"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2881 E., 2022/2797 K.
DAVA TARİHİ : 30.10.2009
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2009/376 E., 2021/198 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve cezai şart işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Liçina Eczanesi'nin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, davalı Kurum müfettişi tarafından yapılan inceleme sonucunda işyerinde sahte reçete, kupür kullanıldığının tespit edildiğini, 2004 yılı Protokolü'nün ilgili maddesi gereği davalı Kurum ile olan sözleşmesinin 7 yıl süre ile feshedildiğini, yapılan uygulamanın tek taraflı ve haksız olduğunu, tüm bu nedenlerden ötürü fesih işleminin iptaline, sözleşmesinin eski hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı savunma dilekçesinde; yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu, 2004 yılı Eczane Protokolü kapsamında cezai şart uygulandığını, konuyla ilgili Kurum müfettişi tarafından rapor düzenlendiğini, bu nedenle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/369 Esas numaralı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre sahte reçetelerin davacının eli ürünü olduğunun tespit edilmesine göre, davalı tarafından davacı hakkında uygulanan cezai yaptırım ve sözleşmenin feshi işleminin iptaline yönelik talebin, hükme esas alınan ve iptali istenen işlemlerin usulüne uygun olduğu belirtilen 2018 ve 2021 tarihli bilirkişi raporları gereğince davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde; hastalar tarafından getirilen reçete kapsamında ilaçları verdiğini, haricen ve usulsüz şekilde reçete düzenlediği, düzenlenen reçetelerde tahrifat yaptığı iddialarının doğru olmadığını, hastaların muayene olmadıkları halde ilaç aldıklarını bilmesinin beklenemeyeceğini, önceki raporların lehine olduğunu, son rapora göre karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını, reçetelerin Dr. Cüneyt Göncer eli ürünü olduğunu kanıtlar delillerin dosyada mevcut olduğunu, ceza dosyasında yargılamanın başından itibaren reçetelerdeki yazının kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının 04/04/2006 tarihli ifadesinde bu hususu açıkça belirttiğini, ancak Adli Tıpta inceleme yaptırılmadığını, Dr. Cüneyt Göncer'in reçetelerin kendisi tarafından imzalandığını gerek ifadesinde gerek noter beyanında kabul etmesine rağmen Mahkemece bu konuda araştırma yapılmadan karar verildiğini, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılamada da zamanaşımı süresi nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hatta tanık dinlenmeden, deliller toplanmadan karar verildiğini, bir kısım reçete sahiplerinin reçete içeriğindeki ilaçları aldıklarını ve kullandıklarını soruşturma raporunda beyan ettiklerini, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere dava konusu 221 adet reçetenin tamamının Bayrampaşa Belediye Polikliniğinde kayıtlarının mevcut olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/369 Esas numaralı dosyasında 232 adet reçetelerdeki yazıların davacının eli ürünü olduğuna ilişkin bilirkişi raporunun mevcut olduğu, dolayısıyla bu reçetelerin sahte reçeteler olduğu, Kurum soruşturma dosyasında ifadeleri tanık sıfatıyla alınan bir kısım reçete sahiplerinin de reçete içeriğindeki ürünleri almadıklarını ifade ettikleri, dolayısıyla davalı Kurum tarafından uygulanan cezai işlemin 2004 yılı Eczane Protokolüne uygun olduğu, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı eczacının tabi olduğu Türk Eczacılar Birliği ile davalı Kurum arasında yapılan Protokole aykırılık nedeni ile davalı Kurum tarafından sözleşmenin feshi yönündeki cezai şart işleminin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi şöyledir:
" Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler."
3. Değerlendirme
1.Taraflar arasında uygulanan 2004 tarihli Eczane Sözleşmesinin 10 ncu maddesinde, eczane, reçete ve sağlık karnelerinde bulunması gereken hususların neler olduğunun maddeler halinde belirtildiği, buna göre reçetelerin doktor tarafından düzenlenmesi gerektiği, aksi takdirde reçete bedelinin eczaneye ödenmeyeceği; 15 nci maddesinde "... reçetelerin arka yüzüne ilacı alan kişinin adı, soyadı, varsa telefon numarası, adresi, yakınlık durumu ve imzasını alır..." hükmünü içerdiği; "Sözleşmenin Feshini Gerektiren Hususlar" başlıklı V nci bölümünün 1/m maddesinde "Eczanenin Kuruma fatura ettiği reçetelerde, ilaç fiımasına ait olmayan sahte kupürlerin mevcut olması veya eczanede bulundurulması, karne sahibinin tedavisine dayanmayan reçetelerin Kuruma ibraz edilmesi, sahte reçete tanzimi ve Kuruma ibraz edilmesi" halinde 7 yıl süreyle fesih işleminin gerçekleştirileceği belirtilmiştir.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/369 Esas numaralı dosyasında alınan bilirkişi raporunda sahte reçetelerin davacının eli ürünü olduğunun tespit edilmesine göre, usul ve kanuna uygun olup, davacı tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.