"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/1104 E., 2013/471 K.
DAVA TARİHİ : 02.06.2011
Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece görevsizlik karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalı kardeşi ile birlikte 11.08.1988 tarihinde yatırım amaçlı ... yeri satın aldığını, 50 milyon TL davacının, 15 milyon TL davalının ödediğini, anlaşmaya göre davacı adına 2/3 payın tescil edileceği kararlaştırıldığı halde 1/2 payın tescil edildiğini, bina içerisindeki makine ve teçhizata ortak olduklarını, yurt dışına gittiği için ... yerini davalının işletmeye başlattığını, ilerleyen süreçte masraflar için bir çok defa para gönderdiğini, daha sonra davalının işletmeyle ilgili bilgi vermediğini, ... yerinden uzaklaştırılan davacının hiçbir gelir elde etmeden ayrılmak zorunda kaldığını, 1/2 hisseye karşılık ödeme yapılmadığını ileri sürerek; taşınmazın ve içerisindeki makinelerin satılarak 1/2 hisse bedelinin davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla geriye yönelik 10 yıllık dönem için şimdilik 20.000,00 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 13.03.2013 tarihli celsede verilen ara kararla ecrimisil talebi işbu davadan tefrik edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu talebin adi ortaklığın tasfiyesi niteliğinde olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, ecrimisil için gerekli şartların oluşmadığını, taşınmazın işletmeyle beraber yarı yarıya ödemek suretiyle alındığını, davacının emeğinin bulunmadığını, gönderdiği paraları işletmeye dahil etmediğini, müvekkilinin davacı adına yatırım yaptığını, 1997 yılında dönüş yaptığında birlikte çalışmayı teklif ettiğini ve üç yıl kadar ortaklığın devam ettiğini, yeterli gelir sağlanmaması, davacının büyük şehirde yaşamak istemesi, işletmenin eski hale gelmesi üzerine kullanımını yıllık 200 kg zeytinyağı karşılığında kendisine havale ettiğini, bu şekilde ortaklığın sonlandığını, sadece taşınmaz üzerindeki ortaklığın devam edeceğini, davacının sözüne güvenerek işletmeyi yenilediğini ve bugünkü haline getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. Davanın açıldığı ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.12.2011 tarihli ve 2011/471 E., 2011/831 K. sayılı kararıyla; davanın adi ortaklığın giderilmesi ve bu ortaklıktan doğan kar payı alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 1 inci maddesi gereğince görevli mahkemenin dava değerine göre belirleneceği, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/140 D.... dosyasına sunulan bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere sadece taşınmaz üzerindeki makine ve teçhizatının değerinin 132.100,00 TL belirlendiği, uyuşmazlığın Mahkemenin görev sınırını aştığı ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde kaldığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiş; karar, temyiz edilmeksizin 18.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir.
2. Dosyanın gönderildiği ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 698 inci maddesine göre paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci bendinin (b) fıkrası gereğince uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle; mahkemenin görevsizliğine, görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Yargıtaya gönderilmesine kararı verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davanın adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin olması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesi.
2. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 1, 8 ve 31 inci maddeleri.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 620 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; "Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz."
2. Temyize konu işbu dava 02.06.2011 tarihinde açıldığından, 1086 sayılı Kanun'un belirlediği görev kuralları uygulanacaktır.
3. 1086 sayılı Kanun'un göreve ilişkin hükümleri, anılan Kanunun 1 ila 8 inci maddelerinde düzenlenmiştir. 1086 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, mal varlığına ilişkin davalar yönünden görevli mahkeme dava değerine göre belirlenmekte ve yasada öngörülen ve her yıl yeniden değerleme oranına göre arttırılan değeri geçmeyen davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği belirtilmiş, ayrıca maddenin ikinci fıkrasında ise münhasıran sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu davalar düzenlenmiştir.
4. Bir dosyada olayları belirlemek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (1086 sayılı HUMK 31 inci madde) Hakim bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla zorunludur. Dava dilekçesinde dayanılan vakıalara uygulanacak normatif düzenlemeleri uygulamak ve hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin yasal görevidir. Hakimce bu hukuki nitelendirme yapılırken tarafların yargılama sırasındaki istem ve savunmalarına yönelik tüm dilekçe, beyan ve delilleri bir bütün olup, uyuşmazlığın çözümünde bunlarının tümünün dikkate alınarak bir sonuca varılması gerekir.
5. Dava dilekçesinde; ortak yatırım yapılarak taşınmaz ve işletmeye esas makinaların alındığı ileri sürülerek; ortaklık hissesi ve ecrimisil istenmiştir. Davalının cevap dilekçesinde de tarafların arasındaki ortaklığın varlığı kabul edilmiştir. Buna göre; taraflar arasında 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu ve davada bu ortaklığın tasfiyesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
6. Davanın malvarlığına ilişkin olduğu, dava açılmadan önce alınan delil tespiti raporunda makina değerlerinin 132.100,00 TL belirlendiği dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu açıktır.
7. Hal böyle olunca, Asliye Hukuk Mahkemesince; işin esasının incelenmesi ve 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1 inci maddesi uyarınca 6098 sayılı Kanun'un 642 vd. maddelerinde yer alan tasfiye hükümlerinin uygulanması suretiyle uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
V . KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi gereğince usulden BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.