Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3235 E. 2024/4266 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilin, kendisine verilen vekaletnameyi kötüye kullanarak mirasçıları zarara uğratıp uğratmadığına ilişkin tazminat davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilin, mirasçılara düşecek dairelere ilişkin taraflar arasında kararlaştırma olduğu ve ona göre daire paylaşımı yapıldığı iddiasını ispat edemediği, vekaletnamede miras payları oranında işlem yapma yetkisi verildiği ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davacı lehine verdiği tazminat kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1773 E., 2023/915 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/331 E., 2020/3 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; 24 parselde kain taşınmazın davalı ile ortak murisleri ... adına kayıtlıyken onun ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, binanın yıkılarak yeniden inşa edildiği ve bu bina üzerinde 15.04.2015 tarihinde kat irtifakı tesis edildiğini, davalı ...'nın kat irtifakı kurulmadan önce hissedarlardan 09.04.2015 tarihinde aldığı vekaletname gereğince, muris ...'ın vefatı ile intikal eden gayrimenkullerle ilgili olarak kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesis etme konusunda yetki aldığını, müvekkili ... adına zemin kat 7 nolu daireyi, diğer müvekkili ... adına ise 5 nolu daireyi mirasçılardan dava dışı ... ile müşterek olarak kat irtifakı tesis ettirdiğini, tarafların sahip oldukları hisseler göz önünde alındığında, dava konusu taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulurken davalı ...'nın vekalet görevini kötüye kullanarak müvekkilleri aleyhine, kendisi ve dava dışı mirasçı kardeşleri lehine işlem tesis ederek müvekkillerini zarara uğrattığını ifade ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili ...'ın uğradığı 10.000,00 TL, diğer müvekkili ...'in uğradığı 5.000,00 TL zarara karşılık açtıkları bedel iadesi davasının kabulü ile dava tarihinden itibaren 15.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiş, 17.10.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle, 18.06.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı tarafından davacı ...'ın 260.000,00 TL, diğer davacı ...'in ise 160.000,00 TL olmak üzere toplam 420.000,00 TL zarara uğratıldıkları tespit edildiğinden talep sonuçlarını toplam 420.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davaya esas oluşturan vekaletname konusu taşınmazın eski halinde mevcut olan binada müvekkili ve müvekkilinin diğer kardeşlerinin uzun yıllardır ikamet ettiklerini, müteahhitlik anlaşması sonrasında yeniden inşa edilen binada da müvekkili ile diğer tüm mirasçılara ait birer daire sahibi olduklarını, vekaletnamenin müvekkili tarafından kendisi ve kardeşleri yararına olacak şekilde kötüye kullanıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacıların haklarının iyi niyetle korunduğunu, müvekkilini vekil eden davacının, kendisi ve velisi bulunduğu davacı küçük adına düzenlenmiş vekâletname ile hangi dairelerinin adlarına tapu tahsis işlemlerinin yapılacağını bildiğini, dava dışı mirasçı ...'ye 70.000,00 TL ödendikten sonra 5 numaralı dairenin tamamının davacı ...'e ait olacağını bilerek ve isteyerek hareket ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu vekaletnamede verilen açık yetki gereğince davalı ...'nın mirasçılık belgesi işlemlerini gerçekleştirdiğini, temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılmadığı, davalı vekilin iradeye uygun hareket ettiği, davalı tanıkları da dikkate alındığında vekalet gereği yapılan temliklerin zararlandırma kastı içermediği paylaştırma kastı ile temliklerin yapıldığı, davalılar vekilinin çekişme konusu taşınmazların bedel ve miktar farkı gözetmeksizin taksimini sağladığı, davacılar vekilinin ayrıca herhangi bir tanık deliline de dayanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; davalı ...'nın vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle ve tamamen kötü niyetle müvekkillerinin miras hisselerindeki hakkına tecavüz ederek intikal tarihinde bilirkişi raporunda da tespit olunduğu üzere 420.000,00 TL zarara uğratacak şekilde hisse devri yaptığını, davalıya verilen vekaletnamede mirasçılık belgesine göre intikal yapılması hususunda yetki verildiği halde miras paylarının gözetilmediğini, davalı vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını, Mahkemenin bu hususla ilgili gerekçe yazmadığını, bilirkişi raporunun taraflarca itiraza uğramadan kesinleştiğini, Mahkemece bilirkişi raporunun yok sayıldığını, kararın kaldırılarak bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini gerektiğini ifade ederek, kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı vekil edilen, murisin sağlığında mirasçılar arasında taksimi gerçekleştirdiğini tanık beyanları ile ispat edemediği, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde murise veya sonrasında mirasçılara düşecek dairelere ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, davacılar tarafından davalıya verilen vekalette "miras payları oranında" gerekenlerin yapılması için yetki verildiği, bilirkişi raporunda, taraflar ve dava dışı mirasçılar adına tapuya tescil edilen bağımsız bölümlerin tespit edilen miktarları ve miras hisselerine göre aradaki fark tespit edilmiş olup, bilirkişinin belirttiği miktar üzerinden davanın ve ıslahın kabulüne karar verilmesi gerektiği, muris ...'ın 03.01.2015 tarihinden vefatından sonra mirasının 8 pay olarak kabul edilerek, bilirkişi raporuna göre, davacı ...'in 160.000,00 TL, davacı ...'ın 260.000,00 TL zararının olduğu tespit edildiği gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulü ile, davacı ... için toplam 260.000,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 12.08.2015 tarihinden, 250.000,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 17.10.2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, davacı ... Ayan için toplam 160.000,00 TL'nin 5.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 12.08.2015 tarihinden, 155.000,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 17.10.2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacıların tüm mirasçılara karşı tapu iptal ve tescil davası açması gerekirken sadece müvekkiline karşı vekaletin kötüye kullanılması iddiasıyla dava açtıklarını, yeni yapılan binada dairelerin kardeşlere dağılımı, hangi çocuğun kaçıncı katta ve hangi dairede oturacağını sebeplerini de bildirerek merhum ...'ın karar verdiğini, bu konuda tanık deliline de dayandıklarını, tanık beyanlarının net olduğunu, müvekkilinin öz kardeşleri ile birlikte davacıların da haklarını iyi niyetiyle tümüyle koruduğunu, müvekkilinin ne kendisi yararına ne de kardeşleri yararına olacak şekilde vekaletnameyi kötüye kullanmadığını, davacı ...'ın vekaletname düzenirken kendisi ve velisi bulunduğu kızı adına birer daire tahsis edileceğini ve dava dışı ...'ye 70.000,00 TL ödendikten sonra 5 numaralı dairenin tamamının ...'e ait olacağını bildiğini, müvekkiline verilen vekaletnamede "dilediği daireyi adımıza seçmeye" diye tüm mirasçıların yetki verdiğini, müvekkiline verilen vekaletnamenin içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacıların ve dava dışı diğer mirasçıların miras bırakanlarından kalan taşınmaz intikali yanında, açıkça taksim sözleşmesi yapma konusunda da müvekkilini yetkilendirdiklerini, müvekkilinin de bu yetkisini kullanarak, diğer mirasçıların vekili ve bizzat bir kısım mirasçılarla birlikte çekişme konusu taşınmazın bedel ve miktar farkı gözetmeksizin taksimini sağladığını, davacıların tanık deliline dayanmadığını ifade ederek, kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü

" başlıklı 6'ncı maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "İspat yükü" 190'ıncı maddesinin birinci fıkrası.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, .... Noterliğinin 4807 yevmiye nolu ve 09.04.2015 tarihli düzenleme şeklinde vekaletnamesi ile; "Murisimiz ... isimli kişini vefatı ile diğer mirasçılar yanında bize her türlü yolla intikal eden veya edecek İstanbul ili, Kağıthane ve Şişli ilçesi hudutları dahilindeki bilimum taşınmazdaki/taşınmazlardaki hak ve hisselerimizin tamamı....mirasçılık belgesine göre adımıza intikal ettirmeye" şeklinde davalı ...'nın vekil tayin edildiği, mirasçılara düşecek dairelere ilişkin taraflar arasında kararlaştırma olduğu ve ona göre daire paylaşımı yapıldığı iddiasını usulüne uygun delillerle ispat edemediği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.