Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3371 E. 2024/3241 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından eczaneye uygulanan cezai şart, uyarı ve reçete bedelinin tahsili işlemlerinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda inceleme yaparak, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3308 E., 2023/733 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen muarazanın meni ve menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının Batman İlinde faaliyet gösteren ... Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, SGK Ankara İl Müdürlüğü ile imzaladığı sözleşme gereği sigortalılara ve yakınlarına ilaç temin ettiğini, davalı Kurumun 2012 yılı Protokolünün (5.3.2), (5.3.5), (5.3.6) maddeleri uyarınca davacı hakkında uyarı cezaları ile 3.605,59 TL reçete bedeli, 17.314,60 TL cezai şart olmak üzere toplam 20.920,19 TL'nin yasal faizi ile alınmasına yönelik cezai işlem uyguladığını, Kurumun davacı hakkında verdiği 3 kez uyarı cezası ve faizi ile istenen toplam 20.920,19 TL para cezası kararının eksik inceleme ve değerlendirme sonucu verildiğini ileri sürerek; işlemin iptaline, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; ... Eczanesi tarafından davalı Kuruma fatura edilen reçetelerle ilgili olarak inceleme başlatıldığını, incelemeler sırasında davalı Kuruma fatura edilmiş olan Mayıs, Haziran, Ağustos, Eylül 2012 olmak üzere dört dönem A ve B grubu reçetelerinden seçilerek hak sahiplerinin bilgilerine başvurulduğunu, davacı her ne kadar dosyaya anılan hastaların ifadeleri ile çelişir ifade tutanakları sunmuş ise de bu tutanakları kabul etmelerinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli ve 2017/495 E., 2019/795 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, davalının 12.12.2014 tarihli işleminin kısmen iptali ile davacının 1.415,78 TL reçete bedeli ile 12.934,98 TL cezai şart miktarından borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.02.2022 tarihli ve 2020/722 E., 2022/209 K. sayılı kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve uyuşmazlığı çözer mahiyette olduğu, reçete sahibi hasta ve yakınlarının ifadelerinin alındığı, bilirkişi raporundaki tespitlerin bu ifadeler ve 2012 ile 2016 Protokol hükümlerine uygun olduğu, ancak hastalardan ...'un kızının ilacı teslim aldığına dair yazılı ifadeleri dikkate alınmaksızın, bu hasta yönünden yanılgılı değerlendirme yapılarak hüküm tesis edildiği gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalının istinaf talebinin esastan reddine, dava konusu işlemin kısmen iptali ile davacının davalıya reçete bedeli yönünden, 1.259,47 TL borçlu olmadığının; aynı işlemdeki cezai şart bedeli yönünden, 11.371,88 TL borçlu olmadığının tespitine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.09.2022 tarihli ve 2022/4539 E., 2022/6719 K. sayılı ilamıyla; "(...) O halde Bölge Adliye Mahkemesince; yukarıda adı geçen hastalara ait reçetelere ilişkin olarak 2016 ve 2020 yıllarında Protokolde yapılan değişiklikler değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

