Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3953 E. 2024/1958 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra takibine konu bonodan kaynaklanan borcun olup olmadığına ilişkin menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Kiralanan araçta meydana gelen hasar ve makul süre boyunca kira kaybının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalının takipte kötü niyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davacının bononun bir kısmından sorumlu olmadığı yönündeki kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava dışı amcası ...'in ehliyetine el konulduğundan kendi ehliyeti ile ''.. Rent A Car'' adlı işyerinden 20.10.2010 tarihinde dava dışı Mustafa adlı şahıstan araç kiraladıklarını, araç kiralama sözleşmesi düzenlendiğini ve bir belgenin kendisine imzalatıldığını, imzalatılan bu belgenin boş bono olduğunu o anda farketmediğini, dava dışı ...'in 21.10.2010 tarihinde yaptığı kaza sonucunda araçta hasar oluştuğunu, hasarın miktarı konusunda davalı ile anlaşmadıklarını, davalının aracı alıp gittiğini ve bonoyu 45.000,00 TL bedelli olarak sonradan doldurup icra takibi başlattığını, kazaya karışan diğer araç malikinin de dava dışı ...'e dava açarak zararını tahsil ettiğini, bu nedenlerle davalının bir alacağı kalmadığını, bononun bedelsiz kaldığını ileri sürerek; takibe konu bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız icra işleminden dolayı kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; bononun kambiyo senedi olup para borcundan kaynaklandığını, bonodan kaynaklı borcun ödendiğinin aynı şekilde yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 31.05.2016 tarihli ve 2016/302 E., 2016/654 K sayılı kararla; davacının bonoya itiraz ettiği, bono üzerindeki yazı ve rakamlarının davacıya ait olup olmadığı hususunda alınan bilirkişi raporu ile imzanın davacının eli ürünü olduğu ancak yazıların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacının takibe konu 45.000,00 TL'lik bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 30.09.2019 tarihli ve 2017/7329 E., 2019/7265 K. sayılı ilamla; davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, somut olayda davalının kolluk ifadesinde, sözleşme harici bono imzalatmadıklarını, sözleşmede alkollü kaza yapılması halinde zararın müşteri tarafından karşılanacağının belirtilerek 45.000,00 TL yazıldığını ifade ettiği, bu durumda dava ve icra takibine konu senedin kiralananda meydana gelecek hasar karşılığı düzenlendiğinin kabulu gerektiği, araçta meydana gelen hasar bedelini ispat yükünün davalıda olduğu, Mahkemece; kiralanan araçta sigorta ödemesi haricinde bakiye kısma ilişkin hasar bedeli yönünden ispat yükünün davalı tarafta olduğu kabul edilerek, davalı alacaklıya senet ile teminat altına alınan alacak miktarını yasal delillerle ispat etme olanağı tanınmak suretiyle hasarın miktarının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; gerçek zararın bilirkişi raporu ile 13.675,00 TL olarak tespit edildiği, aracın emsalindeki başka bir aracın davalı tarafından yeniden temin edilip kiraya verilebileceği makul süre kira bedelinden de kiracının sorumlu olacağı, bilirkişi raporu ile bu sürenin 30 gün olarak belirlendiği, günlük kira bedelinin 70,00 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının icra dosyasına konu 14.10.2010 düzenleme, 18.10.2010 vade tarihli 45.000,00 TL bedelli bononun 29.225,00 TL'si yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin ve davalının takipte kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı asıl; makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini, bilirkişi raporuyla belirlenen tutarın afaki olduğunu, kiralamanın yapıldığı tarihte söz konusu aracın fiyatın 45.000,00 TL civarında bulunduğunu, bir alacağı olmayan davalının borçlu olduğunu ispat edemediğini, bononun aldatma ile alındığını, davalının sözleşmeye taraf olup olmadığının belirlenmediğini, teminat bedeli olarak kabulün iddia ve savunmanın genişletilmesi anlamı doğurduğunu, davalının beyanlarının çelişkili olduğunu, davalı kötü niyetli olduğundan lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, icra takibine konu bono dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme yapılarak karar verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, kiracı tarafından kiralanana kaza neticesinde verilen hasarın bilirkişi tarafından yöntemine uygun şekilde tespit edildiği, sözleşme kiracının kazası neticesinde son bulması nedeniyle benzer kiralananın yeniden elde edilip kiraya verilebileceği makul süre hesaplanarak kira bedeline hükmedilmesinin yerinde olduğu, davalı tarafın takipte kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,Fazla alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,12.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.