"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/853 E., 2023/1441 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 30. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/483 E., 2021/99 K.
Taraflar arasındaki muarazanın meni davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının 03.07.2014 tarihli ve 18211308 sayılı kararı ile SGK Kapsamındaki Kişilerin TEB üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün bazı maddelerinde değişiklik yapıldığı 2013/1 sayılı ek protokolün 13. maddesi ile 01.01.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere protokole eklenen (5.3.15) maddesi gereği müvekkilinin muayene katılım payı atlatılmış reçetelerle ilgili olarak 26.527,93 TL cezai şart uygulanmasına ve yine protokolün (4.3.6) maddesine istinaden 106 adet reçete bedeli olan 5.514,97 TL'nin müvekkilinden tahsiline karar verildiğini, vatandaşa ilaç verilmesinin davalı tarafından kurulan ve yönetilen bir sistem olan Medula üzerinden gerçekleştirildiğini, davalının bizzat yönettiği sistemin izin verdiği bir ilaç temininden dolayı eczacıyı cezalandırmasının düşünülemeyeceğini, ortada bir Kurum zararının olmadığını ileri sürerek; davalının 03.07.2014 tarihli ve 18211308/3421069 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; uygulanan cezanın mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2018 tarihli ve 2015/455 E., 2018/404 K. sayılı kararıyla; davacı ve dava dışı ... Eczanesi ve ... Eczanelerinin birbirlerinin fişlerini kullanarak, muayene katılım payını tahsil etmemek amacıyla reçete girilip silinmesi fiilini mükerrer olarak işledikleri, bu kapsamda taraflar arasında imzalanan protokolün ihlali nedeniyle uygulanan cezai şartın taraflar arasında imzalanan protokole uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2020 tarihli ve 2018/3013 E., 2020/1444 K. sayılı kararıyla; yeni yapılan yasal düzenlemeler ve 2016 yılı Eczane Protokolünün lehe olan hükümlerinin değerlendirilmesi, gerekirse bu yönde konusunda uzman bilirkişilerden taraf ve yargı denetimine elverişli rapor alınması gerektiği gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2016 yılı Protokolünün getirtilip değerlendirilmesi sonucunda, dava konusu reçete katılım payı atlatma amacı ile toplam 106 adet reçete silme işlemi değerlendirildiğinde; 2016 yılı protokolünün (5.3.14) maddesi hükmü uyarınca 10.600,00 TL cezai şartın yerinde olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalı Kurum tarafından 03.07.2014 tarihli ve 18211308 sayılı işlem ile kesilen 21.442,90 TL cezai şart, reçete bedeli ve uyarı cezasının iptaline, kesinti bedellerinin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu işlemin tarihinin 03.07.2014 olduğunu, bu nedenle 2012 yılı protokolünün uygulanması gerektiğini, dolayısıyla davada 5510 sayılı Kanunun geçici 62 nci maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, ilgili protokolün uygulanması için cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmaması ve eczacı tarafından protokolün uygulanmasının yazılı bir şekilde talep edilmesi gerektiğini belirterek, kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı hakkında (5.3.15) maddesi ile verilen cezai şartın, 2020 Protokolünün (5.3.14) maddesinde düzenlendiği, 2012 protokolünün (5.3.15) maddesine göre daha az cezai şart öngördüğü, ancak protokolün (6.17) maddesinin değişmeyen "Kurumca uygulanacak cezai şart tutarının her fiil için 250 (ikiyüzelli) TL’den az olması halinde, alınacak cezai şart bedeli 250 (ikiyüzelli) TL olarak uygulanır." hükmü uyarınca cezai şart bedeli 250,00 TL'den az olarak uygulanamayacağından, davacı hakkında uygulanacak cezai şart miktarının 26.500,00 TL olacağı, 2012 protokolünde öngörülen uyarı cezasının, 2020 protokolünün (5.3.14) maddesinde de öngörüldüğü, ancak, 2020 protokolünün (4.3.6) maddesinde; (5.3.14) maddesi hariç tutulduğundan reçete bedellerinin tahsil edilemeyeceği, bu durumda 2016 ve 2020 protokolünün lehe olan hükümlerinin değerlendirilmesi neticesinde davalı Kurum tarafından davacıya 26.500,00 TL cezai şart ve uyarı cezası verilmesi yerinde olup, bunun dışında kalan 27,93 TL cezai şart ve 5.514,97 TL reçete bedeli verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalı Kurum tarafından 03.07.2014 tarihli ve 18211308/3421069 sayılı işlem ile davacıya verilen 27,93 TL cezai şart ve 5.514,97 TL reçete bedeli cezasının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde İlk Derece Mahkemesi kararında lehe olduğu için esas alınan 2016 Protokolünün irdelenmediğini, İlk Derece Mahkemesi kararında 2016 Protokolü değerlendirildiğinde müvekkili lehine bir hüküm kurulmuşken 2020 Protokolünün tek başına değerlendirilmesiyle daha aleyhe bir hüküm kurulduğunu, 2016 yılı İlaç Alım Protokolünün cezai şart koşullarının 2012 İlaç Alım Protokolü ile kıyaslandığında 5 kat olan cezaların 2 kata indirilmek suretiyle eczacının daha lehine bir protokol olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; 2016 tarihli Protokolün işbu uyuşmazlığa uygulanmasının mümkün olmadığını, İstinaf merci tarafından verilen kararda 2020 Protokolünün (4.3.6) maddesi gereğince 2012 yılı Protokolünün (5.3.14) maddesi hariç tutulduğu için reçete bedellerinin tahsil edilemeyeceğinin belirtildiğini, bu durumun aksi yargılama aşamasında değişen her hukuk normunu somut olay açısından yeniden ele almak ve bu doğrultuda dosyanın seyrinin de her an yapılan önceki işlemleri hükümsüz kılacak şekilde değiştirilmesi gibi bir duruma sebebiyet vereceğini, dava devam ettiği sürece, yayımlanan yeni protokollere göre tekrar ve tekrar hukuki inceleme yapılmasına neden olacağını, bu durumun da usul ekonomisi ilkesine ve hukuki belirlilik kavramına aykırılık teşkil edeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı eczacının katılım payı atlatma eylemi nedeniyle Kurumca uygulanması gereken cezai şart miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2012 yılı Protokolünün (5.3.15) maddesi,
2. Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2016 yılı Protokolünün (5.3.14), (4.3.6) ve (6.17) maddeleri,
3. 5510 sayılı Kanun'un geçici 62 nci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Dava, davacının katılım payı atlatma eylemi nedeniyle davalı Kurumca uygulanan cezai şartın iptali istemiyle açılmıştır. İlk Derece mahkemesince ilk olarak; uygulanan cezai şartın taraflar arasında imzalanan protokole uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, yargılama aşamasında yürürlüğe giren 2016 yılı Protokolünün değerlendirilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle Mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararına uygun olarak 2016 yılı Protokolü değerlendirilerek bu kez davanın kısmen kabulüne, 21.442,90 TL cezai şart, reçete bedeli ve uyarı cezasının iptaline, kesinti bedellerinin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı; sadece davalı istinaf talebinde bulunmuş olmasına karşın Bölge Adliye Mahkemesince davacının talebi göz önüne alınarak inceleme yapıldığı belirtilmek suretiyle 2020 yılı Protokolü değerlendirmeye alınmış, sonuç olarak da İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, davalı Kurum tarafından 03.07.2014 tarihli ve 18211308/3421069 sayılı işlem ile davacıya verilen 27,93 TL cezai şart ve 5.514,97 TL reçete bedeli cezasının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bununla birlikte 2016 yılı Protokolünün ilgili hükümleri değerlendirilmemiştir.
2. O halde Bölge Adliye Mahkemesince 2016 yılı Protokolünün ilgili hükümlerinin değerlendirilmesi ve İlk Derece Mahkemesince verilen ikinci kararın davacı tarafca istinaf edilmediği de dikkate alınarak usulü müktesap hak ilkeleri gözetilmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Bozma nedenine göre; davacının diğer, davalının tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre davacının diğer, davalının tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.