"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/58 E., 2022/295 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak ve hapis hakkı tanınması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2014/448 E. sayılı davanın reddine, birleşen 2021/312 E. sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili asıl davada; ablalarının eski eşi, aynı zamanda teyzelerinin oğlu olan davalıya ait taşınmazı 1996 yılında şifahi olarak yapılan anlaşma ile 50.000,00 Alman Markı ödeyerek satın aldıklarını, taşınmazdaki binanın birinci katını davacı ...'ın, ikinci katını ise davacı ...'un kullandığını, evin eksik kalan kısımlarını kendi imkanları ile yaptırdıklarını, davalıya güvendikleri için tapuda adlarına tescil işlemini gerçekleştirmediklerini, ancak davalının kendilerine karşı Bucak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açtığını, yapılan yargılama sonucunda elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine karar verildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, satım bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca ulaştığı değerden şimdilik 10.000,00 TL ile taşınmaza yapılan 10.000,00 TL gider olmak üzere toplam 20.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 08.10.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 292.321,48 TL'ye artırmıştır.
2. Davacılar vekili birleşen 2014/448 E. sayılı davada; harici satış bedeli ve yapılan masraflar ödeninceye kadar dava konusu taşınmazda hapis hakkı tanınmasını talep etmiştir.
3. Davacılar vekili birleşen 2021/312 E. sayılı davada; Mahkemece alınan 14.6.2021 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen arsa bedeli dahil toplam 416.969,11 TL güncel hesaplamadan arta kalan 396.969,11 TL fazlaya ilişkin alacağın tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; 40 yıldır Almanya'da yaşadığını, maliki olduğu taşınmazda 1985 yılında iki katlı ev yaptırdığını, gerek evin korunması gerekse yardım amacıyla eşinin kardeşleri olan davacıların oturmasına müsaade ettiğini, iddia edildiği gibi taşınmazı davacılara satmadığını, davacıların eve yaptıklarını ileri sürdükleri giderleri kabul etmediğini, davacıların bir zararlarının olmadığını ayrıca birleşen 2021/312 E. sayılı davanın derdest olduğu gibi zamanaşımına da uğradığını savunarak, davaların reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.06.2015 tarihli ve 2013/456 E., 2015/325 K. sayılı kararıyla; tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğu, bu haliyle satım sözleşmesinin ispat edilemediği, taşınmaz için yapılan giderlerin ise taşınmazın halen davacıların zilyetliğinde olması nedeniyle talep edilemeyeceği, birleşen davada ise hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen 2014/448 E. sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 05.12.2017 tarihli ve 2016/4793 E., 2017/17073 K. sayılı ilamla; davacıların tüm, davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, davalı yararına vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş; karara karşı, davacılar vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
3. Dairece verilen 25.12.2018 tarihli ve 2018/2152 E., 2018/13301 K. sayılı ilamla; davacıların sair karar düzeltme istemi reddedildikten sonra, taraflar arasında aynı Mahkemede görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında dava konusu taşınmazın davalı tarafından davacılara haricen satıldığı gerekçesiyle el atmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin ise reddine karar verildiği, güçlü delil teşkil eden bu kararla satım sözleşmesinin ve kararlaştırılan satış bedelinin ödendiğinin davacılar tarafından ispat edildiği, ancak davacıların satış bedeli olarak 50.000,00 DM ödediklerini ispat edemedikleri, bu nedenle öncelikle arsa vasfındaki taşınmazın üzerinde davalı tarafından yaptırılan bina da gözetilerek sözleşmenin yapıldığı 1996 yılındaki değerinin belirlenmesi, sonrasında bu bedelin ifanın imkansız hale geldiği elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının açıldığı tarih itibariyle çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün tespit edilmesi ve istemle bağlı kalınarak bu bedelin davacılara iadesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle, onama ilamının kaldırılmasına ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 15.01.2020 tarihli ve 2019/90 E., 2020/12 K. sayılı kararla; bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile talep ile bağlı kalınarak 20.000,00 TL alacağın; doğalgaz masrafı olan 500,00 TL'nin 01.05.2013 tarihinden, 9.500,00 TL'nin 01.08.1996 tarihinden, bakiye kısmın ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, birleşen 2014/448 E. sayılı davanın ise reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 17.12.2020 tarihli ve 2020/3653 E., 2020/7993 K. sayılı ilamla; davacılar vekilinin tüm, davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, bozma kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden, eş söyleyişle usuli kazanılmış hak ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, yine davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek, satış bedelinin ve ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücünün tespit edilmesi ve istemle (10.000,00 TL) bağlı kalınarak bu bedelin davacılara iadesine karar verilmesi gerekirken, davacıların bina için yaptığı giderler dahil edilmek ve istem aşılmak suretiyle usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi tarafından hazırlanan 14.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda sözleşme tarihindeki taşınmazın toplam değerinin ve bu değerin ifanın imkansız hale geldiği 2012 yılındaki değerinin ayrı ayrı olarak tespit edildiği, yine davacı tarafın bina için yaptığını ileri sürdüğü giderlere yönelik itirazların reddedilerek bu yönüyle davalı bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle davacıların bu yöndeki iddialarına itibar edilmediği, yine birleşen 2014/448 E. sayılı dosyada davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı tarafların itirazlarının bozma ilamı dışında bırakılması sebebiyle bu dosyada verilen kararın kesinleşmiş olduğu, yine uyulmasına karar verilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17.12.2020 tarihli bozma ilamında davacının 10.000,00 TL istemiyle bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden davacının ıslah dilekçesine geçerlilik tanınmamasının yerinde bulunduğunun ve bu yönüyle de bozma kararına uyulmakla davacı tarafın ıslah dilekçesi dikkate alınmaksızın asıl davada karar oluşturulduğu, yargılama devam ederken davacı vekili tarafından 2021/312 E. sayılı dosya ile asıl dosyada tespit edilen güncel değerden asıl dosyada talep edilemeyen 396.969,11 TL yönünden ek dava açıldığı, bozma ilamı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilen bedellerin yerinde olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davacının faydalı masraflar yönünden taleplerinin bozma ilamı doğrultusunda reddine, davacının satış bedeli olarak ödediği 10.000,00 TL'nin (taleple bağlı kalınarak) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen 2014/448 E. sayılı davanın reddine, birleşen 2021/312 E. sayılı davanın kabulü ile 396.969,11 TL'nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; faydalı masraflar yönünden verilen ret kararının hatalı olduğunu, önceki bozma ilamında sehven temyizin süresinde olmadığından bahsedildiğini, oysa ki temyiz taleplerinin süresinde yapıldığını, bozma ilamında buna dair verilen ret kararının hatalı olduğunu, yine ek dava kabul edilmiş olmakla asıl dava tarihinden itibaren faize hükmedilmemiş olmasının da doğru olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; birleşen 2021/312 E. sayılı dosya yönünden verilen kabul kararının hatalı olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, derdestlik itirazı olduğunu, usuli müktesep haklarının ihlal edildiğini, asıl davada ıslah yolu ile talep edilen kısmın ek dava ile talep edilemeyeceğini, kaldı ki alınan bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, kararın bozma kapsamına ve toplanan delillere uygun olmadığını ileri sürerek, bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık asıl ve birleşen davalarda; harici taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen satış bedelin iadesi, taşınmaza yapılan masrafların tahsili ve taşınmaz üzerinde hapis hakkı tanınması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
04.02.1959 tarihli ve 1957/13 E. 1959/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
Temyize konu edilen Mahkeme kararının; uyulan bozma ilamlarında gösterildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine bozma ilamlarında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma ilamlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine imkan bulunmadığı ve özellikle 2021/312 E. sayılı davanın ek dava niteliğinde bağımsız bir dava olup, ifanın imkansız hale geldiği tarihten itibaren on yıllık zaman aşımı süresi dolmadan açıldığı ve dava dilekçesi ile açıkça faiz talebinde bulunulmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün çerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.