"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/397 E., 2023/228 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ..... San. Tic. A.Ş.'den (... A.Ş.) 133.000,00 TL bedel karşılığında bir bağımsız bölüm satın aldığını, satış bedelinin bir kısmını peşin bir kısmını ise diğer davalı .....’den kullandığı bağlı kredi ile ödediğini, ancak inşaatın davalı şirket tarafından tamamlanamadığını ileri sürerek, ortak alanlardaki ve bağımsız bölümdeki eksik işlerin tamamlattırılması için makul bir süre verilmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00 TL tazminatın faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, konutun teslim edilmemesi sebebiyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart ile dava tarihinde kadar işlemiş rayiç kira bedelinin davalı ... A.Ş.’den tahsilini istemiş, ıslah ile ortak alanlardaki ve bağımsız bölümdeki eksik iş bedeli olarak 41.306,69 TL’nin, 1.500 TL’sinin dava, 39.806,69 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili ile fazlaya ilişkin hakları kalı kalmak kaydıyla kira bedeli olarak 5.449 TL, cezai şart olarak 2.726,70 TL toplamı olan 8.225,70 TL’nin, 2.726,70 TL’sinin dava tarihinden kalan, bakiye 5.499,00 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Şekerbank TAŞ vekili, davacının imzaladığı Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesinin 14 üncü maddesi uyarınca açılan davanın müvekkili bankaya da yöneltilmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını, ortada "bağlı kredi" nin söz konusu olmadığını, Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesin'nin 2010/30 D.İş sayılı dosyası marifetiyle hazırlanan bilirkişi raporunu ve tespitle ilgili masraf ve ücretinin taraflarından istenmesini kabul etmedikleni beyan ederek, haksız davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili; müvekkili şirketin teslimde gecikmenin olmaması için tüm özeni gösterdiğini, ekonomik krizin etkisiyle de şirketin yapmakta olduğu inşaatın tamamen durma aşamasına dahi geldiğini, kira tazminatının faiziyle birlikte talep etmesinin yersiz olduğunu, tespit sonucu alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davacı yanın tazminat talebinin de yersiz olduğunu, davacının dairesinin de bulunduğu inşaatın devam ettiğini, mücbir sebeplerden dolayı teslimde gecikme yaşandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.12.2012 tarih ve 2010/731 E.- 2012/1588 K.Sayılı kararı ile; davacının davasının kabulü ile 1.500,00-TLeksik ve ayıplı iş bedeli ile 2.726,70-TL kira alacağının dava tarihinden, 39.806,69-TL eksik ayıplı iş bedeli ile 5.499,00-TL kira alacağının ıslah tarihi olan 22/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı bankanın kira alacağı konusunda ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizinden sorumlu utulmasına, ayrıca tüm alacaklar yönünden kredi miktarı olan 82.000,00-TL ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ...Ş vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 28.10.2013 tarih ve 2013/10785 E.-2013/26170 K. sayılı ilamı ile; davalı ...’ın sair temyiz itirazları reddine karar verildikten sonra “Mahkemece, hükme esas alınan 10.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda davacının daire satın aldığı C Bloktaki inşaat seviyesinin %58,70 oranında tamamlandığı tespit edilerek eksik iş bedeli hesaplanmıştır. Dosya içinde bulunan ve bir başka dava dosyasında aldırılan 28.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise C Bloktaki tamamlanma oranının %70,70 olduğu mütalaa edilmiştir. Bu durumda dava konusu dairenin bulunduğu C Bloktaki tamamlanma oranı konusunda birbiriyle çelişen farklı bilirkişi raporları mevcuttur. Hal böyle olunca eldeki dosyada aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edilemez. O halde mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle mahallinde keşif yapılmalı, C bloğun inşaat seviyesi taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olacak ve bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilecek şekilde tespit edilmeli ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. " şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece "davacının davasının kısmen kabulü ile 1.500,00-TL eksik işler bedeli ile 2.723,04-TL kira alacığının dava tarihinden, 19,114,75-TL eksik işler bedeli ile 4.347,50-TL kira alacağının ıslah tarihi olan 22/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek avan faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı bankanın kira alacağı konusunda ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile sorumlu tutulmasına, ayrıca tüm alacaklar yönünden kredi miktarı olan 82,000,00-TL'ye kadar sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine" dair karara karşı süresi içerisinde davacı ve davalı banka vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 10/02/2020 tarih ve 2016/27724 E.- 2020/1751 K. Sayılı bozma ilamı ile davalı ...Ş'nin tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sora “yerel Mahkemece daha önce verilen karar, Dairemizin 28.10.2013 tarih 2013/ 10785 Esas- 2013/26170 kararı ile bozularak davalının sair temyiz itirazları da reddedilmekle davacının taleplerinden biri olan kira alacağı yönünden kararının kesinleşmiş olması nedeniyle usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Temyize konu, mahkemece verilen kararda kira alacağı yönünden aynen tekrarlanması ile bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması ve bozma gereklerinin de yerine getirilmesi suretiyle infazı kabil bir karar verilmesi gerekirken, eksik ve ayıplı iş bedeli yönünden hüküm kurulmuşken, kira alacağı yönünden de bozma kararı sonrası yerel mahkemece yeniden hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir." şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen "bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile, 1.500,00 TL eksik ve ayıplı iş bedeli ile 2.726,70 TL kira alacığının dava tarihinden, 19.114,75 TL eksik ve ayıplı iş bedeli ile 5.499,00 TL kira alacağının ıslah tarihi olan 22.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı ....’nin kira alacağı konusunda ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tüm alacaklar yönünden kredi miktarı olan 82.000,00 TL üzerinden sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine" dair karar davalı ...Ş.’nin temyizi üzerine hüküm onanmış, davalı ...Ş. karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
2. Dairemizin 23/06/2022 tarih ve 2022/4331 E.- 2022/6135 K. sayılı karar düzeltme kabul- bozma ilamı ile "Yukarıdaki yasal hükümler ve açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; yargılama devam ederken Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 25.10.2019 tarih, 2019/24 Esas, 2018/651 Karar sayılı kararı ile davalı ... . San. Tic. A.Ş.’nin iflasına karar verildiği, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 05.04.2021 tarih ve 2021/2571 E., 2021/1388 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan usullere göre yargılamaya devam edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken zuhulen onandığı anlaşılmakla davalı ...Ş.’nin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 01.12.2021 tarih ve 2021/3590 Esas, 2021/12330 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir." şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, "davalı ... A.Ş. yönünden dava konusu alacağın iflas masasına kesin suretle kayıt ve kabul edildiği, bu hali ile davalı iflas eden şirket yönünden davanın konusunun kalmadığı, davalı ... TAŞ yönünden ise dava konusu alacağa ilişkin tahsilat yapılması sebebiyle davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı .... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, alacaklı tarafından başlatılan icra takininde ödeme yapıldığını, rızaen bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceğini belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bağlı kredi ile alınan taşınmazın henüz teslim edilmemesinden kaynaklanan eksik işler nedeniyle tazminat, kira kaybı ve cezai şartın tahsili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Yargıtay kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 10/02/2020 tarih ve 2016/27724 E.- 2020/1751 K. sayılı bozma ilamı ile, davalı ...Ş. vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilmiş ve bu davalı için karar kesinleşmiştir. Hal böyle iken mahkeme gerekçesinde davalı ... için hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi gerekirken “ Şekerbank TAŞ yönünden ise dava konusu alacağa ilişkin tahsilat yapılması sebebiyle davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.