünden de %40 oranı üzerinden icra- inkar tazminatına hükmedildiği,
Asıl davada, davacıdan temlik aldığı 349.684,90 TL ve birleştirilen dosya da temlik aldığı 390.000 USD için Av.... tarafından talepte bulunulmuş ise de; Avukatlık Kanunu’nun “Çekişmeli Hakları Edinme Yasağı” başlıklı 47 nci maddesi gereğince asıl davada ...'ın temlik aldığı kısım yönünden ve birleşen dosyada ise icra dosyasından temlik aldığı kısım yönünden davasının reddine karar verildiği,
Birleştirilen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 Esas sayılı dosyasında açılan davada verilen karar Yargıtay ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiğinden bu dava yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği gerekçesiyle; ''asıl davada; asıl davanın kabulüne, davalıların ... 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin davacı ... yönünden 2.358.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte devamına, temlik alan ...'ın davasının reddine, alacak likit olduğundan asıl alacağın %40'ı üzerinden hesaplanan 943.200,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, birleşen ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 Esas sayılı dosyası onanmak suretiyle kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına'' karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar; 02.05.2001 tarihli Avukatlık Kanunu'nda değişiklik yapan 4667 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi ile Avukatlık Kanunu'nun 47 nci maddesinde düzenlenen “Çekişmeli Hakları Edinme Yasağı” başlıklı maddenin ikinci fıkrası ve bununla bağlantılı 164/3 maddesine aykırı ve 4667 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin inkâr edildiğini, bu değişiklik ile avukata “sadece ve sadece avukatlık ücretine karşılık” ve “para alacağı davalarında” dava konusu miktarı edinebilme hak ve yetkisi getirildiğini, mevcut yasanın tatbikinden kaçınılması ve yasal düzenlemenin uygun bulunmaması sebebi ile davacı ... tarafından bireysel başvuru hakkının kullanıldığını, Mahkemenin bireysel başvurunun sonucunun davanın esasına etkili olmayacağı kanaati ile neticesinin beklenmemesine karar verdiğini ancak bu kararın doğru olmadığını, asıl davada ...'ın davanın açılmasından sonra HMK'nın 125 inci maddesine göre temlik ile sınırlı olarak davacı statüsü kazandığını, dolayısı ile temlik bedelinin temlik edene dönmesi, lâkin ... aleyhine maktu dahi olsa vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, birleşen davada dava şartı yokluğundan dava reddedildiği halde, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, asıl davada icra takibinin dayanağı olan “Tutanaktır” başlıklı belgede ödeme vadesi açıkça belirtildiğinden (31.12.2009), bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
2. Davalılar; davanın derdestlik nedeniyle hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, yargılamada ödemelere dair hiçbir tespit yapılmadığını, davacının hiçbir zaman 4.500.000,00 USD ödediği iddiasında bulunmadığını, bu konuda bir inceleme yapılmadığı gibi sahte olduğu iddia edilen bir belgeyi icraya koyan kişiler iyiniyetli kabul edilerek, bu kişilerin ısrarlı bir şekilde bu belge sahtedir iddialarına rağmen belgenin alacak iddialarını kanıtlamış olduğunun kabul edildiğini, aleyhe icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, asıl davada temlik alan Av. ... yönünden temlik geçerli sayılmadığı gibi birleşen davanın da reddine karar verildiğini, hal böyle iken tamamı reddedilen birleşen dava ile ilgili olarak %40 oranında haksız takip tazminatına hükmedilmemiş olmasının, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, asıl davada kabul edilmeyen temlik ile ilgili olarak lehe vekalet ücretine hükmedilmemesinin de doğru olmadığını, asıl davada alacağa takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin taleple bağlılık kuralına aykırılık oluşturduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alıcılar davacı ... ile dava dışı ...A.Ş. ve satıcı davalılar arasında imzalanan adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle ödenen ve ''tutanaktır'' başlıklı belge ile tespit edilen bedellerin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 nci maddesi; ''Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.'' şeklindedir.
4. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2 nci maddesine göre; itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165/1 inci maddesine göre; bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
3. Değerlendirme
1.Tarafların birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı ...'ın birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının, Dairenin 2021/8548 Esas, 2022/3734 Karar sayılı ilamı ile reddedilerek birleşen davanın reddine ilişkin hükmün onandığı ve karar düzeltme isteminin de reddine karar verildiği, böylece birleşen davaya ilişkin hükmün 11.10.2022 tarihi itibariyle kesinleştiği anlaşılmakla, tarafların birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmıştır.
2. Tarafların asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve bozma doğrultusunda Avukatlık Kanunu'nun 47 nci maddesi gereği temliknamenin geçersiz olduğu kabul edilerek hüküm kurulduğu, yukarıda yer verilen hukuk kuralı gereği temlik geçersiz olmakla temlik alan ve bu şekilde asıl davada davacı olarak yer alan ... yönünden davanın reddedilmesi nedeniyle aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu, asıl davada bozma ilamı doğrultusunda asıl alacağa takip tarihinden itibaren faize hükmedildiği, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde kanuna aykırılık olmadığı, davalıların tazminat istemi yönünden ise alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden tazminata hükmedilmesine olanak bulunmadığı, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucunun beklenilmesi gerektiği beyan edilmişse de yukarıda yer verilen 6100 sayılı Kanun'un 165/1 inci maddesi gereği bu konuda bekletici mesele yapılmasının zorunluluk arz etmediği anlaşılmakla, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
17.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca dosyanın gönderildiği mahkemece kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.