Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3929 E. 2024/2113 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Simsarlık sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak için başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit davasında, sözleşmenin yazılı şekilde yapılmaması nedeniyle geçerli olup olmadığı ve davalının kötü niyetli davranıp davranmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı ve davalının kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/829 E., 2023/704 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/918 E., 2023/21 K.

Taraflar arasındaki emlak komisyon bedeli alacağının tahsiline ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine yönelik menfi tespit davasına ilişkin yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin Halk Bankasından uyuşmazlığa konu daireyi satın aldığını, davalının müvekkili hakkında emlak komisyon alacağı olduğundan bahisle icra takibi başlattığını ve taraflar arasında simsarlık sözleşmesi bulunmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ve davalının kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, taraflar arasındaki ilişkinin simsarlık ilişkisi olmadığını, davacının birden fazla taşınmaz satın aldığını, davalıya yatırım için aldığı taşınmazlarda danışmanlık hizmeti verdiğini, aralarında vekalet ilişkisi olduğunu, whatsapp yazışmalarında davacının satış bedelinin %2'si oranında komisyon vermeyi kabul ettiğini, davacının uyuşmazlık konusu taşınmazı 2.500.000 USD karşılığında satın aldığını, böylece davalının 50.000 USD ücrete hak kazandığını, satın alınan üç adet taşınmaz daha olduğunu ve müvekkilin hak ettiği ücretin hesabında bu satışların da incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut davada taraflarca yazılı şekil şartına uyularak yapılan bir sözleşmenin dosyaya ibraz edilmediği gibi bu yönde bir iddianın da olmadığı, geçersiz sözlü sözleşme uyarınca davalının davacıdan komisyon ücreti talep edemeyeceği, davalı tarafın kötü niyeti ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili, davalının kötü niyetinin ispat edildiğini, davalının başlattığı icra takibini emlak komisyon bedeli alacağına ilişkin olduğunu söylediğini, açılan menfi tespit davasında komisyon alacağı iddiasından vazgeçerek aradaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğunu savunduğunu, taraflar arasında vekalet, danışmanlık, komisyonculuk vs. ilişkisi kurulmamasına rağmen haksız takip başlatıldığını, davalı ve çalışanlarının müvekkiline icra takibine konu daireyi gezdirmediğini, davalının fahiş bir fiyatla başka bir daireyi satmaya çalıştığını, müvekkilinin aynı rezidansta bulunan 4802 no'lu daireyi Halk Bankası'ndan satın aldığını ve bunun üzerine kötü niyetle müvekkiline karşı takip başlatıldığını iddia ederek kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili, mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak taraflar arasındaki sözleşmenin simsarlık sözleşmesi olarak nitelendirildiğini, sözleşmenin vekaletsiz iş görme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, davacı ile dava dışı mal sahibi arasında satım akdi kurulduğunu, ancak davacı tarafından müvekkilinin gördüğü iş karşılığında ödenmesi gereken bedelin ödenmediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "Somut olayda, davalı tarafça başlatılan icra takibi Saphire Recidens 48.kat 4802 numaralı dairenin emlak komisyon alacağı olduğu açıkça belirtildiğinden sözleşmenin niteliği hususunda davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır.Davanın konusu bir adet daire için verilen hizmet bedeli alacağına ilişkin ilamsız icra takibine ilişkindir.Dava konusu ile sınırlı olarak inceleme yapılması gerektiğinden davacının daha fazla daire aldığına yönelik bir araştırma yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Davacının tüketici sıfatını ve dava konusunun da tüketici işlemi olarak kabulü gerekir. Taraflarca düzenlenen yazılı şekil şartına uygun bir sözleşme bulunmadığından davalının hizmet bedeli talep edemeyeceğine yönelik hükümde isabetsizlik bulunmamıştır. Davacı tarafça dosyaya sunulan watshap mesajlarına göre davalı alacaklının kötüniyetli takip başlatığının kabulünün mümkün olmadığı, davalının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından, kötüniyet tazminatı talebi bakımından davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir." gerekçeleriyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri istinaf sebeplerini tekrarlayarak kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520-525 maddeleri.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2017 tarihli ve 2017/13-644 E., 2017/460 K. sayılı kararı ile Dairemizin 28.11.2022 tarihli ve 2022/6923 E., 2022/8967 K. sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. TBK'nın 520 nci maddesinin birinci fıkrasında simsarlık sözleşmesi "...simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, "Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir" şeklinde anlaşılmalıdır. Simsarlık sözleşmesinin unsurları şu şekildedir: a) Simsarlık ilişkisinin tarafları simsar ile iş sahibidir ve simsar, iş sahibi için, konusu özel olarak belirlenmiş bir vekalet edimi üstlenmiştir. O (simsar), iş sahibi için yerine getireceği faaliyetin karşılığında ücret alacaktır. b) Simsarlık faaliyetinin konusu, çeşitli işlere ilişkin sözleşmelerin kurulması hususunda aracılık etmektir. Bu aracılık faaliyeti, bir sözleşme kurma fırsatı vermek şeklinde olabileceği gibi bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmek şeklinde de olabilir. Simsarın kural olarak iş sahibini temsil yetkisi yoktur; fakat sözleşme ile kendisine bu yetki verilebilir. c) Simsarlık ilişkisi, simsar ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki TBK'nın 520 inci maddesinin üçüncü fıkrası taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, "Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir.

2. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyuşmazlık konusu taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekil şartına uyulmadığı için geçersiz olduğuna, bu sebeple davalının davacıdan komisyon ücreti talep edemeyeceğine ve taraflar arasındaki whatsapp yazışmalarına göre davalının kötü niyetli olduğunun ispat edilemediğine ilişkin gerekçelerde isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.