"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/3 E., 2022/775 K.
DAVA TARİHİ : 27.12.2012
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davacılardan ..., ... ve ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; davalının kiracı olduğu taşınmazın kira bedelinin ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/614 E., 2011/2060 K. sayılı ilamı ile 31.03.2010 – 31.03.2011 dönemi için 82.800,00 TL olarak tespitine karar verildiğini, kararın 02.09.2012 tarihinde kesinleştiğini, bu dönemden sonraki 31.03.2011 - 31.03.2012 ile 31.03.2012-31.03.2013 dönemi kira bedellerinin her yıl için ayrı ayrı ÜFE oranında kira artışı yapılarak hesaplandığını ve kiracının ödemeleri düşülerek 131.648,00 TL talepli icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20 'si oranında icra inkar tazminatına, %25 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmazda, dava dışı kardeşi... ile birlikte 1/2 pay ile kiracı olduğunu, kiracılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, kira bedellerinin süresinde ödendiğini, fahiş artışla takip yapıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 04.10.2016 tarihli ve 2015/10187 E., 2016/5632 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında daha önce görülen davalarda verilen kararlarda davalının dava konusu taşınmazda kiracı olduğunun kabul edildiği, bu kararlardaki tespitin bağlayıcı olduğu ve bu durumda kesinleşmiş Mahkeme kararları dikkate alınarak işin esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 127.946,89 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında uygulanacak icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 05.11.2019 tarihli ve 2019/2799 E., 2019/8716 K. sayılı ilamla; taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmadığı, davacılar tarafından sözleşmede artış şartı bulunduğu ispat edilemediğinden ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/614 E. sayılı kararı ile belirlenen kira bedeli esas alınarak davalının takibe konu dönem için kira borcunun hesaplanması gerekirken tespit edilen kira bedeline her yıl artış oranı uygulanmak suretiyle sonraki dönemler bakımından davalının fazla kira bedelinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı ve ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda, brüt kira bedeli üzerinden kira alacağı hesaplanmış ise de davalı kiracının vergi dairesine yatırılacak vergiler düşülerek net kira bedeli ödemekle yükümlü olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken brüt kira bedeli üzerinden hesaplanan kira alacağına hükmedilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ödemelerin mahsubundan sonra davacı tarafın 2011-2012 dönemi için talep edebileceği kira bedelinin 46.425,00 TL, 2012-2013 dönemi için talep edebileceği kira bedelinin 44.200,00 TL olduğu gerekçesiyle 01.11.2021 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, takibin 90.625,00 TL asıl alacak ve 1.880,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 92.505,47 TL üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin ve şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 07.11.2022 tarihli ve 2022/7187 E., 2022/8564 K. sayılı kararıyla, davacıların diğer temyiz itirazlarının reddedilerek mahkemece verilen 10.01.2019 tarihli kararda davanın kısmen kabulüne, asıl alacağın %20'si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair hükmün davalı tarafından temyizi üzerine hükmün icra inkâr tazminatına ilişkin kısmının bozma sebebi yapılmadığı, eş söyleyişle bu konuda davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, Mahkemece Dairenin bozma kararına uyulduktan sonra, davacılar lehine oluşan usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, bir kısım davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacılar ... ve ... vekili; kiranın yıllık peşin olarak ödenmesi gerektiği için kira dönemi başlangıcında alacak muaacceliyet kazanmış olduğundan kira başlangıç tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin de hesaplanması ve kararda belirtilmesi gerektiğini, sözlü kira sözleşmesinde artış şartı öngörüldüğünü, kısmi ödemelerin artışlı yapıldığını, taşınmazın konumu gözetildiğinde artış öngörülmemesinin olanaksız olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira alacağından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Usulî kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak amacıyla Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada Mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
2. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamı gerekleri yerine getirilmek suretiyle bilirkişi raporu alındığı, ilk bozma sonrası verilen 10.01.2019 tarihli Mahkeme kararında yalnızca asıl alacağın kabulü yönünde karar verildiği ve davacı tarafça faiz yönünden kararın temyiz edilmemesiyle davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, bozma kararı kapsamında kesinleşen diğer hususların da yeniden tartışılamayacağı anlaşılmakla davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcı ile para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınmasına,
25.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.