"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/906 E., 2023/492 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/54 E., 2020/544 K.
Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalı arasında Cafe-Restaurant alanında faaliyet göstermek üzere 01.05.2015 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi kurulduğunu, 01.05.2015 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile ortaklık katılım payının toplam 470.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkillerinin 270.000,00 TL, davalının ise 200.000,00 TL katılım payı koyduğunu, müvekkillerinin ortaklığa katılım payı koyma borcunu ifa ettiklerini ancak davalının işletme faaliyetinin mali ayrıntısının çıkartılması, kar ve zararın tespit edilmesi, net karın %10'unun ihtiyat akçesi olarak belirlenmesinden sonra geri kalan paranın payları oranında ortaklara paylaştırılması edimini yüklenmiş olmasına rağmen, bu edimlerini hiçbir şekilde yerine getirmediğini iddia ederek; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, kâr payının ve müvekkillerinin koyduğu katılım payının güncel değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin şirketin idaresinin tamamından sorumlu olduğu iddia edilmiş ise de, tarafların müştereken davacılardan ...'ı ortak işletmenin müdürü olarak atadıklarını, davacı ...'ın 15.07.2016 tarihli istifasına kadar bu görevi sürdürdüğünü, bu görevi dolayısıyla hesap ve bilgi verme ödevi bulunduğunu ancak bu ödevini yerine getirmediğini savunarak, ortaklığın tasfiyesi için tasfiye memuru atanmasını istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 01.05.2015 tarihli Cafe-Restaurant alanında faaliyet göstermek üzere bir adi ortaklık kurulduğu, tarafların iradesinin ortaklığın feshi konusunda buluştuğu, Mahkemece taraflarca ortak belirlenen tasfiye memuru ...'a dosyanın tevdii edildiği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) gereği üç aşamalı tasfiye işleminin yapılmasının istendiği, tarafların adi ortaklıklarına ilişkin ticari defter kayıtları, tüm belge ve bilgiler toplanarak düzenlenen kök ve ek raporda tasfiye bilançosuna göre adi ortaklığın katılım payları da dikkate alınarak yapılan incelemede adi ortaklığın zararla sonuçlandığı, kalan borçların ortakların payları oranında hesaplandığı, ortakların adi ortaklığa koyacakları bedel ayrı ayrı hesaplanarak davalı ... için 3.295,56 TL, davacılardan ... için 7.122,03 TL ve M. Karaca için 1.814,84 TL olarak ödenmesi halinde tasfiye bakiyesinin sıfırlanacağının belirtildiği, tasfiye memuru tarafından düzenlenen raporda, ilgili Kanun maddeleri dikkate alınarak ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslarla, ortaklık için yapmış oldukları masraflar ve vermiş oldukları katılım iade edildikten sonra taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun ortaklara paylaştırılması gereken miktarın belirlendiği, tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre Mahkemece tarafların hak ve yükümlülüklerinin saptanıp ve tasfiye işleminin sonlandırıldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye raporuna adi ortaklığa ait toplam 12.232,43 TL zarardan, 7.122,03 TL'lik zararının davacı ortak ... üzerinde, 1.814,84 TL'lik zararın davacı ortak Mehmet üzerinde ve 3.295,56 TL'lik zararın davalı ortak Okan üzerinde bırakılmasına, tasfiye raporuna göre davacıların tasfiye alacağına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; itirazları üzerine alınan ek raporda da taleplerinin değerlendirilmediğini, dava konusu Rastgele Balık Restaurantın tasfiyesine ilişkin tanzim edilen raporun hatalı olduğunu, bilirkişinin hazırladığı raporun işletmenin resmi kayıtlarını içerdiğini, bu kayıtların davalı tarafından tutulması nedeniyle onun görüşlerini içerdiğini, salt defter kayıtlarının baz alınarak hesaplama yapıldığını, tasfiyenin ve dosyanın bilirkişi raporuna gönderilmesinin amacının gerçek hesapların ortaya çıkarılması olduğunu, bu durumun ortaya çıkarılması için de salt defter kayıtlarına bağlı kalınmaması gerektiğini, adi ortaklığın muhasebe defterinin de usule uygun tutulmadığını, davalının art niyetli davrandığını, kayıt dışı çalışmak suretiyle fatura ve fiş düzenlemeyerek işletmeyi resmi olarak zarara uğratıp ortak olan müvekkillerinin verdiği 270.000,00 TL'ye el koyup, maddi kazanç elde etmek niyetinde olduğunu, işletmenin faturalı-faturasız tüm satışının incelenmesinin gerektiğini ifade ederek, kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı ispatlamasının gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin, tarafların bildirmiş oldukları deliller incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacılar vekilinin incelemede sadece resmi kayıtların dikkate alınmasının hukuka aykırı olduğu yönündeki istinafının yerinde görülmediği, Mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, kar payı ve katılım payı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 630 uncu maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası.