2-) Davacının, hasta ...'a ait 25.06.2012 tarihli reçete için katılım payı alınmadığı iddiasıyla 2012 yılı Protokolünün (5.3.6.) maddesi uyarınca uygulanan cezai işlemin iptaline yönelik talebinin reddine karar verilmiş ise de, ...'ın oğlu ...'ın kuruma verdiği 25.08.2014 tarihli dilekçesinde annesinin ilaçlarını aldığını ve eczaneye ödemesi gereken tutarı da ödediğini beyan etmesi karşısında bu beyanın dikkate alınarak talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir..." gerekçeleriyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararı sonrası tanzim edilen ek raporun taraf, Mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli olduğu, değerlendirmelerin 2016 ve 2020 yılı Protokollerine göre yapıldığı, dava dışı hasta ... yönünden davacıya uygulanan Protokolün (5.3.6) maddesine dayalı cezanın, oğlunun ilacın alındığı yönündeki ifadeleri gereğince kaldırılması gerektiği düşüncesiyle hesaplamaya dahil edilmediği, bu madde gereği uygulanan 1 adet uyarı cezasının da aynı gerekçelerle iptali gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, dava konusu işlemin kısmen iptaline, işlemin 2020 Protokolü hükümlerine göre, 2.036,50 TL reçete bedelinin iadesi, 4.073,00 TL cezai şart, iki kez uyarı şeklinde uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Mahkemece davalı Kurum aleyhine verilen kararın gerekçesinin mevzuat hükümlerine ve yargı içtihatlarına uygun düşmediğini, itiraza uğrayan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, raporda davalı Kurum aleyhine yapılan tespitlerin tamamının eksik inceleme ve değerlendirme neticesinde tanzim edilmiş olduğunu, bilirkişi raporunda sadece 6 hastaya ait toplam 7 adet reçete için 2020 Protokolünün (5.3.2) ve (5.3.5) maddelerinin ihlal edilmesi nedeniyle cezai işlem yerinde görülüp, kalan 11 adet reçetenin hesaplamaya dahil edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda söz edilen hastalara ilaveten, Kurumca yapılan incelemelerde alınan ifadelerden de görüleceği üzere reçetelerin arkasında isimleri ve imzaları bulunmasına rağmen bunların kendilerine ait olmadığını beyan etmeleri üzerine Protokolün (5.3.2) maddesi gereği, ödenmesi gereken ücretleri ödemediklerini beyan etmeleri üzerine Protokolün (5.3.6) maddesi gereği cezai işlem uygulanması ve bu hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, ...'a ait 25.06.2012 tarihli reçete hakkında, reçete arkasında adı yazılı olan oğlu ...'ın reçete için eczaneye ödenmesi gereken ücretleri ödemediğini açık ve net olarak ifade ettiğini, anılan ifadenin davalı Kurum yetkili personeli tarafından alınmış olup kesin delil niteliğinde olduğunu, sonrasında dava dilekçesine eklenen 25.08.2014 tarihli dilekçeyle ödenmesi gereken ücretin ödendiğini beyan eder bir evrak sunulduğunu, anılan evrağın kim tarafından hangi şartlarda ve ne sebeple sunulduğu belli olmamakla birlikte, doğruluğunun da teyit edilmediğini, anılan evrakta ismi geçen ...'ın Mahkemece de dinlenilmediğini, dosyada bulunan ve doğruluğu desteklenmeyen anılan evrağın, Kurum personeli tarafından düzenlenen tutanağın üstünde tutularak hesaplama yoluna gidilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda dava konusu işlemlerin 2020 yılı Eczane Protokol hükümlerine göre değerlendirildiğini, Mahkemece de 2016 ve 2020 yılı Protokol hükümleri doğrultusunda hüküm tesis edildiğini, oysa ki; dava konusu Kurum işlemlerinin, davacının 2012 yılı Protokolünün (5.3.2) ve (5.3.6) maddelerinin ihlali nedeniyle gerçekleştirildiğini, mevzuat hükmü gereğince davacıya bir sonraki protokolün uygulanabilmesi için öncelikle davacının anılan protokolü imzalamış olması ve sonrasında ise ilgili işleme anılan protokolün uygulanmasına ilişkin yazılı talepte bulunması gerektiğini, yine bilirkişi raporunda eczacının 2020 Protokolünden yararlanma hakkı mevcut gibi değerlendirilmiş ise de; davacının bu yönde bir talebi bulunmamakla birlikte, dava konusu 17.314,60 TL cezai şart bedelinin ve 3.605,59 TL reçete bedelinin adı geçen eczacıdan tahsil edildiği anlaşıldığından tahsil edilen tutarla ilgili herhangi bir geri ödeme ve mahsuplaşmanın mevzuat hükmü gereği söz konusu olmadığını, davacı eczaneye uygulanan kesinti işleminin yerinde olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen 2012 yılı Protokolü gereğince davalı Kurum tarafından davacı eczacıya uygulanan cezai şart, uyarı ve reçete bedelinin tahsili işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.

3. Değerlendirme

Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmış olmasına, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılmasının mümkün olmamasına ve özellikle bozma ilamında belirtildiği şekilde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi