Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3617 E. 2024/2198 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin tazminata hükmettiği miktarın, davacının talep ettiği miktarı aşması nedeniyle, taleple bağlılık ilkesine aykırılık iddiasıyla yapılan tavzih talebinin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, 6100 sayılı HMK'nın 305. maddesi gereğince tavzih yoluyla değiştirilemeyeceği, davacı vekilinin talebinin tavzihe konu teşkil edemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2106 E., 2023/361 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2017/691 E., 2020/47 K.

Taraflar arasındaki asıl davada itirazın iptali karşı davada tazminat istemininden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava yönünden davanın kabulüne, karşı dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun asıl dava yönünden reddine, karşı dava yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karara karşı davacı/karşı davalı vekilinin tavzih talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı/karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı vekili; davalının 24.09.2009 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda yaralanması ve maluliyeti nedeniyle, sigorta şirketi nezdinde girişimlerde bulunmak üzere müvekkil şirkete yetki verdiğini, müvekkili şirketin, davalı adına ilgili işlemleri yaptığını ve neticelendirdiğini, sigorta şirketince 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak davalının müvekkili şirkete ödeme yapmadığını ve müvekkilinin azledildiğini, müvekkil şirketin 9.440,00 TL alacağı için icra takibi yaptığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP - KARŞI DAVA

Davalı vekili; sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti tarafından alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin zararının 100.035,33 TL olarak hesaplandığını, işin takibini yapan davacı şirketin kusur ve ihmali sonucu bilirkişi raporuna göre artırım talebinde bulunulmadığını, bu sebeple de müvekkili adına 100.035,33 TL tazminat alınması gerekirken sigortadan ancak 40.000,00 TL tazminat alındığından müvekkilinin 60.000,00 TL zararı olduğunu, müvekkilinin davacıya komisyon borcu bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; davacı şirket tarafından açılan davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile, bilirkişi raporu ile tespit edilecek değere göre artırılmak üzere, şimdilik 5000,00 TL'nin, yasal faiziyle davalı şirketten alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı- karşı davacı tarafça yapılan azlin haksız olduğu gerekçesiyle, asıl dava yönünden; davacı- karşı davalının açmış olduğu davanın kabulüne, davalı-karşı davacının İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğünün 2012/5327 numaralı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 9.440,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden hesap edilen %20 icra inkar tazminatı olan 1.888,00 TL icra inkar tazminatının davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine, karşı dava yönünden; davalı-karşı davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı- karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı/karşı davacı vekili; Sigorta Tahkim Komisyonunda açılan 2015/6377 E. sayılı dosyanın derdest olduğunu, bu dosyanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, müvekkilin o zaman %36 lık bir maluliyet raporunun olduğunu, davalı tarafın %36 lık maluliyet halinde iken müvekkilin taleplerini eksik hesap etmesi ve gerekli özeni ve dikkati göstermemesi nedeni ile müvekkilinin zarara uğradığından davacı-karşı davalının haklı nedenle azledildiğini, davacı - karşı davalının müvekkilini hak kaybına uğrattığı için aradaki farkı tazmin etmesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı oladuğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına davanın reddine, karşı davanın da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı/karşı davalının davalı/karşı davacı adına söz konusu 40.000,00 TL tazminatın tahsili için gerekli başvuruları yaptığı, gerekli çalışmaları tanzim ve tasnif ettiği de dikkate alınarak, azil edilene kadar ki çalışmaları karşılığı olarak tahsil edilen miktarla ve sözleşme ile bağlı kalınarak, hizmet ücretine hak kazanacağından asıl dava hakkında verilen kararın yerinde olduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Kararının hüküm kısmında da açıkça belirtildiği gibi, başvuru sahibinin sürekli iş göremezlik zararının tahkim dosyasında aktüer bilirkişinin hesaplaması neticesinde 100.035,33 TL olarak belirlenmiş ise de; talebin 40.000,00 TL olması ve süresi için de ıslah edilmemesi nedeniyle, taleple bağlı kalınarak hüküm verildiği, davacı şirketin davayı bu bedele ıslah edip arttırmadığı ve bu konuda da davalı/karşı davacıyı bilgilendirip uyarmadığı ancak davalı/karşı davalıya bizzat tebliğ edilen bilirkişi raporundan sonra davalı- karşı davacının da bizzat ıslah yapma imkanı bulunduğundan davacı vekilin tam olarak kusurlu sayılamayacağı, davalı karşı davalının da zararın oluşumunda müterafık kusuru bulunduğu, vekilin müterafık da olsa kusur ve ihmalinden kaynaklı olan zararlarından dolayı azlinin haklı olduğu ve müvekkiliyle birlikte zarara katlanması gerektiği, vekilin, süresinde ıslah yapılmaması nedeniyle , davalı karşı davacının müterafık kusuru da dikkate alınarak davalı karşı davacının (60.035,53: 2= ) 30.017,76 TL zararına neden olduğu ve bu bedelin davacı karşı davalıdan tazmini gerektiği gerekçesiyle davalı-karşı davacının asıl dava yönünden istinaf başvurusunun reddine, karşı dava yönünden kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulü ile, 30.017,76 TL'nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, kesin olarak karar verilmiştir.

IV. TAVZİH TALEBİ-TAVZİH TALEBİNİN REDDİNE DAİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ EK KARARI

1. Davacı/karşı davalı vekilinin 21.03.2023 tarihli dilekçesi ile, davalı/karşı davacının dava dilekçesinde fazlaya ilşkin hakkını saklı tutarak 5.000,00 TL tazminat talebinde bulunduğunu, davasını da ıslah edip artırmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin hatalı bir şekilde 30.017,76 TL tazminata hükmedildiğini, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule ve yasaya aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek, maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince, 17.04.2023 tarihli ek kararla; hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenenler çok sarih ve açık bir şekilde mevcut olduğundan, tavzihin hukuken gerekmediği, Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği, tavzihe konu yasal şartlar bulunmadığından davacı/karşı davalının tavzih ve tashih talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı/ karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı/karşı davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin nitelikte olduğu, davalı/karşı davacının dava dilekçesinde fazlaya ilşkin hakkını saklı tutarak 5.000,00 TL tazminat talebinde bulunduğunu, davasını da ıslah edip artırmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin hatalı bir şekilde 30.017,76 TL tazminata hükmedildiğini, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesinin usule ve yasaya aykırılık oluşturduğunu maddi hataların düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kararın tavzihi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun "Hükmün tavzihi" başlıklı 305 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda; belirtilen gerekçelere ve özellikle 6100 sayılı HMK m. 305 nci maddesi 2 nci fıkrası hükmüne göre, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. düzenlemesi karşısında davacı- karşı davalı vekilinin talebinin tavzihe konu olamayacağının anlaşılmasına göre, davacı/karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan ek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.