Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3721 E. 2024/2541 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine ilişkin alacak miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, adi ortaklığın varlığını ve feshini kabul ederek, bilirkişi raporuna dayanarak tasfiye neticesinde davacıya ödenecek miktarı belirlemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/102 E., 2022/323 K.

Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, davalı ile narenciye bahçelerinin meyvelerini alıp satmak, kazancı paylaşmak için ortaklık kurduklarını, karın ve zararın yarı yarıya paylaşılacağının kararlaştırıldığını, davalının satılan meyvelerin paralarını tahsil etmesine rağmen, aldığı paraları gizlediğini ileri sürerek; adi ortaklığın tasfiyesine ve davalının davacıya ödemesi gereken 18.000,00TL'nin olay tarihinden ticari reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03.11.2014 tarihinde talep sonucunu 63.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının işveren kendisinin ise işçi olduğunu, davacı ile bir ortaklıklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 12.05.2016 tarihli ve 2013/366 E., 2016/497 K. sayılı kararla; davacı ve davalının işin idaresi boyunca 3. kişiler ile münasebetlerinde senet ve belgelerde kullanılan ifadelerde ve dışarıya karşı verdikleri izlenim ve eylemlerinde ortak hareket ettikleri görüntüsünün dışa yansıdığı, taraflar arasındaki adi ortaklık hususunun şüphe götürmediği, bu ortaklığın davacı tarafından sona erdirildiği, şirketin tasfiyesi söz konusu olduğu için davacının katlandığı zararın taraflar arasında eşit paylaşılması gerektiği gerekçesiyle; adi ortaklığın tasfiyesine, 15.962,21 TL alacağın dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 11.03.2019 tarihli ve 2017/15937 E., 2019/1802 K. sayılı ilamıyla; " ...Somut olayda, Mahkemece adi ortaklığın varlığı kabul edilmiş, hükmü sadece davacı temyiz etmiştir, bu durumda ortaklığın varlığı konusu davacı yararına kazanılmış haktır. Ancak aradaki ortaklık ilişkisi henüz feshedilmemiş olmakla, ortaklığın fesih ve tasfiyesinin mahkemece yapılması gerektiği kuşkusuzdur.

(...) O halde Mahkemece; uyuşmazlığın; yukarıda açıklanan maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması varılacak sonuca göre hüküm oluşturulması gerekirken,bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki adi ortaklık hususunun şüphe götürmediği, bu ortaklığın davacı tarafından sona erdirildiği, şirketin tasfiyesi söz konusu olduğu için davacının katlandığı zararın taraflar arasında eşit paylaşılması gerektiği, bu hususta muhasebeci mali müşavir bilirkişiden alınan 24.10.2022 tarihli raporun benimsendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine, bu amaçla 27.364,86 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; Mahkemece kısmen red yönünden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, taleplerinin kısmen reddine karar verilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ıslah dilekçeleri doğrultusunda davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; kısmen redde ilişkin kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı; dava dosyası tekrar incelendiğinde haklılığının anlaşılacağını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, adi ortaklığın feshi ile tasfiyesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları,

2. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 435 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Gerekçesiz temyiz dilekçeleri çerçevesinde kanunun açık hükmüne ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların yerinde bulunmayan ve sebepleri bildirilmeyen bozma isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.