"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/120 E., 2023/694 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/33 E., 2021/279 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak görülen adi ortaklığın tasfiyesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında 15.01.2014 tarihli ortaklık sözleşmesi düzenlenerek Ankara-Kayseri Hattı Km:228+750-228+150 arasında Şev Tanzimi Yapılması ve Polatlı Konya YHT hattı Palye Hendeklerinin Temizlenmesi işinin yapımı konusunda anlaşıldığını, sözleşmeye dayanarak davalının müvekkiline vekaletname verdiğini, bu vekalet ile yirmiden fazla ihaleye katıldığını, ihale masraflarını kendisini karşıladığını, davalı adına açılacak krediler için oğlunun taşınmazını ipotek olarak gösterdiğini, sonrasında davalı ile DDY arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca işleri müvekkilinin kendi imkanları ile yaptırıp davalı adına teslim ettiğini, ancak davalının bu işten müvekkilinin alacağını ödemediğini, ihtarname ile müvekkilini uzaklaştırdığını, hak edişleri davalının aldığını ileri sürerek; işlerle ilgili ayrı ayrı şimdilik 15.000,00 TL'nin iş bitim tarihinden itibaren uygulanacak en yüksük banka ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP ve KARŞI DAVA
Davalı vekili; davacının bilgi vermemiş ve ödeme yapmaması üzerine sözleşmenin haklı nedenle 04.07.2014 tarihinde feshedildiğini, sonrasında davacının oğlunun müvekkili adına çek keşide ettiğini ve tahsil edildiğini, yine davacının oğlunun kaşesini kullanarak müvekkilini borçlandırdığını, sözleşmelerin feshinden sonra yapılan işlerden dolayı talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada; sözleşme gereği davacının oğlu Mustafa'ya verilen vekaletname ile işlerin yürütüldüğünü, bu işlemlere ilişkin herhangi bir hesap sunulmadığı gibi hakediş ödemelerinin de yapılmadığını ileri sürerek; şimdilik 10.000,00 TL'nin karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl ve karşı davanın adi ortaklığın feshinden kaynaklandığı, adi ortaklığın sona ermesiyle birlikte tasfiye aşamasına gireceği, uyuşmazlıkta tasfiyenin yapılmadığı, bu nedenle Mahkeme eliyle yapılması gerektiği resen belirlenen tasfiye memurunun ücretinin yatırılması için taraf vekillerine süre verilerek "ücret yatırılmadığı takdirde tarafların tasfiye memuru atanmasından vazgeçmiş sayılacaklarının ve dosyanın mevcut hali ile karara bağlanabileceğinin ihtarına" şeklinde usulüne uygun ihtarat yapıldığı, ihtara rağmen tasfiye memuru ücretinin yatırılmadığı, mevcut bilirkişi raporlarının tasfiye yapılmasına elverişli olmadığı, davaların ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı/karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı vekili; davada ve karşı davada adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin istemin bulunmadığını, tarafların adi ortaklık gereği yapılan işlerden %50 paylarını istediklerini, kâr hesabının sağlıklı yapılabilmesi için yapılan imalat neticesinde elde kalan net gelirin tespit edilmesi gerektiğini, davayla bağlantılı iş kazası, rücu ve ortaklığa konu faturalara ilişkin davaların bulunduğunu, 5 yıl sürecek olan bu süreç için tasfiye memuruna aylık 2.500,00 TL ödenecek tutarın fahiş olduğunu, tasfiye memuruna gerek olmadığını, bekletici mesele yapılması gereken dosyaların neticelenmesi akabinde bilirkişi raporu alınması gerektiğini, kararın hatalı olduğunu, 4 işi kendi adına kurumdan davalının aldığını, 3 işin hak edişlerini davacının ve oğlunun tahsil ettiğini, ödeme yapılmayan davalının alacaklı olduğunu, davacının alacağının bulunmadığını, iş bedelininin tahsil edildiğini, bu nedenle adi ortaklık sözleşmesinin fesih edildiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamından, taraflara tasfiye memuru konusunda anlaşma sağlanması için süre verildiği, tarafların bildirmemesi üzerine Mahkeme tarafından resen belirlenen tasfiye memurunun ücretinin verilen süreye rağmen yatırılmadığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre alacağın belirlenebilmesi için tasfiye yapılması gerektiği, alınan bilirkişi raporlarına rağmen tarafların alacağının netleşmediği, ortaklığın tasfiyesinin mutlak olduğu, tasfiye sonucunda tarafların alacağı oranların tespit edileceği, tarafların tasfiye memuru ücretinin verilen süreye rağmen ödenmemesi nedeni ile ispatlanamayan asıl ve karşı davanın reddine ilişkin kurulan hükmünde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı/karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı/karşı davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, taraflar arasındaki adi ortaklığın feshedilmesine, tasfiye hükümleri uygulanarak alacak miktarının belirlenmesinin ve bu kapsamda tasfiye işlemlerinin ücreti davacı tarafından yatırılacak tasfiye memurunca yerine getirilmesinin gerekmesine, mevcut raporların hüküm kurmaya elverişli olmamasına göre, davalı/karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.