"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/173 E., 2022/413 K.
Taraflar arasındaki hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin bebekleri ...’ın 18.10.2010 tarihinde davalı hastanede normal doğumla dünyaya geldiğini, anne Kevser'in hamilelik sürecinde de aynı hastaneye muayeneye gittiğini, son aylarında yapılan muayenesinde her şeyin normal gittiğinin, normal doğuma engel bir durumunun bulunmadığının ve bu yöntemle doğum yapmasının en uygun yol olduğunun kendisine bildirildiğini, doğumu esnasında hastanede görevli personelin annenin karnına bastırdığını, bu şekilde doğumun gerçekleşmesinin sağlandığını, zor bir doğum olduğunu, doğumun ardından bebeğin muayenesi sonrasında uzman doktorun bebeğin kolunda bir problem olduğunu ancak merak edilmemesi gerektiğini ve 5-6 aya kadar geçeceğini söylediğini, akabinde bebeğin solunum güçlüğü çektiğini, kanında mikrop çıktığını, bu nedenlerle yoğun bakıma alındığını ve 8 gün boyunca hastanede oyalandığını, oysa bebeğin kolunun felç olduğunu ve bu durumun müvekkillerinden gizlendiğini, doğumun herhangi bir aşamasında normal doğumdan sezaryene geçiş mümkün iken bu yola başvurulmamasının doğumu gerçekleştiren hastane personelinin ağır ihmalinden kaynaklandığını, bebeğin daha sonra ... Hastanesinde sol kolundan ameliyat olduğunu, ameliyat öncesi yapılan tetkikinde de '"bebeğin sol kolunda doğum felci ve doğum yaralanması" teşhisinin konulduğunu, bebeğin felç durumunun halen devam ettiğini belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak tespit edilecek maddi zararlar bakımından şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, tedavi giderleri için 20.000,00 TL'nin fatura tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ve anne Kevser için 60.000,00 TL, baba ... için 60.000,00 TL ve bebek ... için 80.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
2. Davalı ... vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, ticari faizin yasal dayanağının olmadığını, aydınlatılmış onamın alındığını, kusurunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... ve ... Sağlık Hizmetleri Ticaret A.Ş. (Özel Bahar Hastanesi) vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, ticari faiz talep edilemeyeceğini, kusurlarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, dava esnasında ... Sağlık Hizmetleri Ticaret A.Ş.nin Maliye Hazinesine devredilmesi nedeniyle davaya Maliye Hazinesi dahil edilerek devam edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, doğum eylemi sırasında bebekte pleksus brakialis lezyonu oluşması yönünden ilgili hekim, sağlık personeli ve hastaneye atfı kabil bir kusur tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.12.2019 tarihli ve 2016/28428 E., 2019/12940 K. sayılı ilamıyla; davacılar vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan rapora itiraz edildiği, itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınan raporda davacıların itirazlarının karşılanmadığı ve bir önceki raporun tekrarı olduğu, üniversitelerin ana bilim dalı öğretim üyelerinden oluşturulacak içlerinde kadın doğum, pediatri ve ortopedi uzmanının da yer aldığı en az 3 kişiden oluşmuş bir kurul aracılığı ile davalıların hukuki konum ve sorumluluğunu, tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda doktor ve hastaneye kusur izafe edilip edilmeyeceğini gösteren, olay sonrası teşhis ve tedavi konusunda bir ihmalleri olup olmadığını belirleyen, davacıların itirazlarını karşılayacak nitelikte, nedenlerini açıklayıcı Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamı uyarınca alınan bilirkişi raporunda çocukta gelişen brakial pleksusu paralizisinin doğum olayının doğası gereği, engellenemeyen, doğumlarda görülebilen bir komplikasyon olduğu ve bu lezyonun normal doğum eylemi sırasında tüm özenin gösterildiği durumlarda dahi görülebildiğinin mütalaa edildiği, bu kapsamda davalı doktor tarafında gerçekleştirilen doğum ameliyatında gerçekleşen komplikasyonda davalı hastane başhekimi, davalı doktor ve davalı hastanenin kusuru bulunmadığının kabulü gerektiği, alınan bilirkişi raporunun objektif verilere dayalı, adli tıp raporu ile uyumlu, denetlemeye ve hüküm kurmaya yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; bozmaya uygun yargılama yapılmadığını, bebeğin doğum esnasında omzunun takılmasının değil, bebeğin baş ve elinin aynı anda doğum kanalına girmesi ve kanalda ilerleyememesi durumunun söz konusu olduğunu, böyle bir durumda yapılması gerekenin ise bebeğin geri ittirilmek suretiyle manevra yaptırılması (zavanelli manevrası) ve annenin acil olarak sezeryana alınarak doğumun sezaryen ile gerçekleştirilmesi olduğunu, fakat müvekilin doğumunu yaptıran hekim tarafından böyle yapılmayarak bebeğin elinden çekilerek sinirlerinin kopmasına neden olunduğunu, bebek doğduğunda da bebeğin elinin üstünde ve kolunda sıkıca tutulmaktan kaynaklı morluklar mevcut olduğunu, bu durum fotoğraflarla ve tanık anlatımları ile sabit olduğunu, bilirkişi raporunun bu yöne değinmeden düzenlendiğini, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 502 ve devamı maddeleri.
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller başlıklı 266 ncı maddesinin 1 inci fıkrası.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle taraf, Mahkeme, Yargıtay denetimine açık, tarafların itirazlarını karşılar nitelikte, bozmaya uygun olarak alınan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı çocukta gelişen durumun komplikasyon olup davalılara atfı kabil bir kusurun bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.