Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3269 E. 2024/1389 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Protokol hükümlerine aykırı olarak taşınmazın geç tahliye edilmesinden doğan alacak ve cezai şartın tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, Yargıtay’ın bozma ilamına uygun olarak, bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşen hususlara müdahale etmeden hüküm kurduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/285 E., 2022/1400 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı asıl ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin anlaşmalı olarak boşandığı davalı eşi ile imzaladığı anlaşmalı protokol gereği ...... Mahallesi, .... Cadde No:122/5 - ........Ankara adresindeki 1/2 hissesine sahip olduğu dairenin, diğer taraf üzerinde bulunan 1/2 hissesinin de tapuda müvekkiline intikal ettirildiğini, boşanma ek protokolünün 3. maddesinde ''dava konusu daire tahrip edilmeden 01.05.2011 tarihine kadar tahliye edilecektir'' hükmüne rağmen meskenin diğer tarafça tahrip edilerek ve ek boşanma protokolüne uyulmayarak tahliye edildiğini, boşanma ek protokolünün 3. maddesinde yer alan '' 01.05.2011 tarihinde daire tahliye edilmediği takdirde tahliye edilmeyen her ay için ..., .............'e 1.500,00 TL ödeyecektir.'' hükmüne göre tahliye taahhüdünde bulunulduğunu, boşanma protokolüne göre taşınmazın müvekkiline teslimine, boşanma ek protokolü gereği hasar bedeli olarak şimdilik 2.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline, boşanma ek protokolü gereğince evi teslim etmediğinde ödenmesi gereken şimdilik 1.500,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 04.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar bedeli talebini 4.298,00 TL'ye, geç teslim kaynaklı cezai şart talebini 79.500,00 TL'ye yükselterek, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ek protokole uygun olarak davacı taraf ve ailesi ile gayrimenkulun adresinde buluşulduğunu, davacının babasının dairede eksiklikler olduğunu ve tespit yaptıracağını söyleyerek anahtarı kabul etmediğini, bunun üzerine müvekkilinin davacıya süre tanıyarak tespit yaptırılmasını talep ettiğini, ancak davacının kötü niyetle tespiti geciktirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin 01.06.2011 tarihinde davacıya Ankara 25. Noterliğinin 16056 yevmiye numaralı ihtarını gönderdiğini, bu ihtara herhangi bir cevap verilmediğini, davacının kötü niyetli yaklaşımından sonra Ankara 40. Noterliğinin 28.06.2011 tarihli 23366 yevemiye nolu emanet zaptı ile gayrimenkulün anahtarının notere tevdii edildiğini, davacının kendilerine herhangi bir temerrüt ihtarında bulunmadığını, müvekkilinin tüm iyi niyetli yaklaşımına rağmen, edimi kabulden ısrarla kaçınıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

1.Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.11.2011 tarihli, 2011/1233 Esas, 2011/2029 Karar sayılı kararı ile davaya bakmakla Aile Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10.09.2012 tarihli, 2012/16805 Esas, 2012/20546 Karar sayılı kararı ile bozma kararı verilmiş, bozma sonrası Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.02.2013 tarihli, 2012/1299 Esas, 2013/111 Karar sayılı kararı ile davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının davacı asıl tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17.12.2014 tarihli, 2014/20767 Esas, 2014/19785 Karar sayılı kararı ile davaya bakmakla Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

2.Mahkemenin 07.09.2016 tarihli, 2015/852 Esas, 2016/1042 Karar sayılı kararı ile açılan davanın kabulüne, dava konusu taşınmazda oluşan zararların ve eksiklerin giderilmesi için gerekli olan 4.498,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline, taşınmazın geç tesliminden kaynaklanan 79.500,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.05.2019 tarihli, 2019/2168 Esas, 2019/6688 Karar sayılı kararı ile; 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı, son olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.05.2016 Tarih, 2015/1 Esas ve 2016/1 sayılı kararında da bozma sonrası ıslah yapılamayacağı ve 1948 tarihli içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediği kabul edilerek; ilke olarak bozmadan sonra ıslah yapılamayacağının kesinleştiği gerekçesiyle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 10.02.2020 tarihli, 2019/1329 Esas, 2020/75 Karar sayılı karar ile açılan davanın kabulüne karar verilerek davaya konu olan taşınmazda oluşan zararlar ve eksikliklerin giderilmesi için 2.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, taşınmazın geç tesliminden kaynaklanan 1.500,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline verilmiş karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 29.09.2021 tarihli, 2020/10006 Esas, 2021/9220 Karar sayılı kararı ile; taraflar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği,

