"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı ile 09.05.2018 tarihli satış protokolü ile taşınmaz satışı hususunda anlaştığını, sonrasında bu anlaşmadan vazgeçilmesi nedeniyle taşınmazın müvekkiline devredilmediğini, davalının müvekkilinin eski eşi ile anlaşma yaparak taşınmazı devrettiğini, müvekkilinin ev hanımı olması nedeniyle sürecin dışında kaldığını, davalı tarafından başlatılan icra takibinde ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, usulsüz tebliğin tespiti için dava açılan davanın reddedildiğini, karara karşı istinaf başvurusu yapıldığını, icra mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturmadığını, tebligatın usulsüz yapılması suretiyle takibe itiraz imkanının ortadan kaldırıldığını, taşınmaz müvekkiline devredilmediğinden ve protokol geçersiz olduğundan borçlu olunmadığının sabit olduğunu, borcunun bulunmadığını ileri sürerek; aleyhine başlatılan takip nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, kötü niyetli davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; taşınmazın protokolde belirtilen bedel karşılığında satıldığını, ödemenin taksitler halinde gerçekleştiğini, kalan 359.000,00 TL'nin ödenmediğini, davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının isteği üzerine taşınmazın o tarihteki eşi ...'e devredildiğini, taşınmazın davacı ve eşi tarafından evlilik birlikleri devam ederken edinildiğini, davacının kalan bedeli ödememek için satış protokolünün resmi şekilde yapılmamamış olması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmesinin iyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalının dava konusu taşınmazın satımı konusunda adi yazılı 09.05.2018 tarihli sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşmeden sonra taşınmazın davacının eşine davalı tarafından devredildiği, akabinde davacı ile eşinin 18.06.2020 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda boşanmalarına karar verildiği, dava konusu taşınmazın dava dışı eşe bırakıldığı, davacının sözleşmenin ifa edildiğinden bilgisi olmadığı iddiasına; taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinilmesi, evliliğin temsili ve boşanma protokolü gözönüne alınarak itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin, eski eşine devredilen taşınmazın ödemeleri ile ilgili bilgi sahibi olmadığını, müvekkilinin eski eşine taşınmazın devrine onay vermediğini, ikrar anlamına gelmemekle birlikte müvekkili dava konusu protokoldeki hakkını eski eşine devretmiş/temlik etmiş ise, devir/temlik sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olmasının ve onayının gerektiğini, boşanma protokolünün müvekkili lehine değerlendirilmesi gerektiğini, dava ve takip tarihi itibariyle evliliğin resmen sona erdiğini, icra takibine dayanak protokol geçerli olmamakla birlikte tarafların vazgeçmesi ve müvekkili adına taşınmazın tescil edilmemesi hususları da değerlendirildiğinde davalının başlattığı takibin yasal dayanağının bulunmadığını, yasal süresinde cevap dilekçesi dahi vermeyen davalının delil bildirmek imkanı yokken Mahkemece re'sen delil toplanıldığını, süresinde olmayan cevap dilekçesini kabul etmediklerini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında düzenlenen 09.05.2018 tarihli satış protokolü gereğince dava konusu taşınmazın davacının eşi Seçkin'e 18.06.2020 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda devredildiği gerekçesiyle, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca davalının alacağının talep edilen tutarda olduğunun Mahkemece nasıl belirlendiğinin anlaşılamadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibi nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında dava konusu taşınmazın satışına ve satış bedelinin ödeme planına ilişkin 09.05.2018 tarihinde satış protokol başlıklı belgenin imzalandığı uyuşmazlık dışıdır.
2. Dava konusu taşınmazın 19.09.2018 tarihinde davalı tarafından davacının eski eşine tapuda devredildiği, davacı tarafından 27.09.2019 tarihinde boşanma davası açıldığı, 18.06.2020 tarihinde davacı ile eşinin boşanmalarına karar verildiği, kararın istinaftan feragat dilekçelerine göre 03.07.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Bu durumda, evlilik birliği içerisinde satın alınan ve davaya konu satış sözleşmesine göre satış bedelinin ödemesi 15.02.2020 tarihine kadar devam eden taşınmazı, boşanma kararına dercedilen protokol uyarınca davacının boşanma davasında davalı eşi Seçkin'e bıraktığı görülmüştür.
4. O halde imzası inkar edilmeyen ve tarafların kabulünde olan satış sözleşmesine dayanılarak 17.12.2020 tarihinde başlatılan icra takibine ilişkin olarak borçlu olmadığının tespiti ve icra tehdidi altında ödenen paranın istirdatı talebiyle açılan davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, borcun miktarına ilişkin itirazın ise istinaf başvurusunda açıkça ileri sürülmemiş olması redeniyle davacı tarafça temyiz aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.