"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı Malike Genç'in, davalılardan Faruk'tan satın aldığı derin dondurucudaki imalat hatası ve aşırı elektrik akımı nedeniyle meydana gelen yangında, evinin ve içindeki eşyalarının yanması üzerine, davacı şirket ile davalılar aleyhine açtığı tazminat davasında aleyhlerine hükmedilen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibinde, davalılar ile birlikte borçtan müteselsilen sorumlu olduğu halde müvekkilinin tek başına 257.087,87 TL ödediğini ileri sürerek; söz konusu bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; müvekkilinin yangının çıkmasında kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı şirket vekili; olayın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının belirlenmesinin gerektiğini, olayda müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin, 19.04.2016 tarihli ve 2014/1261 E., 2016/303 K. sayılı kararıyla; davaya konu tazminat davasında davalıların sorumluluk oranları belirlenmediği, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yangının çıkmasında davalıların kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 06.02.2020 tarihli ve 2019/5982 E., 2020/971 K. sayılı ilamıyla; "....Müteselsil sorumluluğu oluşturan olayın, dava dışı zarar görenler tarafından davacı ve davalılar aleyhine açılan tazminat davasında alınan bilirkişi raporuna dayandığı, raporda tarafların kusur oranları belirtilmeksizin müteselsil sorumlu olduklarının tespit edildiği ve raporun Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği; eldeki davanın yargılaması esnasında alınan bilirkişi raporunda ise davalıların kusurlu olmadığının tespit edildiği, böylece birbiri ile çelişen iki ayrı raporun bulunduğu ve tarafların müteselsil sorumlu olduklarına ilişkin bilirkişi raporunun Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşıldığı halde son rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği; bu itibarla önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna, çelişkileri giderecek, kusur oranlarını belirleyecek şekilde, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor hazırlatılarak, davalıların kusurları oranında varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya kazandırılan 27.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı ve davalı şirketin %40'ar oranında, davalı ...'un ise %20 oranında sorumlu olduğunun tespit edildiği, alınan raporun dosya kapsamına ve bozma ilamına uygun, denetime elverişli olduğu gerekçesiyle; davalı şirketin %40 kusur oranına isabet eden 102.835,148 TL'nin, davalı ...'un %20 kusur oranına isabet eden 51.417,574 TL'nin 12.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; müvekkili şirkete kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını, zararlandırıcı olayın hatalı imal edilen dondurucudan kaynaklandığını, aksinin kabulü halinde Mahkemece kabul edilen oranda bir kusur izafesinin doğru olmadığını, davaya konu edilen, dava dışı tüketicinin tesisatın arızalı veya hatalı olması gibi sebeplere dayanabileceği gibi, cihazın ömrünü doldurup doldurmadığı sebeplerine de dayanabileceğini, yangının voltaj yükselmesi gibi nedenlere dayandığının kesin olarak ortaya konulmadığını, sadece voltaj yükselmesinin yangına sebebiyet vermeyeceğini, tüm elektronik cihazlarda voltajı düzenleyecek şekilde regülatörler bulunduğundan voltaj yükselmesi halinde dahi buradaki sorumluluğun dağıtım firmalarına yüklenmesinin mümkün olmadığını, kök raporda, prefabrik evin nizami olmayan yani linye sayısı yönetmeliğe aykırı olan ve sigorta anma değerleri uygun seçilmeyen hatalı elektrik iç tesisat projesini onayladığından, dava konusu evin elektrik tesisatını fiilen muayene etmeden elektrik bağladığına dair hususun doğru olmadığını, işlerin belli bir standartta ve Yönetmeliğe uygun olarak yapıldığını, linye sayısının Yönetmeliğe uygun olduğunu, sigorta anma değerlerinin uygun seçildiği, iç tesisatta da eylemli olarak muayeneler yapıldığı, aynı standartlarda yapılan tesis nedeniyle diğer abonelerde yangın çıkmaz iken bu talihsizliğin dava konusu olayda yaşanması kusurun kullanılan cihazdan (derin dondurucu) kaynaklandığını gösterdiğini, iç tesisatın neden nizami olmadığının teknik olarak ortaya konulması gerektiğini, eş söyleyişle, bu konuda standartların ne olduğu, sözü geçen iç tesisatta ne suretle standart dışına çıkıldığı, yanlar ve yargıç denetimine elverişli olarak ortaya konulması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporlarındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulduğunu, üretici değil satıcı olan müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, 27.07.2022 tarihli raporun ürün üzerinde inceleme gerçekleştirilmeden varsayıma dayalı olarak tanzim edildiğini, derin dondurucu muhafaza edilmediği ve deliller ortadan kaldırıldığı ihtimalinde davacı iddiasını ispat edemediğinden müvekkiline bir kusur atfedilmesinin söz konusu olmadığını, muhafaza ediliyorsa da dosya kapsamında alınan ikinci bilirkişi raporunu hazırlayan heyetin derin dondurucu üzerinde hiç bir inceleme gerçekleştirmeden hatalı üretim, ayıplı mal tespitinin yapılması mümkün olmadığını, raporda somut delile dayanan bu tespite %40 kusur oranı atfedip, diğer davalı şirket ile ilgili sadece varsayıma dayalı tespite %40 kusur oranı atfetmek ve müvekkiline sadece satıcı olmasına rağmen %20 oranında kusur yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, dosyadaki 22.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu yangının derin dondurucudan kaynaklanmadığı tespiti yapılmış olup yangında diğer davalı şirketin ve müvekkilin hiçbir sorumluluğu bulunmadığı yönünde görüş bildirildiğini, yangın sonucu oluşan hasardan davacı ve dava dışı Uzay Elektrikin sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı şirket vekili; raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden tesis edilen kararın doğru olmadığını, müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, 22.05.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre, Ankara 7. Tüketici Mahkemesinin 2013/4057 E. sayılı dosyasında müvekkili şirket yönünden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, 27.07.2022 tarihli bilirkişi raporu ürün üzerinde hiç bir teknik inceleme gerçekleştirilmeden, varsayımlara dayalı olarak tanzim edildiğinden hükme esas alınmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ürün bizzat incelenmeden yapılan tespitin hatalı olduğunu, yangının gerçekleştiği konuttaki yatay derin dondurucu üzerinde inceleme yapılabilmesi için olay sonrası muhafaza edilmesi gerektiğini, muhafaza edilmediği ve deliller ortadan kaldırıldığı ihtimalinde davacı iddiasını ispat edemediğinden müvekkili şirkete bir kusur atfedilemeyeceğini, muhafaza ediliyorsa da dosya kapsamında alınan ikinci bilirkişi raporunu hazırlayan heyet derin dondurucu üzerinde hiç bir inceleme gerçekleştirmeden müvekkili şirkete %40 gibi yüksek oranda bir kusur atfettiği için hakkaniyete aykırı davrandığını, kusur dağılımının adaletsiz olduğunu, yangın sonucu oluşan hasardan davacı ve dava dışı Uzay Elektrikin sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından dava dışı zarar görene ödenen tazminatın, müteselsil sorumluluk kapsamından davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 62 nci maddesi,
2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararın; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılan tazminat davasının gerekçesinde de buzdolabında imalat hatası, evdeki elektrik sisteminde proje hatası bulunduğu halde davacı şirket tarafından projeye onay verildiği ifadelerine yer verildiği anlaşılmakla, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.