"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3348 E., 2023/540 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/135 E., 2019/557 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit ve alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı .... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile arasında akdedilen İstanbul .... Noterliğinin 05.12.2016 tarihli ve 14436 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış sözleşmesi ile 2945 ada 49 parselde yapımına başlanan "İNNOVİA 4" adlı projeden A2 blok 22. kat 336 bağımsız bölüm numaralı daireyi satın aldığını, sözleşmede satış bedelinin 250.000,00 TL olarak belirlendiğini, davalı şirkete 75.000,00 TL ödeme yaptığını kalan 175.000,00 TL için ise proje destekçisi Türkiye Halk Bankasından konut kredisi kullandığını, davalı bankaya toplam 39.657,90 TL ödeme yaptığını, ancak davalı şirketin sözleşme konusu taşınmazı tamamlayarak teslim etmediğini, ne zaman teslim edeceğinin de belli olmadığını, dava konusu taşınmazın gereği gibi teslim edilmemesinden davalı bankanın diğer davalı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kredi sözleşmesinin iptaline, kredi sözleşmesi kapsamında borçlu olmadığının tespitine, davalılara ödediği 114.657,90 TL’nin sözleşmede yazılı teslim tarihi olan 05.12.2018 tarihindeki değeri üzerinden denkleştirici adalet kuralları gereği ortaya çıkacak değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 155.770,99 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, taşınmaz ile ilgili davalı bankanın herhangi bir yönlendirmesi bulunmadığı gibi söz konusu kredinin ilgili konutun satın alınması ya da davalı inşaat firması ile satış sözleşmesi yapılması şartı ile de verilmediğini, müteselsil sorumluluğun mümkün olmadığını, davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını bugüne kadar kullanma talebinde bulunmadığını, ödemelerin avans faizi ile iadesine ilişkin talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... GYO A.Ş. vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 10. maddesinin davacı yana fesih yetkisini gecikmenin 12 ayı geçmesi halinde tanımakta olduğunu, söz konusu sürelerin henüz dolmadığını, müvekkili şirket ile bankanın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu şeklindeki iddianın ve haksız faiz taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, yapılan ödemelerin kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından satış bedeli olan 250.000,00 TL nin davalı şirkete ödendiği, davalı bankadan 75.000,00 TL bedelli konut kredisi kullanılarak, kredinin 39.657,90 TL sinin ödendiği, konut finansmanı kredisinin belirli bir konutun satın alınması amacıyla kullandırıldığından bağlı kredi niteliğinde olduğu, bilirkişi raporu doğrultusunda taşınmazın tamamlanma oranının yaklaşık %52,90 oranında olduğu, taşınmazın teslime ve tescile uygun olmadığı, teslim yönünden mücbir sebep sayılabilecek herhangi bir durumun yaşanmadığı ve teslim tarihi olan 05.12.2018 tarihinde taşınmazın teslim edilmediği, hali hazırdaki durum itibariyle de teslim edilebilecek durumda olmadığı, bu haliyle davalı şirketin üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği ve temerrüde düştüğü, davacı tarafından ödenen bedellerden her iki davalının birlikte sorumlu olduğu, dava tarihi itibariyle güncel değerin verilmesi gerektiği ancak davacı vekilinin 10.09.2019 tarihli celsede ifanın imkansız hale geldiği tarih olarak teslim tarihi olan 05.12.2018 tarihindeki değeri üzerinden verilmesini kabul ve talep ettiğinden taleple bağlı kalındığı" gerekçesiyle davanın kabulüne, 155.770,99 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ile davalı banka arasında akdedilen 05.12.2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesinin temerrüt nedeni ile iptaline, davacı ile davalı banka arasında akdedilen 05.12.2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi yönünden davacının 20.03.2019 tarihinden 21.04.2025 tarihine kadar aylık 1.828,95 TL’lik toplam 135.342,10 TL’lik kredi sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ... Bank A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili; davacıya verilen kredinin bağlı kredi olmadığını, müvekkili bankanın diğer davalı ile birlikte müteselsilen ve müştereken sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gibi ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre güncellenmesi ve faize karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmede belirlenen teslim süresinin dolmadığını, davacı ilgili yasal mevzuat ile kendisine tanınan sözleşmeden dönme seçimlik hakkını bugüne kadar kullanma talebinde bulunmadığını, banka aleyhine olan kısımlarının kaldırılmasına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın müvekkili yönünden reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2020/2053 E., 2021/2692 K. sayılı kararıyla; satın alınan konutun süresinde teslim edilmediği ve keşif tarihinde de teslim seviyesinde olmadığının belirlendiği, belirli konut finasmanı olarak kullanılan kredinin bağlı kredi olduğu, davacının talebinin denkleştirici adalet ilkesine göre ifanın imkansızlaştığı tarihe göre belirlenen bedelin ödenmesi olduğundan bilirkişiler tarafından denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenmiş olan 155.770,99 TL den davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı bankanın sorumluluğunun kredinin ödenen kısmı kadar olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, 155.770,99 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 39.657,90 TL’sinin davalı ....’den, bakiye 116.113,09 TL’sinin davalı ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı ... yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, 05.12.2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesinin temerrüt nedeni ile iptaline, davacı ile davalı banka arasında akdedilen 05.12.2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi yönünden davacının 20.03.2019 tarihinden 21.04.2025 tarihine kadar aylık 1.828,95 TL’lik toplam 135.342,10 TL’lik kredi sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli kararına karşı davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairenin 22.09.2022 tarihli ve 2022/4991 E., 2022/6956 K. sayılı ilamıyla; davalının tüm davacının sair temyiz itirazları reddedilerek davalı inşaat şirketinden taşınmaz satın alan davacıya davalı banka tarafından kullandırılan kredinin, niteliği itibariyle bir bağlı kredi olduğu, davalı bankanın sorumluluğunun davacıya kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olduğunun kabul edilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince davalı bankanın sorumluluğunun davacının ödediği kredi tutarı ile sınırlı olacak şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak davalı bankanın kullanılan kredi miktarınca sorumluluğu esas alınması gerektiği "gerekçesiyle, davanın her iki davalı yönünden kabulüne, davalı yüklenici ile yapılan İstanbul .... Noterliğinin 05.12.2016 tarihli ve 14436 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve davacı ile davalı banka arasında yapılan 05.12.2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi (konut) kredi sözleşmesinin davalı yüklenicinin temerrütü nedeni ile iptaline, 155.770,99 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı ile davalı banka arasında yapılan 05.12.2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi yönünden 20.03.2019 tarihinden 21.04.2025 tarihine kadar aylık 1.828,95 TL'lik toplam 135.342,10 TL konut kredisinden davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili; kullandırılan kredinin bağlı kredi olmadığını, bankanın sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, davacının kendisine tanınan sözleşmeden dönme hakkını kullanmadığını, bu hususun değerlendirilmediğini, denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, avans faizine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın açılmasına müvekkili bankanın sebebiyet vermediğinden banka aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bankaya ödenen tutar üzerinden vekalet ücreti belirlenmesi gerekirken hükmedilen tutar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ve davalı banka ile yapılan kredi sözleşmesinin feshi, sözleşmeler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve yapılan ödemelerin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.