Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4192 E. 2024/2680 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen kapora bedeli ve satışın gerçekleşmemesi sebebiyle iddia edilen zararın tazmini isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Resmi şekilde yapılmayan taşınmaz satış sözleşmesinin geçersizliği, akdin fer'i niteliğindeki kapora hükmünü de geçersiz kıldığından ve geçersiz sözleşmelerde sadece verilenin iadesi istenebileceğinden, davalılardan kapora bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince iadesine karar verilmiş, diğer zarar talepleri reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/367 E., 2023/929 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/164 E., 2021/224 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davalıların murisinden intikal eden taşınmaz satışına ilişkin olarak tarafların sözlü olarak anlaştıklarını, kapora olarak davacılar tarafından 5.000,00 TL’nin elden davalı tarafa verildiğini, ayrıca kalan satış bedeli için davacıların kendilerine ait büyükbaş ve küçükbaş hayvanları sattıklarını, 100.000,00 TL tutarındaki altın bozdurduklarını, ancak davalı tarafın satıştan vazgeçtiğini, davacıların bu nedenle büyük oranda zarara uğradıklarını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, uğranılan zarara karşılık olarak şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 12.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile bu talebini 247.060,00 TL’ye çıkartarak; 247.060,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 246.060,00 TL'sinin tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; dava konusu tarlanın satışı hususunda davacılar ile anlaşıldığını, davacıların kapora ödemesi yaptıklarını, ancak iştirakçilerden davalıların annesinin vesayet altına alınma durumu söz konusu olup bu durumun süreci uzatacağı gerekçesi ile satıştan vazgeçilip alınan kaporanın davacı tarafa iade edileceğinin bildirildiğini, ancak davacıların kaporayı geri almadıkları gibi tarlaya da müdahale ederek ekip biçmeye başladıklarını belirterek, haksız açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki davadaki istem yönünden sözleşmenin taraflarının ..., ..., ... ve ... olduğu, ... ve ...'nın adi ortaklık kapsamında sözleşmeye alıcı sıfatıyla taraf oldukları, ... ve ...'in satış konusunda irade gösterdikleri ve ... ve ...'dan 5.000,00 TL kapora aldıklarının ikrarlarıyla sabit olduğu, dava konusu sözleşmenin taşınmazın harici satışına dayalı olduğu, taşınmaz mallarda satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğinin resmi şekilde yapılmasına bağlı bulunduğu akit öncesi sorumluluk kurallarının geçersiz sözleşmelerde de uygulanması gerektiği, sebepsiz iktisap ve denkleştirici adalet kuralı gereğince geçersiz sözleşmelerden dolayı olumsuz zararın istenebileceği, davacı tarafın kaporanın yanı sıra sözleşme ilişkisine karşılık taşınır mallarının değerinin çok altında satıldığı, bu nedenle uğradıkları zararın tazminini talep ettikleri, ancak sundukları delillerden satış sözleşmesindeki bedelin ifası kapsamında taşınır mallarını sattıklarını ve bu satışın değerinin çok altında olduğunu ispatlayamadıkları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesi kapsamında taraflara dayandıkları yemin delilinin hatırlatıldığı, tarafların yemin delilini kullanmadıkları, böylelikle davacıların satış sözleşmesi öncesinde kapora dışında uğramış oldukları gerekçesiyle; davalılar ... ve ...'e karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 1,000.00 TL 'sinin dava tarihinden, 7,460.00 TL'sinin ıslah tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar ... ve ...'den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddi ve diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyete tabi olması nedeni ile tüm hissedarlar (davacılar) hakkında kabul kararı verilmesi gerektiğini, davacı tanıklarının dinlenilmesine imkan verilmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmek suretiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tanıklar dinlenmese dahi Sivrihisar Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/989 E. sayılı soruşturma dosyasında ve aynı Mahkemede görülen 2020/115 E. sayılı dosyada dinlenilen tanık beyanları ile iddianın sübuta erdiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortak murislerinden intikal eden tarlanın davacılara satışı hususunda davalı hissedarlardan ... ve ... ile davacılar arasında sözlü olarak anlaşma sağlandığı, kaparo bedeli olarak adı geçen davalılara 5.000,00 TL ödendiği ve satışın gerçekleşmediği hususlarının dosya kapsamıyla sabit olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmayan sözleşmelerin geçersiz olduğu, yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişinin 23.09.2021 tarihli raporunda davacılar tarafından kapora olarak ödenen 5.000,00 TL’nin denkleştirici adalet ilkesi gereği ulaştığı değerin 8.460,00 TL olduğunun belirttiği, raporun hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli bulunduğu, taraflar arasında yapılan tapulu taşınmazın harici satışına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmede herkesin verdiğini geri alacağını ancak uğranılan zararın tazmininin istenemeyeceği, somut olayda davacılar tarafından davalılar ... ve ...’a 5.000,00 TL kaparo bedelinin ödendiği ve tapu devrinin gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin kurulan hükmünde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca İstinaf Mahkemesince olayın sebepsiz zenginleşme olduğu tespit edilmiş ise de, dayandıkları hukuki gerekçenin sözleşme öncesi sorumluluk ilkesi gereğince tazminat istemi olduğunu, müvekkillerinin sözleşmeye güvenerek malvarlıklarını piyasa değerinin altında bir değerle elden çıkartıp zarara uğradıklarını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, geçersiz taşınmaz satışı nedeniyle ödenen kapora bedeli ile satışın gerçekleşmemesi nedeni ile uğranılan zararın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı maddesi,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle geçersiz sözleşmelerde uğranılan zararın tazmininin istenemeyeceği dikkate alınarak, davacılar ile davalılar ... ve ... arasında yapılan tapulu taşınmazın satışına ilişkin harici sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, bu sözleşmede fer'i bir hak olarak kararlaştırılan bağlanma parasına ilişkin hükmün de geçersiz olduğu, bu nedenle davalılardan ... ve ...'ın satış bedeline mahsuben almış oldukları bağlanma parasını denkleştirici adalet ilkesine göre iade etmekle yükümlü olduklarının belirlenmiş olmasına, şahsilik prensibi gereğince ... ve ... dışındaki davalılara husumet yöneltilemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.