"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/85 E., 2023/417 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/230 E., 2020/1093 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Asıl davada; hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar 164.080,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı/birleşen davada davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı/birleşen davada davacı vekilinin, birleşen davaya yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, 26.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı/birleşen davada davalı vekili Avukat ... ile davalı/ birleşen davada davacı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Birleşen davada davacı vekili; davalı kiraya verenin, müvekkilinin çalışması için gerekli vekaletnameyi vermediğini, daha önce şirketin yetkilisi olan Bora adına düzenlenen vekaletnamenin de yeterli gelmediğini, müvekkillerinin bu nedenle sahada çalışamadığını, en son Bora’nın kısıtlı yetkiler ihtiva eden vekaletnamesinin de sona erdirildiğini, müvekkilleri tarafından 01.06.2015 tarihli ihtarname keşide edilerek rödövans sözleşmesi uyarınca gerekli vekaletnamenin düzenlenerek gönderilmesinin istenildiğini, müvekkilinin gerekli vekaletname olmadığından söz konusu sahada çalışma yapamadığını, daha fazla masraf yapmamak adına sahayı terk etmek zorunda kaldığını, kiraya verenin kiralananı işletmeye elverişli teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakta yükümlü olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin rödövans sözleşmesi gereği uğradığı zararların, mahrum kaldığı kârın tespit edilerek ihtar tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesiini talep etmiştir.
II. CEVAP
Birleşen davada davalı vekili; taraflar arasında düzenlenen 09.07.2010 tarihli rödövans sözleşmesinin 23.01.2014 tarihinde sona erdiğini, davacı kiracının 02.04.2012 tarihinde sahada çalışmayı durduğunu ve maden sahasının atıl kaldığını, davacının üretim yapmayarak ve sahayı tamamen terk ederek sözleşmeyi kendi fiili iradesi ile feshettikten sonra müvekkili tarafından verilen 15.07.2010 tarihli vekaletnamenin zorunlu olarak iptal edildiğini, vekaletin o tarihe kadar davacı şirket tarafından kullanıldığı savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ruhsat sahibi tarafından rödövans sözleşmesi uyarınca şirket yetkilisine usulüne uygun vekaletname verildiği, sözleşmenin imzalandığı 09.07.2010 tarihinden, şirket yetkilisinin azledildiği 29.04.2013 tarihine kadar ruhsat sahibine herhangi bir rödovans bedeli ödenmediği, davacının davalıdan kaynaklanan bir zararı olmadığı gerekçesiyle, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı/birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı/birleşen davada davacı vekili; kiracı şirket bağımsız bir tüzel kişilik olduğundan vekaletnamenin davalı şirket adına düzenlenmesi gerektiğini, dava dışı Bora adına düzenlenen vekaletnamenin eksik yetki içerdiğini, sözleşmeye aykırı olarak sevk irsaliyesi ve diğer hususlarda işlem yapmak üzere yetki verilmediğini, delillerin toplanmadığını, iddiaları yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmadan hüküm kurulduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ruhsat sahibi kiraya veren tarafından dava dışı Bora adına düzenlenen vekaletname ile azil tarihine kadar davacının mermer satımı işlemlerini yürütebileceği, ayrıca dava tarihinden önce kiraya verene gerekli vekaletnamenin verilmemesi sebebiyle işlem yapamadıklarına ilişkin bir ihtarname vs. de gönderilmediği, kiracı şirketin bu konudaki ihtarnamenin 01.06.2015 tarihinde gönderildiğini ve davalının teslim borcunu yerine getirmediğini ileri sürmüş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin ruhsat sonu olan 23.01.2014 tarihinde bitmesine ve davacının şirketteki mermer çıkarma faaliyetine 2012 tarihinde son vermesine rağmen, kiracının taraflar arasındaki sözleşme hukuken bittikten 2 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra açtığı davasında makul sürenin aşıldığı ve davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, birleşen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı/birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı/birleşen davada davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 357 inci maddesi
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen kanun maddesinin doğru şekilde uygulandığı, kiraya veren tarafından sözleşme kapsamında gerekli işlemlerin yapılması için dava dışı şirket ortağına vekaletname verildiği, 29.04.2013 tarihinde şirket ortağının azledildiği, davacı kiracı tarafından gerekli vekaletname olmadığından söz konusu sahada çalışma yapılmadığı ve saha terk edilmek zorunda kalındığı iddia edilmiş ise de, Mahkemece tespit edildiği üzere söz konusu vekaletname ile kiracı şirketin maden sahasında faaliyet gösterdiği, kiracının 01.06.2015 tarihli ihtarname ile kiraya verenden sözleşme kapsamında işlemlerin yapılması için vekaletname düzenlenmesini talep ettiği, kira sözleşmesinin sona erdiği 23.01.2014 tarihine kadar verilen vekaletnamenin yeterli olmadığı veya azilname sonrasında yeni vekalet düzenlenmesinin talep edildiğine ilişkin kiracının bir ihbarının olmadığı anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı/birleşen davada davacı vekilinin, asıl davaya ilişkin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Birleşen dava yönünden temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı/birleşen davada davacıdan alınıp davacı/birleşen davada davalıya verilmesine,
Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.