2. Aynı Kanun'un 644 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 6098 sayılı Kanun'un 630 uncu maddesinin birinci ve üçüncü fıkrasında; "Kanunun bu bölümünde veya ortaklık sözleşmesinde aksine hüküm bulunmadıkça, yönetici ortaklar ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiler, vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlere tabidir...
Yönetici ortaklar, yılda en az bir defa hesap vermek ve kazanç paylarını ortaklara ödemekle yükümlüdürler. Hesap döneminin uzatılmasına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Ortaklığı yönetenin ortaklardan birisi olmaması durumunda da aynı kural uygulanır.
" denilmiştir.
2.6098 sayılı Kanun'un 630 uncu maddesinin üçüncü fıkrası iç ilişkiyi ilgilendirmekle birlikte emredicidir ve yaptırımı kesin hükümsüzlüktür. Emrediciliğin üç boyutu vardır. İlki, yöneticinin hesap vermesi olup, burada kastedilen finansal tablonun çıkartılmasıdır. İhtiyaç duyulursa buna faaliyet raporu da eklenebilir. Emrediciliğin ikinci boyutu, hesap dönemi süresinin üst sınırına ilişkin olup, üçüncü boyutu ise, yılda en az bir defa kar payı dağıtımını sağlamaktır. (Kendigelen, A.; Kırca İ., Şirketler Hukuku Cilt 1, İstanbul 2021, s.105)
3. 6098 sayılı Kanun'un 644 üncü maddesi uyarınca; sona ermesi ile birlikte adi ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, katılım payları ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır.
4. Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında düzenlenen 01.05.2015 tarihli protokol ile Rastgele Balık Restaurant Cafe Bar adlı işletmeyi işletmek amacıyla adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, bu kapsamda ortaklığa davacılardan ... tarafından 200.000,00 TL, M. Karaca tarafından 70.000,00 TL, davalı ... tarafından 200.000,00 TL katılım payı konulduğu, restaurantın işletilmesinden elde edilecek kazancın taraflar arasında hisseleri oranında paylaşılacağının kararlaştırıldığı, zarardan da şirketteki hisseleri oranında sorumlu olacakları, restaurantın ortaklardan davalı ... tarafından işletileceği ve tüm üretim faaliyetlerinden de sorumlu olacağı belirtilmiş olup, işbu davada ortaklığın fesih ve tasfiyesinin talep edildiği, ortaklığın tasfiyesi kapsamında Mahkemece hükme esas alınan tasfiye raporunda ise; sunulan yasal defterler ve diğer belgelerle sınırlı olarak inceleme yapıldığı, adi ortaklık hesaplarının ... Turizm ve Yatçılık A.Ş. hesapları bünyesinde yer aldığından söz konusu şirketin başkaca faaliyetlerinden gelir ve giderlerinin olduğu münasebetiyle Rastgele Balık Restauranta ait kasa ve banka hesaplarının net olarak tespit edilemediği, bu hesapların bakiyesinin sıfır olarak değerlendirildiği belirtilerek, ortaklığın zararla sonuçlandığı kanaatine varılmıştır. Rapor, bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
5. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davalı yönetici ortağın, adi ortaklığın temsilci olarak diğer ortaklara karşı tıpkı bir vekil gibi özen, sadakat ve hesap verme yükümlülüğünün bulunduğu gözetilerek, öncelikle ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren ortaklığın tüm muhasebesi ile ilgili defterler ve bu defterlerin dayanağı olan belge ve faturaların ibrazının sağlanması, yönetici ortak olduğu anlaşılan davalıdan yapılan tüm iş ve harcamalar ile gerekli görülecek olan diğer hususlarda hesap listesinin istenilmesi, verilmesi halinde defter kayıtları ve diğer belgelerle uyumlu olup olmadığının belirlenmesi; hesap listesinin verilmemesi halinde ise; yönetici ortağın hesap vermekten kaçınmış sayılacağının kabul edilmesi, tarafların koydukları katılım payları, ortaklığa konu işletmenin konumu, vasıfları, devam süreci ve benzer işletmelerin gelir ve giderleri göz önünde tutulmak suretiyle ortaklığa konu işletmenin gelir ve giderlerinin, lokanta işletmesinden anlayan tasfiye memurunun da aralarında yer alacağı tasfiye kurulundan tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi ve son bilançonun düzenlenmesinin istenmesi, ve hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacılar yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.