Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3264 E. 2024/1397 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı hastane ve doktorun davacının rızası dışında doğum kanallarını (tüplerini) bağlayıp bağlamadığı ve bundan dolayı tazminat sorumluluğunun doğup doğmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tüplerinin bağlandığını bildiğine dair çelişkili ifadeleri, davalıların sezaryen ameliyatı dışında bir işlem yaptıklarına dair herhangi bir kayıt bulunmaması ve davanın ispat edilememesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/425 E., 2023/574 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/371 E., 2021/716 K.

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ikinci sezaryan ameliyatının davalı doktor tarafından 31.10.2011 tarihinde yapıldığını ve 01.11.2011 tarihinde hastaneden taburcu edildiğini, davacının 2017 yılında ikinci evliliğini yaptıktan sonra çocuğu olmaması üzerine başka hastanelere muayeneye gittiğini 08.03.2019 tarihinde tüplerinin bağlandığını öğrendiğini, bu sebeple son sezaryan ameliyatı sırasında davalı doktorca tüplerinin bağlandığını, müvekkilinin doğuma girmeden önce bu yönde bir talimatta bulunmadığını, 22 yaşındayken ve önündeki uzun zaman diliminde tekrar gebelik istemesi yüksek ihtimalken böyle bir müdahalede bulunulmasının tamamen doktor hatası sonucu olduğunu belirterek; olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı hastane vekili; davacının sunmuş olduğu operasyon notunda da açıkça yazıldığı gibi sezeryandan başkaca bir işlemin gerçekleştirilmediğini, davacının iddia ettiği, Tüp Ligasyon işleminin hem kadın hastadan hem de eşinden onay alınmadan yapılamayacağını Tüp Ligasyon işleminin ücretinin oldukça yüksek olduğunu, böyle bir operasyon gerçekleştirilip de bu operasyonun ücretinin davacıdan tahsil edilmemesinin söz konusu olamayacağını, davacının sunmuş olduğu tetkik raporlarının hiç birinde tüpleri bağlandığı için tubal oklüzyon olduğuna dair bir ifadenin bulunmadığını, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 2013 yılı öncesi tüm evrakların hasta dosyaları da dahil sular altında kaldığını, bu nedenle hasta dosyasının sunulmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Dr. ...; davacıya sezeryan haricinde başka bir tıbbi işlemin uygulanmadığını, hastanın 01.11.2011 tarihinde şifa ile taburcu edildiğini ve sonrasında tarafından herhangi bir muayenesinin olmadığını, gerekli tetkikleri yaptırmadan, kulaktan dolma bilgilerle itham edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hastane raporlarının temin edildiği, bilirkişi raporunun alındığı, davacının isticvap edilerek dinlendiği, davacının tüplerinin bağlandığına dair hiçbir hastane kaydı bulunmadığı, davacıya Hacettepe Üniversitesinde Laparoskopi Testi yaptırılması üzerine kesin tanı ile davacının Bilateral Tüp Ligasyonu (Kısırlaştırma) operayonu geçirdiğinin anlaşıldığı, iki çocuk sahibi olan davacının, ikinci eşinden çocuğu olmaması sonrası bunun kendisinden kaynaklanmış olabileceğini düşünmesinin ve eşiyle birlikte kontrole gitmesinin makul olmadığı, davacının iddiasına göre ilk muayene olan 05.11.2018 tarihli kontrole ait epikriz belgesinde davacının tüplerinin bağlandığını doktora beyan ettiğinin sabit olduğu, bu beyanın hatalı olduğu iddiasının makul olmadığı, davacının bu kontrol öncesinde de tüplerinin bağlı olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği, davalı doktorun eşlerin birlikte kesin rızasını gerektiren bir işlemi rıza ve talep olmadan yapmış olmasının makul olmadığı, davalı doktorun tutarlı beyanlarına karşılık davacı beyanlarının tutarlı olmadığı, yapılan işlemin niteliği göz önüne alındığında bu işlemin SGK kayıtlarına girmeden de yapılma ihtimali bulunduğu, bütün dosya kapsamı ile bu işlemin davalı tarafından yapılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; tanık olarak dinlenen davalı doktor ...in düzenlemiş olduğu epikriz belgesinde kendi şüphesinin müvekkilinin şikayeti olarak gidip müvekkili aleyhine tanıklık yaptığını, davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davalı doktor ve davalı hastanenin gerçekleştirmiş oldukları kusurlu eylemi sonuçlarını müvekkiline yıkmak için müvekkiline iftira attıklarını, hastane kayıtlarının 2013 yılında hastanenin arşivini su bastığı gerekçesiyle sunamadıklarını, dava konusu eylemi işlemediklerine yönelik herhangi bir delil ibraz edilmediğini, hastanenin arşivinin su bastığını sağlık bakanlığına bildirmekle yükümlü olup, buna ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadıklarını, müvekkilini henüz sadece 22 yaşındayken tüplerini bağlatmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece alınan bilirkişi raporu ve dinlenen tanık beyanlarından; davacının, davalı hastanede yapılan 31.10.2011 tarihli işleminin sezaryen doğumuna ilişkin olduğu, davacının iddia ettiği gibi bilateral tüp ligasyonu (doğum kanallarının tüplerinin bağlandığı) işlemi yapıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davacının bu işlemi 31.10.2011 tarihinden sonra başka bir yerde de yaptırmış olabileceği, tanık beyanlarından doğum kanallarının bağlandığının davacı tarafça bilindiğinin anlaşıldığı, davacının tüplerinin bağlı olduğunu 2019 yılında yapılan tedavi sırasında öğrendiğine ilişkin dava dilekçesindeki iddianın yerinde olmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; davalı özel hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacının rızası dışında doğum kanallarının (tüplerinin) bağlanmasına yönelik davalılar tarafından yapılan bir işlem bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "vekalet sözleşmesinin tanımı" başlıklı 502 nci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle bilirkişi heyetinin 29.03.2021 tarihli raporlarında, Özel Akdeniz Şifa Hastanesinden alınan davacı ... ile ilgili olarak davalı doktor ... tarafından yazılan epikriz raporunda; 31.10.2011 tarihinde acil sezaryen ile doğum yaptırıldığı, ameliyat notunda genel anestezi altında pfanenstiel insizyonla batına girilerek 3.290 gram erkek bebek doğurtulduğu ve uterusun bir nolu vicryl ile tek kat onarıldığı, batın temizliğini takiben batının kapatıldığının belirtildiği, bu sezaryen ameliyat notu olup, başka bir işlem ile ilgili herhangi bir not bulunmadığının ve dava konusu tüp bağlama işleminin davalı doktor tarafından yapıldığına dair bulgu olmadığının belirtilmesi ve Antalya Eğitim ve Araştırma hastanesinden alınan 05.11.2018 tarihli davacının muayenesine ilişkin doğum uzmanı ... tarafından düzenlenen epikriz raporunda; "2011 'de tüplerinin bağlandığını söylüyor, tüp açtırmak için gelmiş" şeklinde açıklama bulunduğu halde davacının dava dilekçesinde 08.03.2019 tarihinde tüplerinin bağlandığını öğrendiğine dair çelişkili söylemi yanında davanın ispat olunamadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacı taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcının iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.