Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3263 E. 2023/2434 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, davacı bankadan kullandığı kredi kartı, kredili mevduat hesabı ve tüketici kredisinden kaynaklanan borçlarını ödememesinden dolayı, davacı bankanın yaptığı takibe yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı bankanın, kredi kartı borcu da dahil olmak üzere davalının tüm borçlarını muaccel hale getirmek için 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 28. maddesi uyarınca usulüne uygun ihtarname tebliğ etmesi gerekirken tebliğ yapamaması ve sadece muaccel borçların talep edilebilir olması gözetilerek, yerel mahkemenin davalının itirazının kısmen kabulüne ilişkin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2018/442 E., 2021/45 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 21.02.2018 tarih, 2016/15755 E., 2018/815 K. sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı tarafça temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalıya 356-666967 nolu kredili mevduat hesabı açıldığı, ayrıca 5549 **** **** 3026 no.lu kredi kartı verildiği, 91-7875102 ve 91-7871533 nolu kredilerin kullandırıldığı, ancak sözleşmeye uygun olarak kredi kartından ... borç ve kredi taksitlerinin de ödenmemesi üzerine borçluya 29.11.2014 tarihli ihtarname gönderilerek borçların ödenmesi, aksi takdirde tüm alacağın tahsili için yasal yollara başvurulacağının bildirildiği, ihtarnameye herhangi bir itirazda bulunmayan borçluya karşı İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2014/24860 Esas dosyasından takibe geçildiği, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürmüş ve borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, aleyhine %20 icra inkâr tazminatı yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 10.05.2016 tarihli 2015/1130 E., 2016/984 K. sayılı kararıyla; hükme yeterli bulunan bilirkişi raporunda hesaplanmış olduğu üzere, davacının talep ettiği miktar da gözönünde bulundurularak davalı borçlunun, davacı bankadan kullandığı kredi ile ilgili olarak İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2014/24860 E. sayılı dosyası ile borçlu olduğu tespit edildiğinden davanın kabulüne, itirazının iptali ile, takibin 16.861,99 TL üzerinden devamına, alacak likit, itiraz haksız olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 21.02.2018 tarih, 2016/15755 E., 2018/815 K. sayılı ilamıyla; davalı bankanın alacağının tüketici kredisi ve kredi kartı kullanımından kaynaklandığından, kredi kartı kullanımından ... alacağın ... kanun niteliğinde bulunan 5464 sayılı yasanın 26 ncı maddesine göre belirlenecek faiz oranları dikkate alınarak hesaplanması gerekirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan TBK'nun 88 ... ve 120 nci maddelerine göre düzenlenen bilirkişi raporuna yönelik davacının itirazları da dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden ve kredi kartı kullanımından ... alacak ayrıldıktan sonra tüketici kredisi borcu mevcut ise bunun da ayrı bir kalem olarak belirlenmesi gerekeceğinden dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetsiz olduğundan mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı banka tarafından, davalının birikmiş kredi kartına ilişkin borçlarının 08.09.2017 tarihinde yapılandırılarak taksitli tüketici kredisine dönüştürüldüğü, kredi kartı hesabından yapılandırılan bu borçların 6502 sayılı Yasanın 22 nci maddesi kapsamında tüketici kredisi niteliği taşıdığı, davacı banka tarafından gerek tüketici kredileri ve kredili mevduat hesabı ile gerekse kredi kartı ile ilgili gönderilen ihtarnamelerin davalıya tebliğ edilememesi nedeniyle, tüketici kredileri için ancak icra takip tarihi itibariyle vadesi geçen taksitlerin talep edilebilir olduğu anlaşıldığından 16.10.2020 tarihli raporda yapılan tespitler uyarınca davalının, İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2014/24860 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin; 91-7871533 referans numaralı taksitli tüketici kredisi bakımından 127,22 TL asıl alacak, 46,36 TL faiz, 2,32 TL BSMV olmak üzere toplam 175,90 TL; 91-7875102 referans numaralı taksitli tüketici kredisi bakımından 139,98 TL asıl alacak, 13,11 TL faiz, 0,14 TL BSMV olmak üzere toplam 153,23 TL; 5549 6084 9362 3026 nolu kredi kartı bakımından 3.606,92 TL asıl alacak, 65,90 TL faiz, 3,16 TL BSMV olmak üzere toplam 3.675,98 TL; 356-6669675 referans numaralı kredili mevduat hesabı bakımından 497,09 TL asıl alacak, 10,09 TL faiz, 0,22 TL BSMV olmak üzere toplam 507,40 TL olmak üzere toplam 4.512,52 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak olan (127,22 TL + 139,98 TL + 497,09 TL ) 764,29 TL'ye takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %18 oranında temerrüt faizi ve buna ilişkin %5 oranında BSMV'nin uygulanmasına, asıl alacak olan 3.606,92 TL'ye takip tarihinden tahsil tarihine kadar %30,24 oranında temerrüt faizi ve buna ilişkin %5 oranında BSMV'nin uygulanmasına, alacağın kabul edilen kısmının belli ve likit olması nedeniyle asıl alacak olan (127,22 TL + 139,98 TL + 497,09 TL + 3.606,92 TL ) 4.371,21 TL'nin takdiren %20'si olan 874,24 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde; TKHK’nun 10 uncu maddesi uyarınca davalının itirazına ilişkin olarak; kendisine gönderilen ihtarnameye itiraz edilmediği gibi borcun ödenmesi konusunda da herhangi bir girişimde bulunulmadığını, davalı ile yapılan sözleşmelerde müşteri ve kefillerin gecikmeye düşmeleri halinde alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren bankaya fiili ödeme tarihine kadar kredi şartlarında yazılı gecikme faiz oranı üzerinden gecikme faizi ödemeyi kabul ve taahhüt ederler dendiğini, ayrıca 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesinde “Bir akdin mevzuu, kanunun gösterdiği hudut dairesinde, serbestçe tayin olunabileceği", 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26 ncı maddesinde de “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.’’ hükmünün yer aldığını, bu nedenle borçluya gönderilen ödeme emrinde sözleşme ve kanuna uygun olarak akdi temerrüt faizinin talep edildiğini, davalının ödemelerini herhangi bir belge ile de ispat edemediğini, itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalının davacı bankadan kullandığı kredi kartı ve kredili mevduat hesabı ile tüketici kredisinden kaynaklanan borçlarını vadesinde ödememesi nedeniyle davacı banka tarafından davalının tüm borçlarının muaccel hale geldiği iddiası ile davalıdan talep ettiği alacakları hakkında yaptığı takibe itirazın iptaline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (6502 sayılı kanun) 22 nci maddesi şu şekildedir;

