"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacı ...'in davalı şirkete ait hastanede çalışan davalı doktora başvurması üzerine 02.07.2014 tarihinde kürtaj operasyonu geçirdiğini, operasyon neticesinde gebeliğin sonlanamayabileceğine dair herhangi bir açıklama ve bilgilendirme yapılmadığını, doktorun rahimden çıkan materyali incelemeyip ilaç vererek davacıyı taburcu ettiğini, davacının mide ağrıları çektiğini ve birçok ilaç kullanmak zorunda kaldığını, hastanede davalı doktora denk gelmesi ve ısrarı üzerine yapılan muayenesinde davalı doktorun gebeliğin sonlanmadığını ve masrafların karşılanması halinde tekrar kürtaj yapabileceğini beyan ettiğini, kürtaj için öngörülen yasal süre geçtiğinden geceden yatış yapılıp gebeliğin sonlanması için ilaç verilmesinin ardından kürtaj işlemi yapılmasının teklif edildiğini, yasal olmayan teklif reddedilerek daha sonra başvurdukları doktorun gebeliğin 11 haftalık olduğu, ilk kürtajda plasentanın oyulması sebebiyle tekrar yapılacak kürtajın tehlikeli de olacağını beyan ettiğini, doğuma 1 ay kala bebeğin kalbinin delik olduğunun öğrenildiğini, sorunlu bir gebelik ve doğum sonrası davacıların maddi ve manevi açıdan zorlandıklarını, tükendiklerini, zaten öncesinde kanser mücadelesi veren annenin, bir de bu sağlık sorunları ile karşılaştığını, bu olayların hem anneyi hem babayı hem de hali hazırda 2 çocuklarını derinden etkilediğini, fazlası saklı kalmak üzere maddi ve manevi tazminatın tahsili için daha önce açtıkları davanın Bölge Adliye Mahkemesince kısmen kabulüne karar verildiğini ancak henüz kesinleşmediğini, zamanaşımı henüz dolmadığından ek dava niteliğinde işbu davayı açtıklarını ileri sürerek aydınlatma yükümlüğünün gereği gibi yerine getirilmemesi ve gereği gibi gerçekleştirilemeyen kürtaj işlemi nedeniyle istemedikleri bir zamanda bebek sahibi olmak zorunda kalmaları, annenin iyi olmayan sağlığının daha da bozulması, gebelik boyunca ve sonrasında Mersin'den İzmir'e geliş gidiş masrafları, hastane kontrol, muayene ve doğum masrafları ile kız bebeğin 22 yaşına kadarki bakım, okul, kreş, bakıcı giderleri, çocuğun ve annenin hastalıklarının tedavi masrafları ve sair tüm masraflar dikkate alınarak maddi tazminat tutarının ayrı ayrı belirlenmesini ve davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; derdest dava bulunduğunu, ikinci kürtajı yaptırmaktan kendilerinin vazgeçtiğini, davalıların sorumlu olmadığını, yalnız ilk kürtaja ilişkin maddi zarardan sorumlu olabileceklerini, bebeğin kalbinin delik olması ile kürtaj arasında illiyet bağı olmadığını, yazılı onam belgesi alındığını, kusurun davacıda olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar tarafından açılan ilk dava neticesinde davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulü ile 419,00 TL maddi tazminat ile her bir davacı için 5.000,00'er TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 15.10.2019 tarihli ve 2019/4400 E., 2019/9924 K. sayılı ilamı ile onandığı, fazlaya ilişkin eldeki talep yönünden davacının ikinci kürtaj işleminden kaçındığı ve sonrasındaki işlemlerde davalılara atfı kabil bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; dava dilekçesini tekrar ederek, aydınlatılmış onam formunda kürtaja rağmen gebeliğin devam edebileceğine dair bilgi bulunmadığını, imzalatılan onamın sadece usulen imzalatıldığını, "genel geçer nitelikli" matbu bir form olduğunu, davalı yanın kusurlu olduğunu, alınan bilirkişi raporlarının mesleki dayanışmadan öteye gitmediğini ve epikriz raporları ile çeliştiğini, hekimin kusurlu ve özensiz hareketi neticesinde gebeliğin sonlandırılamamasından dolayı bebeğin bu başarısız müdahale sebebi ile pek çok ilaç ve tıbbi işleme maruz kaldığından kalbinde bir delikle dünyaya geldiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğin ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların davalı hastanede görev yapan davalı doktorun kürtaj işlemini hatalı yapmasından dolayı kürtaj ile sonlandırılmak istenen hamileliğin sonlandırılamaması ve dünyaya getirilen bebeğin kalp anomalisi hastalığının hatalı kürtajdan kaynaklandığından bahisle uğramış olduğu maddi ve manevi zararın tazminini istemiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; ilk olarak açılan ilk davada yerel Mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın istinafı üzerine Dairece kürtaj sonrası bebeğin alındığının davalı doktor tarafından davacılara bildirildiği, yasal kürtaj süresi sona ermeden 05.08.2014 tarihinde yapılan muayenede durumun anlatılmasına rağmen davacı tarafın ikinci kez kürtajdan kaçındığı, gebeliğin sonlandırılmamasında ve çocuğun doğmasında davalılara atfı kabil bir kusur bulunmadığı, anca kürtaj işlemi yapılmasına rağmen bebeğin alınamama riskinin bulunduğuna ve kürtajın her zaman başarılı olamayacağına dair davacıların açıkça bilgilendirildiğine dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, aydınlatılmış onamın alındığının davalı tarafça ispatlanamadığı, davalıların ilk kürtaj işlemi nedeniyle yapılan masraftan ve ilk kürtaj işleminin yapılmaması sonucu davacıların bundan duydukları elem ve üzüntü sebebiyle takdir edilecek manevi tazminattan sorumlu olduğu gerekçesiyle; yerel Mahkeme kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 419,00 TL maddi tazminat ile her bir davacı için 5.000,00'er TL manevi tazminatın 02.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği ve kararın temyiz üzerine Yargıtayca onanarak 15.10.2019 tarihinde kesinleştiği, aynı olayla ilgili ve aynı taleplerle açılan eldeki ek dava bakımından kısmi davada verilip kesinleşen karar bağlayıcı olduğundan davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet (hasta-doktor) sözleşmesinden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.12.2022 tarihli ve 2021/429 E., 2022/1650 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, davacılar tarafından hekimin kürtaj işlemi neticesinde gebeliğin sonlanmamasına bağlı olarak hekimin kusuruna dayalı olarak hekim ve hastane aleyhine kısmi dava şeklinde öncesinde açılan maddi ve manevi tazminat davasında hem maddi hem de manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiğinin ve kararın kesinleştiğinin, kesinleşen karar gerekçesinin taraf ve Mahkeme bakımından bağlayıcı olduğunun ve yeniden tartışılmasının mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.