Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3547 E. 2024/1558 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle oluşan zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediyenin sözleşme tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede daireyi teslim edemediği ve davacıların TBK m. 125'teki seçimlik haklarından yararlanabileceği, ayrıca davanın kısmi dava olarak açılmış olması nedeniyle ıslah edilen alacak için ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların murisi müteveffa ...'ın, Ankara İli, Çankaya İlçesi, Dikmen Mevkiinde kain "Yukarı Dikmen Mah. 6. Cad. No: 255 Çankaya/Ankara" adresinde bulunan yapı nedeniyle 2981 sayılı İmar Affı Yasası uyarınca hak sahibi olduğu, yapının bulunduğu bölgenin davalı ... Meclisinin 14.01.2005 tarihli kararı ile Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etapları Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alan olarak ilan edildiği, davacıların murisi ile Belediye arasında 15.11.2006 tarihli sözleşme imzalandığını, 100,00 m² konut verilmesi karşılığında, 2981 sayılı İmar Affı Yasasından kaynaklanan 321,00 m² tahsis hakkının davalı Belediyeye devredildiğini, ayrıca verilmesi taahhüt edilen 100,00 m² konutun değeri ile 2981 sayılı Yasadan kaynaklanan tahsis hakkının değeri arasındaki 32.962,50 TL farktan da 36 Analiz nolu kıymet takdir komisyonunda belirlenen yapı müştemilat değerinin % 10' una tekabül eden 5.751,29 TL enkaz bedeli düşülerek bakiye 27.211,21 TL (32.962,50 TL - 5.751,29 TL) borcun 72 taksitte davalı belediyeye ödenmesinin taahhüt edildiğini, ancak Ankara 13. İdare Mahkemesinin 13.05.2009 tarihli ve 2008/363 E., 2009/594 K. sayılı kararı ile imar planları ile parselasyon planının silsile halinde tamamen iptal edildiğini, iptal kararından sonra, Dikmen Vadisi 4-5 Etabın bulunduğu bölgenin bu kez Bakanlar Kurulunun 07.07.2010 tarih ve 2010/667 sayılı kararıyla yeniden "Dikmen Vadisi Son Etabın Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" olarak ilan edildiğini, davalı ... Meclisinin 09.08.2010 tarihli kararıyla "17.02.2006 tarih ve 483 sayılı Meclis kararına dayanılarak 2981 sayılı yasa gereğince hak sahipleri ile mülk sahipleri arasında akdedilen konut sözleşmelerinin aynen devamına" karar verildiğini, bunun üzerine davacıların taksit ödemelerine devam ettiğini ve bakiye borcunu tamamen ödediğini, aradan geçen yaklaşık 6 yıllık süreçte projenin yapımına başlanmadığı gibi, bundan sonraki dönemde başlanacağı yönünde herhangi bir emare bulunmadığını, sözleşmenin akdedilmesinden itibaren 13 yıl geçmesi, projenin yapımına başlanmasının ve taahhüt edilen evin teslim edilmesinin artık bir önemi ve faydasının kalmadığını ileri sürerek, ifa yerine gecen müspet zararın belirlenmesi suretiyle, şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL alacağın davalı Belediyeden yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacılar vekili tarafından verilen 17.02.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 990.885,00 TL'ye yükseltilmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; proje alanına ilişkin uygulama esaslarının Belediye Meclisinin 09.08.2010 tarih ve 2241 sayılı kararı ile belirlendiğini, Belediye Meclisinin 17.02.2006 tarih ve 483 sayılı kararı ile belirlenen uygulama esaslarına geri dönüldüğünü, söz konusu durumlar nedeniyle proje uygulamalarının gerçekleştirilmesi yönünde yasal engeller oluştuğu ve projeye başlama sürecinin uzadığını, hak sahipleri ile imzalanan sözleşmesinin feshini gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını, proje alanında davacıya ait 2981 sayılı Kanun'a tabi gecekondu ile sözleşme yapıldığını, tapulu bir arsası bulunmadığını, davacı adına 2981 sayılı Kanun gereği arsa tahsisi tamamlanmış olan kazanılmış bir mülkiyetinin bulunmadığını, davacının arsa bedeli ile alakalı herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacıların talebi doğrultusunda henüz ortada olmayan bir konutun gerçek değerinin verilmesinin eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceğini, davanın kabulü halinde, davacı ile İdareleri arasında imzalanan "Tapu Tahsis Belgeli Tesis Sözleşmesi" feshedilerek, 2981 sayılı kanun hükümlerine göre davacı adına arsa tahsis işlemi yapılabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi ve geçerli bir sözleşme olup, davalının sözleşme ile yükümlendiği edimlerini makul sürede yerine getiremeyeceği ya da hiç getiremeyeceğinin anlaşılmasından kaynaklanan borçlunun temerrüdüne dayalı aynen ifa yerine geçen zarar tazmini talebinde bulunulduğu, davacıya verilmesi kararlaştırılan 100 m²'lik konutun dava tarihi itibarıyla ve halen teslim edilmediği gibi sözleşmeden sonra davacıya verilmesi kararlaştırılan konutun olduğu tüm alan ile ilgili projenin iptal edildiği, davacının da iptal edilen proje kapsamında sonradan davalı ... Belediyesinin yeni proje ile sözleşmeye devam edilmesi yönünde alınan karara katılmayarak işbu davada sözleşme gereğince kendisine verilmesi kararlaştırılan konuta ilişkin tüm şartları kendisinin yerine getirdiği halde konutun teslim edilmeyişinden dolayı bedelinin istendiği, edimin ifa edilmemesi nedeniyle davacının seçimlik haklarından aynen ifayı ret ile müspet zararın tazminini isteme hak ve yetkisinin oluştuğu, bu bedelin de iddianın ileri sürülüş şeklinden ve davalı edimini sözleşmeye uygun ifa etmiş olsaydı davacının uğramayacağı her türlü zarar olan müspet zararın kapsamı gözetildiğinde dava tarihi itibarıyla konutun niteliklerine göre bilirkişilerce güçlü delil niteliğindeki emsal Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2017 tarihli ve 2017/28 E., 2017/364 K. sayılı kararı ile belirlenen tutar esas alınarak hesaplanan 990.885,00 TL tutar yönünden davanın kabulüne, alacağın 30.000,00TL'sine dava tarihinden, bakiye 960.885,00TL'sine ise ıslah tarihi olan 17.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, davanın ıslahla arttırılan 960.885,00 TL'sine ıslah tarihi olan 17.02.2021 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, proje alanında davacıların murisinin tapulu bir arsasının bulunmadığını, projenin mahkemece iptal edildiğini, davaya dayanak yapılan tapu tahsis belgeli tesis sözleşmesinde hak sahibinin taahhütleri kısmının B bendinde "Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi İmar Planı ve buna dayalı kamulaştırma işlemleri ile ilgili olarak iptal ya da bedel arttırım davası için yargı yoluna gidilmeyeceği" düzenlenmiş olmasına rağmen davacıların taahhütlerini yerine getirmediklerini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürülerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların murisi ... ile davalı arasında 15.11.2006 tarihinde ''Tapu Tahsis Belgeli Tesis Sözleşmesi'' imzalandığı, bu sözleşme kapsamında murisin 400 m² tapu tahsis hakkını 100 m² 1 adet konut karşılığında davalıya teslim ettiği, fark bedeli de ödediği, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, davalı Belediyenin sözleşme tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede proje kapsamında murise teslim etmeyi taahhüt ettiği 100 m²'lik daireyi teslim edemediği, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin emsal dosyalarda verdiği kararlar kapsamında, davacıların, ifanın imkansız olduğu dava tarihi itibariyle ifa yerine geçen müspet zararlarını talep etme hakları mevcut olup, davalının sözleşmenin halen geçerli olduğu iddiasının bu açıklamalar karşısında dinlenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunun gerekçeli, somut olayın özelliklerine uygun, denetime elverişli olması, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair bir ibareye yer verilmemesi, TBK'nın 117 nci maddesinde bulunan "muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer" hükmü gereğince temerrüt faizine hükmedilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, ayrıca borçlunun usulüne uygun bir ihtarla temerrüde düşürülmesinin gerekmesi, ihtar mevcut değilse, icra takip veya dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi, dava konusu talebin tapu tahsis belgeli tesis sözleşmesine dayalı ifa yerine geçen müspet zararın tahsili istemine ilişkin bulunması, davacılar tarafından davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğine göre, davalı aleyhine hükmedilen alacağın dava dilekçesinde talep edilen kısmına dava tarihinden, ıslah ile arttırılan kısmına ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin yerinde bulunması dikkate alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili ile davalı vekili, istinaf başvuru dilekçelerinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle oluşan zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 123 ve 125 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle, davalı Belediyenin sözleşme tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede daireyi teslim edemediği, bu durumda davacıların 6098 sayılı Kanun'nun 125 inci maddesi kapsamında seçimlik haklardan yararlanabileceği, davanın kısmi dava olarak açılmış olması nedeniyle de ıslah edilen alacak için ıslah edilen tarihten itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.