Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3425 E. 2024/2579 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet ücreti alacağı ve vekaleten tahsil edilen paranın iadesi taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile vekalet ilişkisinin esasen dava dışı Avukat ... ile kurulmuş olduğunun ve davacıların vekalet ücreti talep edemeyeceklerinin anlaşılması gözetilerek, birleşen dosya yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/439 E., 2023/753 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2016/238 E., 2021/1286 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali/alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre, temyize konu asıl davada verilen kararda hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktarın 15.458,63 TL olup karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığından, asıl davada davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Birleşen davaya ilişkin olarak davacılar vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili; davalıların müvekkilinin avukatı sıfatıyla yürüttükleri işlerden tahsil ettikleri 15.000,00 TL'lik alacağın ödetilmesi için Antalya 10. İcra Müdürlüğünün 2015/11520 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ileri sürerek haksız itirazın iptali ile alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacılar ... ve ... vekili; davalı ...'nün vekilliğini üstlendiklerini, davacıların dosyası tefrik edilen avukat ... ile birlikte ortak olduklarını, bu ortaklıkta %40 ..., %35 ... ve %25 ...'in hissesi bulunduğunu, 2015 yılı Mart ayı itibariyle ortaklıklarının bozulduğunu, ortaklığın bozulması üzerine davalı ... tarafından haksız olarak azledildiklerini, vekalet ücret alacağının tahsili için fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik davacı ... için 5.000,00 TL, diğer davacı ... için 5.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı davacılara ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalılar vekili ;davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı ... vekili; sıfat yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacıların vergi kaydı bulunmadığından kendi adlarına ve hesaplarına dava ve takip yapamayacaklarından avukatlık ücret sözleşmesine dayanarak ücret alacağı iddiasında bulunamayacaklarını, davacıların avukat ... yanında sigortalı avukat olduklarını, onun nam ve hesabına direktifleri doğrultusunda çalıştıklarını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının birleşen dava davacılarına ...’le birlikte çalışmalarından dolayı vekaletname çıkarıldığının anlaşıldığı, bu durumda davacının tek bir vekalet ücretinden sorumlu olacağı, avukatların iç ilişkilerine dair ihtilafların bu davanın konusu olmadığı, asıl dava davacısı tüketicinin davalı avukatlarca takip edilen işler kapsamında tahsil edilen paraları, vekalet ücreti kapsamında uhdesinde tutmasının yerinde olmadığı, son bilirkişi raporunda da 77.965,43 TL bedelin uhdelerinde tutulduğunun tespit edildiği, asıl dava kapsamında davacının takibe koyduğu alacak miktarı, bilirkişi hesabına göre iadesi gereken tutardan çok daha düşük olduğundan taleple bağlı kalınarak asıl davanın kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine, birleşen dava yönünden ise avukatlar arasında ortaklık ilişkisi olduğu kabul edilse dahi Türk Borçlar Kanunu'nun 620 vd. maddeleri ortaklardan bir kaçının kendi adına 3. kişiye dava açma hakkı olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekili; eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, vekil tayin edenler ile karşı taraf vekili ... arasında ortaklık olduğu hususunda niza kalmadığını, davalının vekili Avukat ... ile davacılar arasında Avukatlık Kanunu'nun 44/A maddesindeki düzenlemeye uygun çalışma şekli olduğunu, birden çok avukat tek bir hukuki yardım için birlikte vekâletname aldıklarında iş sahibinin ücret ödeme borcunun tek olduğunu, bu ücret bakımından avukatlar arasında müteselsil değil, kısmi alacaklılık söz konusu olduğunu, birleşen davada davacıların, vekalet görevini ifa ederken davalı tarafından haksız olarak azledildiklerini, Mahkemenin, talepten fazlasına hükmettiğini, davacının "işi ben bu vekile verdim, diğerlerine vermedim" gibi bir iddiasının olmadığı halde, bürodaki çalışma şekline (iç ilişkiye) müdahale ettiğini, karşı tarafa hizmeti vekil tayin edenlerin verdiğini, ...'in verdiği bir hizmetin bulunmadığını, karşı tarafın, vekil tayin edenleri azlinin haksız olduğunu, lehlerine kesinleşmiş ilk derece mahkemesi ve yüksek mahkeme kararlarının görmezden gelindiğini, büroya gelen paranın kime geldiğinin bir önemi olmaksızın, hisselere göre dağıtımının söz konusu olduğunu, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulü, her iki dava yönünden de lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Av. ... ile Av. ... ve Av. ... arasında adi ortaklık değil hizmet sözleşmesi ilişkisi olmasına, davacı/birleşen dosya davalısı ...'ın iradesinin Avukat ...'le vekalet sözleşmesi ilişkisi kurmak olduğunun anlaşılmasına, Av. ... ve Av. ... ile Avukat ... arasındaki iç ilişki davacı/birleşen dosya davalısını ilgilendirmeyecek olmasına, bu nedenle davacı/birleşen dosya davalısının Av. ... ve Av. ...'e karşı vekalet sözleşmesinden kaynaklanan bir sorumluluğu bulunmamasına göre, asıl davada; davalılar Av. ... ve Av. ...'in vekaleten tahsil ettikleri ve uhdelerinde bulunan paraları TBK'nın 508 inci maddesi gereğince davacıya iade etmeleri gerekmesine, Av. ... ve Av. ...'in davacıdan vekalet ücreti talep edemeyeceklerinden uhdelerinde bulunan paradan vekalet ücretinin mahsubunu da talep edemeyecek olmalarına, birleşen dava yönünden ise; Av. ... ve Av. ...'in davalıdan vekalet ücreti talep edemeyecek olmaları nedeniyle incelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı/birleşen dosya davacıları vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl davada davalılar vekili/birleşen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekili; temyiz dilekçesinde istinaf nedenlerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davanın vekaletin kötüye kullanılması ve vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayalı olarak davalı vekiller tarafından tahsil edilip uhdelerinde bulunan bedelin tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine, birleşen davanın ise; vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Avukatlık Kanunu'nun 171 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Asıl dava yönünden; miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemeyeceğinden, temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca bu davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

2. Birleşen dava yönünden; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere davacı-birleşen davalı ile vekalet ilişkisinin esasen dava dışı Avukat ... ile kurulmuş olduğunun anlaşılmasına göre asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, birleşen dosya yönünden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.