Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3559 E. 2024/3513 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından imzalandığı iddia edilen 08.02.2021 tarihli belgeye dayalı alacak davasında, Bölge Adliye Mahkemesinin İlk Derece Mahkemesi kararını hukuki nitelendirme değiştirerek onamasının usule uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, İlk Derece Mahkemesi kararını hukuki nitelendirme değiştirerek onaması ve esas hakkında yeniden hüküm kurmaması, HMK'nın 353/1-b ve 359. maddelerine aykırı olduğu gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/430 E., 2023/492 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/443 E., 2022/385 K.

Taraflar arasında görülen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı asil ... ve vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili, müvekkili ile davalının kardeş olduğunu, taraflar arasında bir kısım alacakların ödenmesi konusunda anlaşmazlığa düşüldüğünü, davacının her defasında alacaklarını talep ettiğini, bir seferinde borç meselesi konuşmasında davalının davacıyı bağ evine davet ettiğini orada ise bıçakla saldırdığını, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/571 E sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davalının cezalandırılmasına karar verildiğini, sonrasındaki görüşmenin davalının oğlunun sahibi olduğu işyerinde davalının hesap görmek istemesi üzerine yapıldığını, borç miktarının ne çıkarsa ödemeye hazır olduğunu söylemesi üzerine Kayseri Ticaret Odası başkanı ..., kuyumcu ..., ... ve ...’ın hakem olarak katılmalarını istediğini, görüşmenin 08.02.2021 günü 11.00 civarında yapıldığını, toplantıda davalının davacıya olan borçlarının belirlendiğini, borcun yanında ödeme şeklinin de nasıl yapacağının karara bağlanarak aynı tarihli tutanakla imza altına alındığını, davalının oğlu ... adına kayıtlı bulunan 12 parselden 6 tanesinin mülkiyetinin müvekkiline devrinin kabul edildiğini, bu taşınmazların parselasyon işlemi yapılırken belediyeye terk edilmesi gereken %40 lık kısmın bedelinin de müvekkili tarafından ödendiğini ve bütün giderlerin de müvekkili tarafından karışılandığını ancak üzerinde anlaşma sağlanan devir işleminin gerçekleşmediğini ileri sürerek; parsel bedellerinin belirlenmesi akabinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 10.000,00 Euro alacağın fiili ödeme günündeki kur üzerinden anlaşma tarihi olan 08.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, ayrıca taleplerinin zaman aşımına uğradığını, müvekkili hakkındaki ceza dosyasının yargılamasının devam ettiğini, müvekkilinin de davacının tehditleri sebebiyle şikayette bulunduğunu, borcun dayanağı olarak gösterilen 08.02.2021 tarihli yazının geçerli olmadığını, hangi ilişkiden kaynaklandığının belli olmadığını, davacının dilekçesinde belirttiği taşınmazların dava dışı ...'na ait olduğunu, onun da bu husustan haberinin bulunmadığını, taşınmaz devrinin resmi şekilde yapılması gerektiğini, davacının yabancı para cinsinden talepte bulunduğunu, ancak taraflar arasında bu şekilde borç doğuran sözleşme ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalıdan alacakları bulunduğunu , bu alacaklarının ödeme şeklinin 08.02.2021 tarihli davalının imzası bulunan belge ile belirlendiği ve .... Noterliğinin 02413 yevmiye numaralı 05.03.2021 tarihli ihtarname ile de ikrar ettiğini beyan ettiği, bahse konu belgelerin taraflar için yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olduğu, davacının dayandığı borç ilişkisinin davalı borçlu tarafından inkar edildiğine göre davacının alacaklı olduğunu ve alacağının miktarını diğer yan deliller ve şahit beyanlarıyla ispat etmek durumunda olduğu, dosya kapsamında bulunan belgelerden ve tanık anlatımlarından taraflar arasında bir borç ilişkisinin bulunduğu anlaşılmakta ise de davacının borcun miktarını tanık beyanlarıyla ve diğer yan delillerle kuşkuya sebebiyet vermeyecek şekilde ispatlayamadığı, davacının yemin deliline dayanmayacağını bildirildiği, iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan 08.02.2021 tarihli belgeye göre borç alacak ilişkisinin var olduğunu ve müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, bu durumun yargılama sırasında davalının belge altındaki imzayı inkâr etmemesi ile de açıkça ortada olduğunu, sözleşmede müvekkilinin davalıdan olan alacaklarının belirlendiğini ve bu alacaklara karşılık olarak davalının müvekkiline şekli olarak oğlu adına kayıtlı olan ve ancak bütün tasarrufu kendisinde olan taşınmazlardan 6 tanesini devredeceğini kabul ettiğini, dosyaya sunulan 08.02.2021 tarihli belge ve noter ihtarı taraflar arasında borç alacak ilişkisinin varlığının kanıtladığını, kararda belirtildiği gibi yazılı delil başlangıcı kabul edilirse tanık dinlenebileceğini, bildirilen ve Mahkemece dinlenen tanıkların tamamının taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi anlattığını, tanıkların belgenin imzalandığı tarihte taşınmazların değerinin ne olduğunu da açıkça beyan ettiklerini, buna rağmen Mahkemece bu beyanlar, bilirkişi raporu dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, taşınmazların değerinin Mahkemece belirlenmesi gerektiğini, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde bilirkişilerce eksik inceleme ve değerlendirme yapıldığını, Mahkeme kararının 5. maddesinde hesaplanan vekâlet ücretinin de yasaya açıkça aykırı olduğunu, davanın fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılan 10.000,00 Euro'luk kısmi bir dava olduğunu, bu davanın reddi neticesinde 244.189,79 TL vekâlet ücreti hesaplanmasının da usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Davanın ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve mevzuata uygun olduğu, kanıtların takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 08.02.2021 tarihli belgeye dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin 1 ve 2 nci fıkraları.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin duruşma yapmaksızın esas hakkında istinaf incelemesi yapmaları durumuna dair karar verme usulü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesi; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya kararın gerekçesinde hata edildiği durumlarda düzelterek yeniden esas hakkında karar verir. Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında yer alması gereken hususlar ise aynı Kanun'un 359 uncu maddesinde belirtilmiş olup buna göre kararda; “Tarafların iddia ve savunmalarının özeti”, “İlk Derece Mahkemesi kararının özeti”, “İleri sürülen istinaf sebepleri” ve “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” yer alması gereken zorunlu unsurlardır. Aynı maddenin 2 nci fıkrasında ise "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" düzenlemesine yer verilmiştir.

2. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince; davacının davalıdan alacakları bulunduğunu, bu alacaklarının ödeme şeklinin 08.02.2021 tarihli davalının imzası bulunan belge ile belirlendiği ve .... Noterliğinin 02413 yevmiye numaralı 05.03.2021 tarihli ihtarname ile de ikrar ettiğini beyan ettiği, bahse konu belgelerin taraflar için yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olduğu, davacının dayandığı borç ilişkisinin davalı borçlu tarafından inkar edildiğine göre davacının alacaklı olduğunu ve alacağının miktarını diğer yan deliller ve şahit beyanlarıyla ispat etmek durumunda olduğu, dosya kapsamında bulunan belgelerden ve tanık anlatımlarından taraflar arasında bir borç ilişkisinin bulunduğu anlaşılmakta ise de davacının borcun miktarını tanık beyanlarıyla ve diğer yan delillerle kuşkuya sebebiyet vermeyecek şekilde ispatlayamadığı, davacının yemin deliline dayanmayacağını bildirildiği, iddiasını ispatlayamadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince; davanın ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu belirtilerek ve herhangi bir gerekçeye yer verilmeyerek davacının istinaf başvurusunun hukuki nitelendirme değiştirilmek suretiyle esastan reddine dair karar verilmesi usule aykırıdır. Diğer bir anlatımla, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumlarda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, ardından yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.

3. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda yer verilen hükümler gözetilerek, davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

4. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.