Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3486 E. 2024/1623 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirkete ait üretim tesisinde üretilen sprey tüplerinin yangın nedeniyle patlayarak davacı şirkete ait eşyalarda zarara sebep olup olmadığına ilişkin tazminat istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin iştigal konusu olan kimyasal maddeler konusunda uzman bilirkişi görüşü alınmadan ve davacı tarafından Orman İdaresi aleyhine açılan davada hasıl olacak sonuca göre değerlendirme yapılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; 12.08.2019 tarihinde bitişik ormanlık alanda meydana gelen yangın nedeniyle oluşan ısıya bağlı olarak davalı şirkete ait tesiste üretilen sprey tüplerinin patlayarak komşu Marintek Deniz ve Yat Malzemeleri Tic. A.Ş.ye ait depolama alanına düşdüğü ve bu alanda müvekkili şirkete ait bulunan fiber bot ve tekne kalıplarının yandığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkil şirketin solüsyon, kozmetik sprey ve benzeri maddelerin üretimi ve dolumu faaliyeti ile iştigal ettiğini, ormanda başlayan yangının rüzgar nedeniyle müvekkil şirkete ait fabrikaya ve davacı firmanın bot ve tekne kalıplarının bulunduğu depolama tesisine sirayet ettiğini, tekneler kolay yanıcı ahşap ürünler olduğundan rüzgarın da etkisi ile yangının hızla büyüdüğünü, yangının müvekkil şirkete ait kutuların patlaması ile çıkmadığını, doğrudan ormandan sirayet ettiğini, müvekkil şirketin tüm özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirdiğini, rizikolara ilişkin her türlü önlemi aldığını, uygun üretim ve depolama şartlarını sağlayacak şekilde hareket ettiğini, üretim ve depolama yapılan alanların mevzuata uygun olarak tasarlandığını, müvekkil şirkete ait fabrikada sprinkler köpüklü yangın sistemi ile bunu besleyen yangın havuzu ile fabrika içinde tavanda her bölümde tayfun tipi söndürücü, bütün noktalarda ve makine başlarında sanayi tipi köpüklü söndürücü, kapıda ise yangına dayanıklı hortumlu köpük bulunduğunu, depolama işleminin yüksek güvenlik düzeyi ile yer altında yapıldığını, zarara neden olan yangının işletme faaliyetinden kaynaklanmadığını, müvekkil şirketin tehlikeli iş niteliğindeki faaliyeti olan kimyasal madde (aerosol, solüsyon ve kozmetik sprey) üretiminin tipik riskleri neticesinde de meydana gelmediğini, illiyet bağı bulunmadığını, orman yangınının mücbir sebep niteliğinde olduğunu, zarardan depolama sözleşmesi gereği Marintek Deniz ve Yat Malz. Ürt. Tic. A.Ş. firmasının sorumlu olduğunu, müvekkil şirketin kullandığı aerosol kaplarının yangın anında içindeki gazın hızla atmosfere karışması nedeniyle yanıcı özellik göstermeyeceğini ve yangını taşıyamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yangının çıkmasında veya artmasında davalının kusurunun bulunduğunun ve davalı şirketin ürettiği aerosol yöntemi ile çalışan ilaçlar ve sprey kutuların patlayarak yangını, davacıya ait fiber tekne bot kalıplarının depolandığı alana taşıdığı iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı, depolama alanı ile davalı şirket arasındaki mesafe dikkate alındığında aerosol kapların bina ve duvarları atlayarak depolama alanına ulaşmasının zor bir ihtimal olduğu, depolama alanında bulunan sprey kutuların genel itibariyle yapısının düzgün, üzerindeki yazıların okunabilir olduğu, içindeki sıvıların basınç farkından dolayı hızla havaya karıştığı, davalı şirkette yangın başladığı aşamada depolama alanında yangının ilerlediği, fiber bot ve tekne kalıplarının olduğu alanın davalı şirketten daha önce yandığı, çıkış nedeni belirlenemeyen orman yangının, depolama alanı ve davalı şirkete sirayet ederek davacının fiber tekne ve bot kalıplarının zarar görmesi ile davalının ürettiği basınçlı kaplar ve işletme faaliyeti arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı, doğan zararın tipik tehlikenin doğurduğu tipik bir zarar olmadığı gibi tehlike sorumluluğu kapsamına da girmediği, davalının kusur sorumluluğu yahut kusursuz sorumluluk hallerine göre sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yangının karakteristiğinin, davalı şirketin üretim ve dolumu yapılan ürünün niteliği belirlenerek ortaya konulmadığını, davalının solüsyon, kozmetik sprey ve benzeri üretimi ve dolumu yapıldığına ait beyanına göre, kimya sanayi alanında birinci sınıf gayrisıhhi müessese niteliğinde olduğu anlaşılan bu yerde faaliyetine uygun yangın önleme ve söndürme yapısının varlığı ile yangın anında görevini yapıp yapmadığının belirlenmediğini, raporun hükme esas alınacak nitelikte olmadığını, tekne kalıplarının bulunduğu depolama tesisinde, yangının orman yangının yayılımını gösteren bir bütünlükte değil, depolama tesisinin değişik yönlerinde ve alanlarında kısmi ve parçalı şekilde olduğunu, davalının tesisine etki eden orman yangını, patlayıcı ve parlayıcı maddelerin depolanması koşullarına uyulmadığı ve bu tür ürünlerin üretildiği, depolandığı alanlarda alınması gereken asgari yangın söndürme önlemlerinin parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerle çalışılan işyerlerinde ve işlerde alınacak tedbirler hakkında ilgili idari düzenlemeler ile 30.11.2000 tarihli ve 24246 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Aeresol Kaplar Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde alınmadığından zarara neden olduğunu, davalının ürünlerinin yanıcı ve parlayıcı özelliğe sahip olduğunu, özel önlem ve koşullarda depolanması gereken bu ürünlerin yığınlar halinde açık alanda depolandığını, davalının üretim tesisinin uygun nitelik ve yeterlikte yangın söndürme sistemine sahip olmadığını, yangına dayalı olarak patlayan aeresol tüplerin müvekkili şirketin kısmi kullanımında olan depolama tesisinin değişik bölgelerinde yangın çıkarttığını, Orman Genel Müdürlüğü aleyhine Kocaeli İdare Mahkemesi nezdinde açılan davada, Orman idaresi zararın kaynağının davalı şirket tarafından yangına dair asgari tedbirlerin alınmaması, davalı şirketçe özel koşullarda depolanması gereken aeresol tüplerinin açıkta depolanıp yangın sürecinde patlayarak müvekkil şirkete ait tekne kalıplarının yanmasına sebep olunduğu iddiasında bulunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya ekinde yer alan ve yangından on gün sonra mahkeme kanalıyla yapılan tespitteki bilirkişi görüşleriyle, işbu dosyada alınan kök ve ek rapordaki bilirkişi görüşlerinin uyumlu olduğu, yangın sırasında havadan alınan görüntülerin raporlardaki analizine göre, davacı şirkete ait eşyaların bulunduğu alanın yanmaya başlamasından sonra davalı şirkete ait tesis orman yangınının sirayet ettiği, bu durumda davacı şirketin fiber bot ve tekne kalıplarının yanarak zarar görmesinin nedeninin davalı şirketten fırlayan aeresol kaplar olmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sirayet eden yangın nedeniyle davalı şirketçe üretilen ürünlerin patlayarak davacı şirkete ait eşyalarının zarar görmesine sebebiyet verdiği iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 71 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davacı tarafça, davalı şirkete ait üretim tesisine bitişik ormanlık alanda meydana gelen yangın neticesinde, davalının tesisinde üretilen sprey tüplerinin yangın nedeniyle oluşan ısıya dayalı olarak patlaması komşu Marintek Deniz ve Yat Malzemeleri Tic. A.Ş.ye ait depolama alanına düşmesi ve bu alanda kendisine ait bulunan fiber bot ve tekne kalıplarının yanmasından dolayı zararının meydana geldiği iddiasında bulunulmuştur.

