"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurunun esastan reddine, davalının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu taşınmazı Ocak 2011 tarihinde ... İnşaat firmasından 489.000 TL bedelle sözleşme ile satın aldığını, 244.000 TL'nin ödendiğini, kalan 255.000 TL taksitle ödenmek üzere anlaşıldığını, daha sonra maddi durumunun kötüleşmesi üzerine söz konusu daireyi müvekkilinin eşinin kız kardeşi olan davalıya kredi kullanarak bakiye borcu ödeyebilmek için emaneten devrettiğini, bu devir ile davalı adına 270.000 TL bedelli kredi kullanıldığını, ödemeleri her ay düzenli olarak davalı adına müvekkilinin yaptığını, davalının taşınmazı 585.000 TL bedelle müvekkilinin rızası olmadan sattığını, satış bedelini müvekkiline ödemediğini, satış bedelinin rayicin çok altında olduğunu, dava konusu taşınmazın değerinin bilirkişi incelemesi neticesinde belirleneceğini ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL’nin tapu tescil tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini arttırarak 75.000 TL’nin 09.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının inançlı temik işlemine dayanabilmesi için iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının borca batık olduğunu, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın almasının mümkün olmadığını, davacının müteahhit ile ön sözleşmeye dayalı olarak bu konutu satın almak istemiş ise de bedelini ödemede sıkıntıya düştüğünü, bunun üzerine müvekkilinin gerek davacının ve ablasının mağdur olmamaları gerekse yatırım amaçlı olarak dairenin bedelini 203.000 TL konut kredisi ve 70.000 TL tüketici kredileri ile ... İnş. Ltd. Şti’ne ödemek suretiyle satın aldığını, kredi borçlarını ödemede zorluk çektiği için evi sattığını, satış bedeli ile banka borçlarını ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, inançlı işlemden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, davacının, baldızı olan davalı ile aralarındaki inanç sözleşmesi kapsamında taşınmazını geri almak üzere davalıya devrettiği, ancak davalının taşınmazı üçüncü kişiye sattığını, kendisine hiç bir ödeme yapmadığını belirterek alacağının tahsili için eldeki davayı açtığı, ıslah dilekçesi ile ise dava dışı ... İnşaat hesabına dava konusu ev için davacının yatırdığı tespit edilen 75.000 TL'nin ödeme başlangıç tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ... 2015/33059 sayılı soruşturma dosyasında, davalının Savcılık huzurunda verdiği beyanı incelendiğinde, davacının davaya konu ev için ödemeleri yapamayınca kendisine yardımcı olmalarını istediklerini, ev için kredi çektiğini ve evin de üzerine olduğunu, davacı kredileri ödeyememeye başlayınca kredi borcundan dolayı davaya konu evi sattığını beyan ettiği, bu beyanın ikrar niteliğinde olduğu, davalının ev için çektiği krediyi davacının ödemesini beklemesi nitekim davacının ... bankasındaki hesaplarının incelenmesi sonucunda davacının 75 bin TL ev için dava dışı şirketin hesabına ödediğinin anlaşılması ve taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi de dikkate alındığında taraflar arasında evin inançlı işlem ile davalıya devredildiği vicdani kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 75.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; davalının savcılığa ve emniyete verdiği ifadelerle taraflar arasında inançlı işlem olduğunun sabit olduğunu, alınan raporların eksik ve denetime elverişli olmadığını, müvekkilinin 75.000,00 TL dışında başka ödemelerinin de olduğunu, Mahkemece banka kayıtlarının celbedilmediğini, alacak ve borç miktarının net şekilde ortaya konulmadığını, davalının ifadelerinde kısmi ödeme yapıldığını ikrar ettiğini, ayrıca Vakıfbank ekstrelerinden de müvekkilinin davalının hesabına muhtelif tarihlerde ödeme yaptığının sabit olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; müvekkilinin savcılıkta verdiği ifadenin ikrar olup olmadığı hususunda yeterli inceleme yapılmadığını, isticvabındaki beyanların hiç dikkate alınmadığını, savcılık ve emniyette verdiği ifadelerin mahkeme dışı ikrar olabileceğini, 75.000,00 TL'nin senet bedeli olarak ödendiğinin dekontlarda yazılı olduğunu, yapılan ödemelerin ev satışı için olduğunun dava dışı ... firması tarafından kabul edilmediğini, davacının ev borcu için ödeme yaptığını ispat edemediğini, mahkemenin bu hususta yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmadığı gibi ek rapor da almadığını, faiz uygulamasının dava ve ıslah tarihinden olması gerekirken hatalı başlangıç tarihinin esas alındığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının savcılık ve emniyette vermiş olduğu ifadeleri kapsamında taraflar arasında inançlı işlem bulunduğunun sabit olması, davacının ödediği meblağı davalıdan talep edebilecek olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ancak dava dilekçesi ile talep edilen kısım yönünden dava tarihi, ıslahla artırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, dava tarihinden yasal faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, sair istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile 75.000,00TL'nin ( 20.000,00 TL için dava tarihinden, 55.000,00TL için 17.07.2018 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri; istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar ederek; ayrı ayrı kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inanç sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihat Birleştirme Kararı
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, soruşturma dosyasında alınan beyanında davalının inanç sözleşmesini ikrar ettiğinin anlaşılmasına göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı, dava konusu edilen inanç sözleşmesi kapsamında davalının banka hesabına ATM’den ödeme yaptığını ileri sürmüş ise de davacının bu iddiası yönünden hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının banka hesap kayıtlarının ibrazı ile davacı tarafından yapılan ödemeler varsa tespit edilmesi ve tespit edilen ödemeler olduğu takdirde bu ödemelerin ne amaçla yapıldığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.