"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/272 E., 2022/525 K.
Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyularak Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin sahibi olduğu eczanenin davalı kurum ile aralarındaki protokol çerçevesinde hastalara ilaç temini hizmeti verdiğini, 25.01.2013 tarihli işlemle üçüncü kişilerce oluşturulmuş sahte rapor ve reçetelerdeki ilaçların tesliminde kimlik kontrolü yapılmayarak taraflar arasındaki 2009 tarihli protokolün 4.3.6 ncı ve 6.3.3 üncü maddelerinin ihlâl edildiğinden bahisle uyarı cezası yanında reçete bedeli ve bunun beş katı tutarında cezai şart olmak üzere toplam 165.191,82TL tutarın müvekkilinin hak edişlerinden kesilmesine karar verildiğini, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu zira sahtecilik işleminde müvekkilinin ya da çalışanlarının hiçbir dahlinin bulunmadığını, müvekkilinin karşıladığı dört reçetenin de protokolün 3.2 nci maddesindeki gereklilikleri taşıyan rapora dayalı olarak tanzim edildiğini ve protokolün 6.3.1 inci maddesine göre eczanenin usulüne uygun düzenlenmiş reçeteyi karşılamak zorunda olduğunu, aksi hâlde sözleşmesinin feshedileceğini, cezanın şahsiliği gereği üçüncü kişilerin eylemlerinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, nitekim 2009 yılına ait protokolünün 6.3.19 uncu maddesinin ikinci bendinde sahteliğin eczane dışı kişilerce yapıldığının anlaşılması hâlinde cezai işlem uygulanamayacağının açıkça kararlaştırıldığını, reçete arkasındaki imzanın hastaya ait olması zorunluluğu bulunmadığını ileri sürerek cezai işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Sağlık Uygulama Tebliği ve taraflar arasındaki protokol hükümlerine göre davacı hizmet sunucusunun kendisine başvuran kişilerin kimlik tespitini yapmak zorunda olduğunu, yapılan soruşturma çerçevesinde davacının dört ayrı reçetede bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinin anlaşıldığını, bu nedenle uygulanan cezai işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 2013/146 E., 2014/500 K. sayılı kararıyla; iddia, savunma, toplanan deliller ve sözleşmenin 6.3.19 uncu maddesine göre başkasının sahtecilik eyleminden dolayı eczanenin sorumlu tutulamayacağını mütalaa eden 10.03.2014 tarihli bilirkişi raporu ve ekine göre, davanın kabulüne, davalının B.13.2 SGK. 98206689.06/SÖZ-1806391-SÖZ-18063961/293663 sayı ve 25.03.2013 tarihli işlemin iptaline ve bu şekilde muarazanın giderilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2014/48324 E., 2015/30909 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamı ve özellikle dava dışı sigortalının şikayet dilekçesi içeriği itibariyle ilaçların dava dışı davalı kurum sigortalısına teslim edilmediği halde bu kişiye teslim edilmiş gibi reçete arkasının imzalandığı sabit olduğu, davacının bu şekilde sözleşmenin 6.3.3 üncü maddesine aykırı davranması nedeniyle davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Sonrası Verilen Karar Direnme Kararı
1. Mahkemenin 2016/113 E., 2016/376 K. sayılı kararıyla; Mahkemenin 30.09.2014 tarihli ve 2013/146 E., 2014/500 K. sayılı kararında direnilmesine, davanın kabulüne, işlemin iptaline, muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesi üzerine 2017/(13)3-1977 E. 2021/1346 K. sayılı kararı ile, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Geçici Madde 3” atfı uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozmaya uyularak, Yargıtay Bozma ilamı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına göre, dava dışı sigortalının şikayet dilekçesi içeriği itibariyle ilaçların dava dışı davalı kurum sigortalısına teslim edilmediği halde bu kişiye teslim edilmiş gibi reçete arkasının imzalandığı, davacının bu şekilde sözleşmenin 6.3.3 üncü maddesine aykırı davranması nedeniyle davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, lehe protokol hükümlerinin uygulanması gerektiğini, gelen reçetelerin usulüne uygun düzenlendiğini, müvekkilinin başka eczacılar tarafından da iki kez ilaçların verildiğini yapılan kontrolde gördüğünü, protokol maddelerinde değişiklik sürecinde davanın derdest olduğunu, Protokol uyarınca elinde reçete ile gelen kişi, kimliği verip imzasını atmışsa bu kişiye reçete muhteviyatı ilâçları vermek gerektiğini, reçete karşılanmadığı zaman hasta açısından sorumluluk oluşturacağını, kabul etmemekle birlikte müvekkil kusurlu ve sorumlu olsa bile o zaman da reçete bedelinin sadece 2 (iki) katı cezai şart uygulanmasını yani reçete bedelinin 5 (beş) katı cezai şart uygulanmaması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sağlık hizmet alım sözleşmesine dayalı cezai işlemlerin iptali ile muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararı.
2. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Sağlık hizmetlerinden yararlanma" başlıklı 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, kararın bozmaya uygun olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanununa uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliginden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.01.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.