"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/383 E., 2022/244 K.
DAVA TARİHİ : 16.02.2009
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme Kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu taşınmazı 11.06.1998 tarihinde yapılan ihale sonucunda davalıya kiraladığını, kira sözleşmesi süresinin 31.12.2007 tarihinde sona erdiğini, kira süresinin bitiminde kiralananın davalı şirketten 15.02.2008 tarihinde teslim alındığını, 20.03.2008 tarihinde yeniden yapılan ihaleyi dava dışı 3. kişinin kazandığını, ihalenin Bakanlıkça onanarak kesinleştiğini ancak bu süreçte davalı tarafından açılan ve ret ile sonuçlanan muarazanın men'ine dair dava dosyasında verilen tahliyenin tedbiren durdurulmasına dair mahkeme kararına istinaden, 20.03.2008 ile 08.07.2008 tarihleri arasında dava konusu taşınmazın davalı şirketçe işletildiğini, 20.03.2008 tarihinde yapılan ihale bedelinin 775.587,03 TL+KDV olduğunu, idarenin 2008 yılında yapılan ihale sonucunda ortaya çıkan yeni kira bedelinden mahrum kalarak zarara uğradığını, bu nedenle 20.03.2008 ile 08.07.2008 tarihleri arasında mesire yeri işletmeciliğini gerçekleştiren davalı şirketten ihale bedeli olan 775.587,03 YTL+KDV üzerinden güne tekabül eden 235.836 TL+KDV'nin tahsili gerektiğini, ayrıca davalının mesire yerini işlettiği döneme ait elektrik borçlarını da ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.03.2008 ile 08.07.2008 tarihleri arasında mesire yerinin ihale bedeli olan 775.587,03 TL üzerinden tekabül eden 235.863 TL+KDV kira bedeli ile 12.115,50 TL elektrik borcu olmak üzere toplam 247.978,05 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davanın 1.846.310,50 TL üzerinden kabulünü istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; sözleşmeye göre 15.06.1998 tarihinden 31.12.1998 tarihine kadar 6 ay 15 günlük kira bedeli alınması gerektiğini, davacının ise toplam 12 aylık kira parasını talep ettiğini bu nedenle 5 ay 15 günlük kira süresi kadar alacağı veya bu süre kadar bedelsiz kullanım hakkı bulunduğunu, ihale bedeli baz alınarak yeni dönem işlemiş kira parasının talep edildiğini ancak ihale alıcısı firmanın ihaleden vazgeçtiğini, kira döneminden sonra işlettiği dönem için 5 ay 15 günlük kira bedelinin süre olarak takasını talep ettiklerini, bu halde davacının talep edebileceği bir hakkı kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.01.2014 tarihli ve 2009/86 E., 2014/45 K. sayılı kararıyla; davanın kira alacağı yönünden kısmen kabulü ile 1.081,34 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, elektrik tüketimi alacağı yönünden 5.388 TL'lik kısım için davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 02.10.2018 tarihli ve 2018/5628 E., 2018/9390 K. sayılı ilamıyla; haksız olduğu anlaşılan ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığı tarihe kadar taşınmazın davalı tarafından kullanılmış olması nedeniyle davacının yoksun kaldığı gelirin hüküm altına alınması gerektiği, dava konusu taşınmazın işletmeciliği için 20.03.2008 tarihinde 103.140,75 TL muhammen bedel ile yapılan ihaleyi, muhammen bedeli üzerinden % 651 artırımla dava dışı şirketin kazandığı, tedbir kararı nedeniyle davacının bu gelirden mahrum kaldığı anlaşıldığına göre zararının sözü edilen ihale bedeli esas alınarak belirlenmesi gerektiği, yine ödenen kira bedelinin tazminat miktarından mahsup edilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının zararının sözü edilen ihale bedeli esas alınarak hesaplanması için alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, kira alacağı yönünden davanın kısmen kabulü ile 261.572,70 TL'nin yasal faiziyle tahsiline, elektrik tüketimi alacağı yönünden 5.388 TL'lik kısım için davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 21.02.2023 tarihli ve 2023/477 E., 2023/172 K. sayılı kararıyla; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesi uyarınca, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceği gerekçesiyle vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı; yeterli araştırma yapılmadan, bilirkişi raporuna itirazlar değerlendirilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan kira bedeli zararının tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Usulî kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak amacıyla Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
2. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).
3. Usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açıklanması gereken diğer bir husus ise; bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün bulunmasıdır. Bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Mahkemece, uyulan bozma ilamına ve dosya kapsamına göre karar verildiği, bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, davacının karar düzeltme dilekçelerinde bildirdiği sebeplerin Dairece verilen kararın düzeltilmesini gerektirecek nitelikte olmadığının anlaşılmasına göre davacının karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının düzeltme isteyene yükletilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birligi ile karar verildi.