2. Mahkemece, Meteroloji Mühendisi, Gemi Başmühendisi/Eğitimci ve İtfaiyecilik/Yangın Güvenliği Uzmanından alınan ve hükme esas olan bilirkişi raporunda, yangının artmasında davalının kusurunun bulunmadığına ilişkin tespitleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

3. Davalı şirketin iştigal konusunun iş solüsyon, kozmetik sprey ve benzeri maddelerin üretimi ve dolumu faaliyeti olduğu halde kimyasal maddeler konusunun uzman bir bilirkişinin heyete dahil edilmediği, raporda parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerle çalışılan işyerlerinde ve işlerde alınacak tedbirler hakkında değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.

4. Diğer taraftan, davacı tarafça aynı olay nedeniyle Orman idaresi aleyhine tazminat davası açıldığı ve davada davalı idare tarafından zararın sorumlusunun davalı şirket olduğu iddiasında bulunulduğu belirtilmiştir.

5. O halde İlk Derece Mahkemesince; önceki bilirkişiler dışında, davalı şirketin iştigal konusu ile ilgili kimyasal maddeler konusunda uzman bir bilirkişinin de dahil edilmesiyle oluşturulacak bilirkişi heyetinden, önceki bilirkişi raporları da değerlendirecek biçimde, davalı şirketin meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı konusunda Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması, ayrıca davacı tarafından Orman İdaresi aleyhine açılan davada değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi Kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.