"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1458 E., 2023/523 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/78 E., 2021/349 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili hastane tarafından davalı kuruma teslim edilen 2017 Mart ve Nisan aylarına ait faturalardan örnekleme yöntemi ile seçilen faturanın incelenmesi sonucunda hata oranlarının hesaplandığını, bu oranın kuruma teslim edilen toplam fatura tutarının yansıtılması sonucu müvekkili hastanenin alacağından Mart ve Nisan 2017 yılına ilişkin faturalardan toplam 459.939,69 TL'lik haksız ve mevzuata aykırı olarak kesinti yapıldığını beyan ederek; kesilen 459.939,69 TL'nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; açılan davanın yerinde olmadığını, yapılan kesintinin SUT ve ilgili mevzuatlar doğrultusunda yapıldığını, hukuka ve yasalara aykırı olmadığını belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 22.11.2018 tarihli, 2017/423 Esas, 2018/581 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davalı kurum tarafından davacı şirkete ait hastaneye 2017 yılı Mart ve Nisan ayına ilişkin olarak yapılan 440.902,14 TL kesintinin dava tarihi olan 18/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 29.01.2020 tarihli, 2019/411 Esas, 2020/113 Karar sayılı kararı ile; bilirkişi heyetinin kesinti işlemine esas tetkik ve tedavi işlemlerinin uygulandığı uzmanlık alanlarından oluşturulmadığı ve raporun bu hali ile yetersiz olduğu, mahkemece yeniden oluşturulacak, dava konusu kesinti işleminin dayanağı olan, branşları mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilmiş olan uzmanlık alanlarından, HMK'nın 267. maddesi gereğince oluşturulacak (tek sayıda) konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda yer alan hususların açıklığa kavuşturulduğu, taraf, mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli, davalı tarafın hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını da karşılayacak nitelikte rapor alınması sureti ile hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf talebinin kabulüne, Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 22/11/2018 tarih, 2017/423 Esas - 2018/581 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
2.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yeniden yapılan yargılamada dava konusu kesinti işleminin dayanağı uzmanlık alanlarından seçilen bilirkişi heyetine dosya tevdi olunarak rapor alındığı, alınan raporun mahkemece hüküm kurmaya yeterli ve elverişli görüldüğü, Mart ve Nisan dönemine ilişkin olan toplam 408.423,20 TL kesintinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalı kurum tarafından davacı şirkete ait hastaneye 2017 yılı Mart ve Nisan ayına ilişkin olarak yapılan toplam 408.423,20 TL kesintinin dava tarihi olan 18.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu olayda, davacı SHS ile müvekkil Kurum arasında akdedilmiş olan Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Hizmet Satın Alma Sözleşmesinin mevcut olduğunu, bu sözleşme imzalanmadan önce davacı tarafından sözleşme hükümlerinin bilinip kabul edildiğini, sözleşme serbestisi ve ahde vefa ilkeleri uyarınca kendi hür iradesiyle sözleşme imzalamış sağlık hizmet sunucusundan imzaladığı sözleşme ile verdiği taahhütlerine uymasının bekleneceğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme gibi, davacının bu sözleşmeye istinaden kabul ettiği örnekleme yöntemi konusunda da davacının basiretli bir tacir gibi davranması ve ahde vefa göstermesi gerektiğini, somut olayda davacının da örnekleme yoluyla fatura ödemesi yöntemini tercih ettiğini, müvekkil kurumla sözleşmesi olan davacının müvekkil kuruma belirtilen dönemlerde MEDULA sistemi üzerinden teslim ettiği sağlık giderlerinin merkezde görevli hekimler tarafından Sağlık Uygulama Tebliği, 08/03/2017 tarihli ve 30001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sağlık Hizmeti Sunucularının Faturalarının İncelenmesine Ve Bedellerinin Ödenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik çerçevesinde mevzuata uygunluğu yönünden incelenerek işlemlerin tesis edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmede Sağlık Hizmeti Sunucularının MEDULA sistemine kaydettiği her türlü bilginin doğruluğunu ve mevzuata uygunluğunu kabul ve taahhüt edeceği belirtilmiş olup, davacının müvekkil kurumla yaptığı sözleşme uyarınca mevzuatlara uyma zorunluluğu bulunduğunu, müvekkil kurumca, dava konusu olay ile ilgili olarak yapılan kesintilerin ve tesis edilmiş işlemlerin tamamen bahsedilen sözleşme, sağlık uygulama tebliği, 5502 ile 5510 sayılı Kanun ve diğer meri mevzuat uygulamalarına uygun şekilde yapıldığını, mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli bulunduğu, belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.'nun 353/1/b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kurum tarafından yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Taraflar arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Hizmet Satın Alma Sözleşmesinin hükümleri ve Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri.
3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, kararda belirtilen gerekçelere ve yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan sözleşme ve Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine göre çözümlendiği anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.