"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı Bankadan konut kredisi kullandığını, kullanmış olduğu konut kredisini faiz oranlarının yüksekliği sebebi ile yeniden yapılandırdığını, Rekabet Kurulunun Türkiye'de faaliyet gösteren 12 bankanın 21.08.2007 ile 22.09.2011 tarihleri arasında uyumlu eylem içerisinde hareket ederek faiz oranlarında müşterilerin aleyhine uzlaşması ve bu uzlaşma sonucu tüketicilerin mağduriyetlerine sebebiyet verilmesi nedeniyle Kanuna aykırı hareket eden 12 banka hakkında para cezası verdiğini ileri sürerek 02.11.2009 tarihine kadar olan ve hesabından fazladan tahsil edilen konut kredisi faizi 3.668,65 TL'nin Rekabetin Korunması Hakkındaki 4054 Sayılı Kanunun 58 inci maddesi gereği 3 katı olan 11.005,65 TL'nin yasal faizleri ile iadesine, 02.11.2009 tarihinden itibaren tespit edilerek faiz oranlarının yeniden yapılandırma ve sair sebepler ile bu tarihten itibaren ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; Rekabet Kurulu kararında davacının konut kredisi kullandığı döneme ilişkin bir tespit bulunmadığını, tazminat sorumluluğunun yasal şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı Banka arasında kredi sözleşmesi akdedildiği, Rekabet Kurulu Başkanlığının 08.03.2013 tarihli kararı uyarınca davalı Bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın 21.08.2007 ve 22.09.2011 tarihleri arasında uzlaşma içinde hareket ederek kartel oluşturdukları hususunun tespit edildiği, rekabet ihlalinin 21.08.2007 -22.09.2011 tarihleri arasında gerçekleştiği ancak kararda da ifade edildiği üzere teşebbüslerin rekabet ihlali içinde kalma süresinin değişebildiği, Rekabet Kurumunun kararında hangi bankanın hangi tarihler arasında rekabet ihlali içinde olduğuna ilişkin net bir açıklamanın yer almadığı, ancak Rekabet Kurumu Hukuk Müşavirlerinin 29.12.2016 tarihli yazısı uyarınca davalı bankanın inceleme yapılan tarihlerinin 23.10.2008 -30.03.2011 tarihleri arasında olduğunun anlaşıldığı, uyuşmazlık konusu kredi sözleşmesinin 13.02.2008 tarihinde akdedildiği, bu nedenle bu tarihin Rekabet Kurulu kararı uyarınca tespit edilen ihlale ilişkin incelemenin yapıldığı tarihler arasında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Rekabet Kurulu tarafından yapılan inceleme ve soruşturmada davalı bankanın maddi vakıaları inkar etmediğini, kaldı ki Rekabet Kurulunun gerek davalı banka gerekse diğer bankalar açısından herhangi bir tarih aralığına gidilmeksizin taraflarca ortak mutabakata varılarak hareket edildiğinden bahisle araştırma yapıldığını, 12 bankanın tamamının 21.08.2007 ile 22.09.2011 tarihleri arasında ortak eylem birlikteliği içerisinde olduklarından bahisle idari para cezasının verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı banka yönünden Rekabet Kurulu Kararında konut kredisine ilişkin ihlal tespiti mevcut ise de ihlalin tespit edildiği ilk tarihin 23.10.2008 tarihi olduğu, davacının kullandığı konut kredisinin ise Rekabet Kurulunun ihlali tespit ettiği tarihten önce 13.02.2008 tarihli olduğu belirlenmekle, kredinin kullanıldığı tarihte davalı banka yönünden ihlal tespiti bulunmadığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Banka’dan kullanılan krediye uygulanan haksız faiz nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 57 ve 58 inci maddeleri
2.Dairemizin 13.02.2024 tarihli, 2023/2603 E., 2024/590 K. sayılı; 18.01.2024 tarihli, 2023/2293 E., 2024/260 K. sayılı; 29.11.2023 tarihli, 2023/1572 E, 2023/3415 K. sayılı kararları
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, UYAP üzerinden yapılan incelemede Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararının iptaline ilişkin Ankara 2. İdare Mahkemesince açılan davada davanın reddine karar verildiği, karar düzeltme aşamasında Danıştay 13. Dairesinin 21.05.2019 tarihli ve 2016/4017 E., 2019/1779 K. sayılı kararı ile hükmün bozulması üzerine Ankara 2. İdare Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli ve 2019/1108 E., 2019/1463 K. sayılı "Israr-Ret" kararının verildiği ve bu kez Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31.05.2021 tarihli ve 2019/2656 E., 2021/1104 K. sayılı kararı ile bozularak yeniden yapılan yargılama neticesinde Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2022/920 E., 2022/855 K. ve 26.04.2022 tarihli kararıyla idari işlemin iptaline karar verildiğinin böylece kurul kararının hukuka aykırı olduğunun idari yargı kararı ile tesbit edilmiş olduğu ve davacının zarar ve zarar miktarını da ispatlayamadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.