“(1) Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder.

(2) Kredi kartı sözleşmeleri, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç ... daha ... süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkânı sağlanması hâlinde tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir. Ancak bu durumda uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen orandan fazla olamaz.

(3) Tüketici kredisi sözleşmesi yazılı olarak kurulmadıkça geçerli olmaz. Geçerli bir sözleşme yapmamış olan kredi veren, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez.”

4. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (6502 sayılı kanun) 28 ... maddesi şu şekildedir;

“(1) Belirli süreli kredi sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi durumunda, kredi veren, borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi hâlinde kullanılabilir. Kredi verenin bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz ... süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur.

(2) Muaccel kılınan taksitlerin hesaplanmasında faiz, komisyon ve benzeri masraflar dikkate alınmaz.”

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, davalının davacı bankadan kullandığı kredi kartı, kredili mevduat hesabı ve tüketici kredisi borçlarını ödemediği, kredi kartı nedeniyle yapılandırma yapıldığı, bu nedenle 6502 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca davalının kredi kartı borcunun da tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirileceği ve bankanın davacının bu üç hesabı nedeniyle vadesi gelmeyen tüm borçlarını muaccel hale getirebilmesi için aynı kanunun 28 ... maddesi kapsamında usulüne uygun ihtarname tebliğ etmesi gerektiği halde tebliğ yapamamış olmasından dolayı sadece bankaya olan muaccel borçlarının talep edilebileceği anlaşıldığından davacının tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.