"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/200 E., 2021/113 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, avukat olduğunu, davalı ile aralarında 10.02.2006 tarihli yazılı ücret sözleşmesi bulunduğunu, davalının da hissesinin olduğu ... ilçesinde bulunan parselde yapılan bir kısım hisse satışlarına ilişkin ön alım hakkının kullanılması konusunda davalı adına açtığı davalar için yargılama giderleri, ön alım bedelleri ve konaklama masraflarının da kendisi tarafından yapıldığını, dava kazanıldığında gerçek değerinin %30’unun avukatlık ücreti olarak tarafına ödenmesi konusunda anlaştıklarını, görevini layıkıyla yerine getirmesine rağmen davalı yanca 23.10.2008 tarihinde haksız olarak azledildiğini ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak açtığı işbu davada yaptığı masraflar ile akdi ve karşı yan ücretleri için şimdilik 10.000 TL'nin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacı tarafça kendisinin haberi olmadan haksız yere 1.000,000 TL'lik icra takibi başlatıldığını ve bu icra takibinin kesinleştiğini, davacının iddia ettiği gibi şufa davasına konu olan arsanın gerçek bedeli üzerinden anlaşmadıklarını, davacının sözleşmede anlaştıkları şufa bedeli olan 171.000 TL'nin %25'ini avukatlık ücreti olarak alma hakkının olduğunu, verilen iş için yapılacak giderlerin tümünün kendisine ait olduğunu, bu giderler ödenmedikçe avukatın işi yapmak zorunda olmadığını, şufa davasına konu şufa bedelini ve tüm masrafları davacıya verdiğini, ayrıca icra dosyalarına gereken işlemler yapılmadığından dolayı zarara uğradığını, davacının şufa davasındaki edimlerini yerine getirmemesi ve icra takiplerinde yanlış yaptığı işlemler nedeniyle davacıyı haklı olarak azlettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, sözleşme gereği davacının hak kazandığı vekalet ücreti ile ilam vekalet ücretine ilişkin bilirkişi raporunda bildirilen hesaplamaların hükme esas alındığını, davacı her ne kadar dava dilekçesi ile davalı adına açılan davaların açılması için gerekli harçları, mahkemelerce belirlenen önalım bedellerini, karar harçlarını ve yargılama sürecindeki ulaşım ve konaklama giderlerini kendisinin üstlendiğini ve yaptığını iddia etmiş ise de harcamaların kendi hesabından yapıldığını ispatlamayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacı vekilinin talebi ile sınırlı olmak üzere 306.601,38 TL vekalet ücreti alacağı ile ilamdan kaynaklanan vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının davalı lehine ödenen şufa bedeli toplamı ve davalı lehine yapılan masraf toplamı talebinin reddine, karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 05.10.2017 tarih ve 2016/11690 Esas, 2017/9215 Karar sayılı ilamıyla; davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarının reddinin gerektiği belirtilerek, somut olayda ihtilafın, taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesinde yer alan "İş bu sözleşmeye konu olan işten dolayı avukata, önalım hakkına konu taşınmaz hissesi değerinin %30'u avukatlık ücreti olarak ödenecektir" hükmünden kaynaklandığı, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda 2012 yılında yapılan taşınmazın hisse değeri esas alınarak tavan oran olan %25 üzerinden akdi vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, davacı avukatın davaları açarken müddeabihleri belirlediği, ön alım davasına bakan mahkemelerce de bu müddeabihler esas alınarak hükmün kurulduğu, ilgili dosyalarda davacı avukatınca ıslah ile değerin artırılmadığı gibi, taşınmazın hisse değerine isabet eden ön alım bedellerine bir itirazının da olmadığının anlaşıldığı, hal böyle olunca mahkemece, Avukatlık Kanununun 174 üncü,164 üncü ve 163 üncü maddeleri ve Dairenin kökleşmiş içtihatları birlikte değerlendirilerek, ön alım davalarına konu 4 adet dosyanın harçlandırılmış müddeabihleri üzerinden tavan oran olan %25 esas alınarak akdi vekalet ücretinin takdir edilmesi gerektiği, davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ise; davacı avukatın eldeki davayı açmadan önce vekalet ücretinin tahsiline yönelik ... 3. İcra Müdürlüğünün 2014\5437 E.sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığı, vekalet ücretinin icra takip tarihi itibariyle muaccel hale geldiği, hal böyle olunca mahkemece, icra takip tarihi esas alınarak faize hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava tarihi esas alınarak faize hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalar açılırken müddeabihlerin belirlendiği, ön alım davasına bakan mahkemelerce de bu müddeabihlerin esas alınarak hüküm kurulduğu, ilgili dosyalarda davacı avukatınca ıslah ile değer artırılmadığı gibi, taşınmazın hisse değerine isabet eden ön alım bedellerine de bir itirazın olmadığı anlaşıldığından, ön alım davalarına konu 4 adet dosyanın harçlandırılmış müddeabihleri üzerinden tavan oran olan %25 esas alınarak akdi vekalet ücreti takdir edildiği belirtilerek davacının davasının kısmen kabulü ile 59.050,64 TL'nin icra takip tarihi olan 23.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 27.10.2022 tarihli ve 2022/7044 Esas, 2022/8281 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili; davalı adına takip edilen önalım davalarının 2005 tarihinde açıldığını, önalım hakkının kullanılmasına ilişkin davalara konu olan hisselerin 3. kişilere satışının ise 2004 yılının değişik aylarında yapıldığını, 2004 tarihinde yapılan hisse satışlarının değerleri ile 2012 yılında açılan davalardaki bedellerin vekalet ücreti hesaplamasına konu yapılmasının hem hayatın olağan akışına, hem de hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının aralarındaki samimiyete güvenerek sözleşme yapmadan, masraf almadan önce davaları açtığını, davalının masraf ve şufa bedellerini peşin olarak davacı avukata teslim ettiğine ilişkin dosyaya hiçbir belge yada makbuz ibraz edemediği gibi, davaların açılmasından çok sonra hazırlanıp taraflarca imza altına alınan ücret sözleşmesinde de bu hususun kayıt altına alınmadığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, haksız azilden kaynaklanan akdi ve karşı yan vekalet ücret alacağı ile yapılan masrafların tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 163/2 inci maddesinde; "Avukatlık ücret tavanını aşan sözleşmeler, bu Kanunda belirtilen tavan miktarında geçerlidir. İfa edilmiş sözleşmenin geçersizliği ileri sürülemez. Yokluk halleri hariç, avukatlık sözleşmesinin bir hükmünün geçersizliği, bu sözleşmenin tümünü geçersiz kılmaz.
", 164/2 maddesinde ise; “…Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.…” düzenlemesi mevcuttur.
2-Avukatlık Kanununun 173 üncü maddesinde; "Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harç ve giderler iş sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekte avukata veya gerektiği yere ödenir. Bu harcamaların avukat tarafından yapılabilmesi için, yeteri kadar avansın iş sahibi tarafından verilmiş olması gerektir. Avukatın iş için yapacağı yolculuk masrafları ve bulunduğu yerden ayrılma tazminatı, anlaşma gereğince iş sahibi tarafından ayrıca ödenir. Bu giderler peşin olarak ödenmedikçe avukat yolculuğa zorlanamaz. Bu hükmün aksine sözleşme yapılabilir." denilmiştir.
3- Avukatlık Kanununun 174 üncü maddesinde ise; “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Avukat bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin davacı vekilince ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın istek halinde karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.