"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/390 E., 2023/40 K.
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen ayıp giderim bedelinin tahsili davasında davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile ... arasında taşınmaz satış sözleşmesi düzenlendiği, Mah., Mekan Sok., No:27, Kat:3, D:8, ....../Kocaeli adresindeki dubleks dairenin teslim edildiğini, kısa süre önce dairenin ayıplı olduğunun anlaşıldığını, bu konudaki sözlü uyarı ve taleplerin karşı tarafça yerine getirilmediğini, bu nedenle Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/45 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yoluna gidildiğini ve rapor alındığını, davalı tarafa Başiskele Noterliğinin 19.08.2019 tarih ve 13953 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu ayıpların giderilmesi, aksi halde uğranılan zararın tazmininin isteneceğinin bildirildiğini, bu zamana kadar herhangi bir cevap verilmediğini, eksikliklerin giderilmesi veya zararın tazminine yönelik herhangi bir işlem yapılmadığını, müvekkilinin kış aylarının gelmesi nedeniyle bu aşamada mecburen bu eksiklikleri kendisinin gidermeye çalıştığını belirterek .....,Mah., Mekan Sok., No:...., Kat:3, D:8......../Kocaeli adresindeki dubleks dairede sonradan ortaya çıktığı anlaşılan ve ihtar ve ikazlara rağmen ısrarla giderilmeyen ayıplar nedeniyle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.000,00 TL'nin mevduata uygulanan en yüksek faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, ayıbın söz konusu olmadığını, ayıp olduğu iddia edilen hususların müvekkiline bildirilmediğini, davacının davranışlarının iyiniyetli olmadığını, taşınmazın başka bir kişiye satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasında daire satış sözleşmesi akdedildiği, söz konusu dairede ayıplar nedeni ile bedel indirimin talep edildiği, somut uyuşmazlıkla ilgili olarak bağımsız bölüm satışının 21.11.2014 tarihinde yapıldığı, bağımsız bölüm ve ortak alanlarda gizli ayıpların olduğu, keşif tarihinden sonra dava konusu bağımsız bölümün ayıpların giderilerek dava dışı 3.kişiye satıldığı, davacı tarafından söz konusu ayıplar nedeni ile zararına satış yapılmadığı gibi her ne kadar 4077 sayılı Kanun'da mevcut olan ayıp ihbar yükümlülüğü 6502 sayılı Kanun ile ortadan kaldırılmış ise de teslim tarihinden itibaren altı ay içerisinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplar yönünden tüketicinin ihbar yükümlülüğü bulunmadığı, tüketicinin bu hakkını Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinin 2 nci fıkrası çerçevesinde hakkın kötüye kullanıldığı itirazına konu olmayacak şekilde kullanabileceği, buna göre teslim tarihi ile dava tarihi arasında 6 aylık süreden önce ayıbın bildirilmediği, somut uyuşmazlığa göre her ne kadar gizli ayıplar mevcut olsa da satış nedeni ile davacının zararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığınca; Mahkemece davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı ve davaya konu ayıpların gizli ayıp olduğu tespit edildikten sonra taşınmazdaki ayıpların davacı tarafından giderildiği ve davanın ayıp giderim bedeline ilişkin olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazın ayıplı olması nedeniyle ayıp giderim bedeline ilişkin davada ayıplar nedeni ile bedel indirimin talep edildiği kabul edilerek verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 6100 sayılı Kanun'un "Taleple bağlılık ilkesi" başlıklı 26 ncı maddesi.
4. 6100 sayılı Kanun'un "Hâkimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı 31 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi hükmüne göre Mahkeme, tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak Mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Taleple bağlılık ilkesi, talep edilmeyene karar vermeme, talep edilenden fazlasına karar vermeme ve talep edilenden farklı bir şeye karar vermeme biçimlerinde mahkeme kararının sınırları belirler şekilde karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece dava dilekçesine bakılarak tespit edilecek bu sınırlar, talep edilen hukuki sonuçtur.
2.Yine hakim aydınlatma aydınlatma ödevi gereğince müphem gördüğü vakıalar karşısında taraflardan açıklama isteyebilir.
3.Dava dosyasının incelenmesinde; davacının davalı müteahhitten 21.11.2014 tarihinde dubleks daire satın aldığı, dairede bir takım gizli ve ayıplı imalatların olduğu, söz konusu gizli ayıpların giderilmesi için herhangi bir işlem yapılmadığı, kış aylarının gelmesi ile birlikte mecburen bu eksikleri gidermeye çalıştığını belirterek ortaya çıkan ayıp ve eksiklerin giderilmesini teminen şimdilik 9.000,00 TL bedelin davalıdan tahsilini talep ettiği, davacının dava dilekçesindeki talebinin ayıpların giderim bedeline yönelik olduğu anlaşılmakla Mahkemece hakimin aydınlatma ödevi kapsamında müphem gördüğü hususlarda açıklama isteyebileceği değerlendirilerek
davacının ayıp giderim bedeli talebine ilişkin inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz istemlerinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.