Davalı tarafın temyiz dilekçesinin incelenmesinde; her ne kadar anahtarın notere tevdiinden en geç davacı keşif tarihinde haberdar olmuş gibi kabul edilerek hesaplama yapılmışsa da 14.11.2011 duruşma tarihi itibariyle, davacı anahtarın notere tevdii edildiğini öğrendiğinden, bu tarih itibariyle taşınmazın tahliye edildiği kabul edilerek, sonucuna göre cezai şarta karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni olduğu,

Davacının, davalı ile aralarındaki ek protokol gereği ıslahla 79.500,00 TL cezai şart talep ettiği ve mahkemece kabul kararı (ıslahtan önceki talebi gereği 1.500 TL) verilmiş ise de; BK 161/son maddesine göre hakimin aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indireceği, bu durumda, davalı tacir de olmadığından, mahkemece, cezai şartın fahiş olup olmadığı hususunda resen araştırma yapılarak bir değerlendirme yapılması, fahiş olduğu takdirde cezai şartta indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği,

Davacı tarafın temyiz dilekçesinin incelenmesinde; mahkemece davacı tarafın bozma sonrası ıslahına değer verilip tekrar değerlendirilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin, usul ve yasaya ayakırı olup bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün davacı ve davalı yararına bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 21.02.2022 tarihli, 2022/147 Esas, 2022/1328 Kararı ile reddedilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Yargıtay bozma İlamı, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak açılan davanın kısmen kabulü ile davaya konu olan taşınmazda oluşan zararlar ve eksikliklerin giderilmesi için 2.000,00 TL'nin ve taşınmazın geç tesliminden kaynaklanan ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere anahtar teslim tarihi 14.11.2011 tarihli duruşmada anahtarın notere teslim edildiği tarih esas alınarak bu tarih itibariyle 6 ay 14 günlük cezai şart miktarı olan 9.700,00 TL'nin, Yargıtayca Borçlar Kanunu'nun 161 son maddesi gereğince indirim uygulanabileceği belirtilmiş ise de davalının taşınmazı tahliye etmesi gerekirken , tahliye etmeyip oturmaya devam ettiği, bedelsiz olarak kullandığı, bu bedelin aslen kira bedeli miktarı kadar olduğu, cezai şart gibi görünse de kullanım bedeli karşılığı olduğu, davacının mağduriyeti de nazara alınarak cezai şarttan indirim uygun görülmeyerek; davanın kısmen kabulüne, davaya konu olan taşınmazda oluşan zararlar ve eksikliklerin giderilmesi için 2.000,00 TL'nin ve taşınmazın geç tesliminden kaynaklanan ve Yargıtay Bozma ilamında belirtildiği üzere anahtar teslim tarihi 14.11.2011 tarihli duruşmada anahtarın notere teslim edildiği tarih esas alınarak bu tarih itibari ile 6 ay 14 günlük cezai şart miktarı olan 9.700,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsiline, cezai şarttan indirim yapılmasına gerek olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı asıl; ek protokolde anahtarın noter aracılığı ile teslimine dair bir hüküm olmadığını, anahtarın vekiller aracılığıyla teslim edileceğinin yazıldığını, anahtarı noterden teslim alması durumunda nasıl tespit yaptıracağı hususunun açıklanmadığını, ek protokolün hükme esas alınması, tahribat bedelinin güncellenmesi, yeni seçilecek bilirkişi marifeti ile cezai şartın belirlenmesi gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili; Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozmaya aykırı karar verildiğini, cezai şarttan indirim yapılmadığını, dava ve ıslah dilekçelerindeki tarihler dikkate alınarak faize hükmedilmesi gerekirken, her iki alacak kalemine de dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, protokol hükümlerine aykırı olarak dava konusu taşınmazın geç tahliye edilmesinden doğan alacak ve ceza-i şartın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2.Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin ve ileri sürülen temyiz sebeplerine göre davacı asılın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı asılın ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince davacı yönünden karar düzeltme yolu açık, davalı yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

25.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.