"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalılardan Alberto'ya ait taşınmazı 2007 yılında yazlık olarak kullanılmak üzere sözlü olarak kiraladığını, kiralanana bir ailenin yaşamının devam etmesine lazım gelen zaruri eşyalar ve özellikle yazlık dönemde tatil amacıyla kullanılan lüks eşyalar alınıp konulduğunu, davalı ...'nun 21.10.2014 tarihinde anahtarlarını değiştirdiği kiralananı eşyaları ile birlikte davalı ...'e sattığını öğrendiğini, sözleşmenin sona erdirildiğine dair kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığını ileri sürerek; eşya bedeline ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL maddi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25.04.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle 134.825,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; sözleşmenin tarafının yeni malik ... olduğunu, kiralananın satıldığı gün hem yeni malik olan davalı ...'in hem de davacının müvekkili tarafından bilgilendirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; eşyaların tümünü kiralanan ile birlikte önceki maliklerden satın aldığını, sadece çamaşır makinesi ve bulaşık makinesinin davacıya ait olduğu hususunda bilgilendirildiğini, davacının kiralananda var olduğunu iddia ettiği eşyalara ilişkin dosyaya hiçbir delil sunulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 14.06.2016 tarihli ve 2015/84 E., 2016/77 K. sayılı kararla; maddi tazminata konu eşyaların yazılı belge ile ispatının gerektiği, varlığının kabulü halinde dahi kullanım süresine göre değersizleşeceği, yasal yollara başvurmadan davacının kiracı olduğu taşınmazı sahiplenen ...'in maddi değeri kanıtlanmasa da manevi değeri olan bir kısım eşyaların (fotoğraf vs.) kaybolmasından sorumlu olduğu gerekçesiyle; maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL'nin davalı ...'den tahsiline, davalı ... yönünden ise manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 04.06.2018 tarihli ve 2017/11968 E, 2018/6286 K. sayılı ilamla; davalı ... vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davalıların eyleminin haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle her türlü delil ile ispatın mümkün olduğu, bu itibarla Mahkemece; taraflarca dosyaya ibraz edilen delillerin toplanması, dinlenen tanıkların beyanlarıyla birlikte ceza soruşturmasına ilişkin dosya da nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...'nun davacının kullanımında olan kiralananın anahtarını davalı ...'e vermesi ve adı geçenin anahtarı değiştirmek suretiyle davacının eşyalarını almasına engel olması nedeniyle her iki davalının da haksız fiilleri nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları, yazlık ev olarak kullanılan konutta ziynet eşyası, değerli takı, çanta ve saatlerin bırakılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tanıkların kiralananda bisiklet, masa, sandalye, org, deniz motoru ve aksesuar, mutfak, yatak odası eşyaları gibi eşyaların bulunduğunu bildirdikleri, davacıya ait olan eşyaların cinsi ve miktarının tespitinin ve tam olarak ispatının mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 21.10.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebi yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kiralananın tek kullanıcısının müvekkili olduğunu ve bu hususun tanık olan bahçıvanın beyanından anlaşıldığını, yazlık olarak kullanılmak amacıyla kiralandığı halde müvekkili ve ailesi tarafından aktif olarak kullanıldığından kiralananda değerli eşyaların bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, tanık David'in anlatımlarının dosyaya sunulan eşya listesini doğruladığını, zayi olan eşyalar yerine yenisi alınacağından hükmedilen bedelin doğru olmadığını, davalılar aleyhine nispi değil maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; bozma ilamında müvekkilinin sorumluluğuna gidilmesine dair bir belirleme bulunmadığından aleyhine karar verilmesinin doğru olmadığını, kiralananın müvekkiline ait bir kısım eşyalar ile birlikte kiraya verildiğini, daire teslim tutanağında da müvekkiline ait olan eşyaların tespit edildiğini, gerekçede yer aldığı üzere müvekkilinin anahtarı diğer davalıya teslim ettiğine dair bir beyan bulunmadığını, anahtarların müvekkilinde dahi bulunmadığını, ...'e anahtar teslim edilmediğini, içinde kiracısı bulunan taşınmaza girmesi nedeniyle sorumluluğun davalı ...'e ait olduğunu, satıştan sonra söz konusu adrese dahi uğranılmadığını, tanık ifadelerinin müvekkilinin sorumluluğu noktasında yeterince incelenmediğini, raporda belirtilen eşyaların varlığına dair yeterli delil bulunmadığını, kiralanan satıldıktan sonra davacıya süresinde bildirim yapıldığını, akit sözlü olduğundan bildirimlerin de sözlü olarak yapıldığını, kiracının yeni malik ile iletişime geçmemesinin sorumluluğunun müvekkiline yüklenilemeyeceğini, kanun gereğince muhatabın yeni malik ... olduğunu, iddiaların ispatı bakımından yazılı delil sunulmadığını, tanık anlatımları ile de ispat edilemediğini, ıslah talebine karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazının dikkate alınmadığını, faizin başlangıcı yönünden de kararın hatalı olduğunu, ceza soruşturmasında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararının gerekçeli kararda tartışılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davalı ... vekili müvekkilinin; dava konusu kiralananı, davalı ... ve dava dışı Kalo Bahar'dan satın alması nedeniyle davalı olarak Kalo'nun gösterilmesi gerektiğini, taraf teşkili sağlanmadığı gibi kararda gerekçeninde bulunmadığını, delilleri arasında yer verilen daire teslim tutanağının ve tanık beyanlarının neden değerlendirilmediğinin açıklanmadığını, önceki malik tarafından eşyaların müvekkiline satıldığını, müvekkilinin kiracıdan haberi dahi olmadığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, eşya listesinin ispatının mümkün olmadığını, yazılı delil sunulmadığı gibi tanık anlatımı ile de ispat edilemediğini, davacıya bilgi verildiği halde alınmayan çamaşır ve bulaşık makinesinin, hurda olduklarını ve alınabilir diye konuttan çıkartılmadıklarını, davacının uğradığı iddia edilen zararla müvekkili arasında illiyet bağı bulunmadığını, ceza soruşturmasında karar verilmesine yer olmadığı kararının kesinleştiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kiralananda bulunan eşyaların teslim edilmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve 50 nci maddeleri,
2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3 üncü maddesi,
3. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 ve 04.02.1959 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan kararın, uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinin artık mümkün bulunmadığı, kiralananı satın alan davalı ...'in davacı ile önceki malik Alberto arasındaki sözlü kira sözleşmesinin tarafı haline geldiği, soruşturma kapsamında dinlenen tanıkların beyanları ile davalı ...'in kira sözleşmesinden bilgisi bulunduğunun ispat edildiği, davalılar tarafından kanunda yazılı tahliye prosedürüne uyulmadığı anlaşılmakla; davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası; ''Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." hükmünü içermektedir.
3. Buna göre, Mahkemece; maddi tazminat talebi açısından ret sebebi ortak olduğundan, davalılar yararına tek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, ayrı ayrı nispi vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacının diğer, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (4) ve (5) numaralı bentleri çıkartılarak yerine "4. Davalılar ... ve Alberto kendilerini vekili ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 16.723,75 TL vekalet ücretinin ( her bir davalıya 8.361,87 'şer TL) davacıdan alınarak davalılara verilmesine," bendinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi