Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4184 E. 2024/2381 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiralanan taşınmazın bir kısmının yola terk edilmesi sebebiyle, kira sözleşmesinde yer alan bedel ödeme hükmünün uygulanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinde yola terk edilen kısmın bedelinin kiracı tarafından ödeneceğine dair açık hüküm bulunduğu ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/529 E., 2023/256 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/36 E., 2020/705 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının taşınmazlarını 15.01.2016 tarihli kira sözleşmesi ile 11 yıl süreyle davalıya kiraya verdiğini, taşınmazların tevhit edilerek 1061 ada 14 parsele tescil edildiğini ve bedelsiz olarak yola terk işlemi yapıldığını, işlem sonucunda 169 m²'lik alanın yola bırakıldığını, kira sözleşmesinin 10 uncu maddesinde yola terk edilen kısmın bedelinin kiracı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek; taşınmazın yola terkin edilen 169 m²'lik kısmının rayiç değerinin tespiti ile şimdilik 80.000,00 TL'nin 29.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek birikmiş temerrüt faizi ile tahsilini ve borcun geç ifasından dolayı uğradığı zararların giderilmesini talep etmiş, 10.02.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini ıslah ederek, alacağa sözleşmede kararlaştırılan %10 gecikme zammı uygulanmasını, 456.300,00 TL ile gecikme tazminatı 30.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; gayrimenkulün kamusal alana terk edilmesinin davacının yükümlülüğünde olduğunu, belediye tarafından ilgili mevzuat gereği yapılan tasarruf nedeniyle kiracının sorumluluğunun bulunmadığını, kiralananda bu sebeple değer artışı da meydana geldiği, sözleşmede herhangi bir şekilde bedelin ne zaman ödeneceğine ilişkin bir şart ve tarihin bulunmadığını, alacağın muaccel olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ticaret sicil müdürlüğü yazı cevabı uyarınca davalının tüzel kişiliğinin bulunduğu ve taraf ehliyetine sahip olduğu, 04.07.2012 tarihli ve 6353 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesi ile değiştirilen 31.3.2012 tarihli ve 6217 sayılı Kanun'un Geçici 2 nci maddesine göre 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kiracı aleyhine düzenleme yasağı getiren 346 ncı maddesinin tacirler bakımından 8 yıl süreyle erteli bulunduğu, taraflar arasında imzalanan ve ihtilaf konusu olmayan 15.01.2016 tarihli kira sözleşmesinin 10 uncu maddesinde; "...Bolu Belediyesi'nin akaryakıt uygulama yönetmeliği ve ilgili organlarınca bedelsiz olarak yol, yeşil alan gibi kamusal alana terk edilen yerlerin olması halinde bu yerlerin bedeli o günün rayiç değeri üzerinden tespit edilerek kiracı tarafından kiraya verene ödeneceğini kayıtsız şartsız kabul ve taahhüt eder. ..." şeklinde yer verilen hükmün geçerli olduğu, yola terk tarihi itibariyle faiz talep edilebileceği, sözleşmede öngörülen %10 gecikme zammının kira bedellerinin ödenmemesi halinde uygulanacağı, ayrıca davacı tarafın somutlaştırdığı başkaca zararının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 456.300,00 TL bedelin 29.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, gecikme tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; temerrüde düşen borçlunun kusursuz olsa bile temerrüt faizi ve kusuru olması halinde aşkın zararı karşılamak zorunda olduğunu, alacağın para alacağı olduğu dikkate alınmadan gecikme tazminatı hükümleri uygulandığını, diğer zarar kalemlerine değinilmediğini, borcun doğduğu tarih ile karar tarihi arasında döviz kurunda %250 artış olduğunu, maruf ve meşhur olan olguların ispatı gerekmediğini, Mahkemece her yıl gerçekleşen yıllık enflasyon artış oranı, bu oranın eşya fiyatlarına yansıma durumu, mevduat ve devlet tahvillerine verilen faiz oranları, TL karşısında döviz kurlarına ilişkin değişiklik tablolarının araştırılması gerektiğini, eksik inceleme yapıldığını ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, kötü niyetin ve zamanında ödeme yapmamanın cezalandırılması gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; dava konusu bedelin kira alacağı ile ilgisi olmadığından Mahkemenin görevsiz olduğunu, dava konusunun sonradan değiştirlemeyeceğini, bilirkişi tarafından belirlenen rakamın fahiş olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını, sadece 160 m²'den ibaret yere diğer alanlar birlikte düşünülerek değer biçilmesinin hatalı olduğunu değerin sözleşmenin imzalanması anında yan tarafın akaryakıt istasyonu olmadan önceki hali ile belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı kiracının tacir olduğu sözleşmenin 10 uncu maddesinde akaryakıt uygulama yönetmeliği ve belediyenin ilgili organlarınca bedelsiz olarak yola terk edilen yerlerin olması halinde bu yerlerin bedelinin o günün rayiç değeri üzerinden tespit edilerek kiracı tarafından kiraya verene ödeneceği hükmüne yer verildiği; buna göre İlk Deece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kiralanan taşınmazların tespiti sonrasında yola terk edilen kısmının bedelinin kira sözleşmesi hükmü uyarınca tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Geçici 2 nci maddesi

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, taşınmaz değerinin belirlenmesine ilişkin bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalının sözleşme ile bağlı bulunduğu, anılan sözleşmenin 10 uncu maddesi uyarınca kiralananın bir bölümünün yola terkin edilmesi halinde rayiç bedelinin davalı tarafça davacıya ödenmesine dair kararın yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Davalı

31.170,00 TL Harç

7.792,50 TL Peşin

------------------------

23.377,50 TL Bakiye