Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4258 E. 2024/2569 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca ödenmeyen bakiye satış bedelinin tahsili için yapılan icra takibine davalılardan birinin yaptığı itirazın iptali talebinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşmede bakiye satış bedelinin tamamının bir davalı tarafından üstlenilmesinin borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu ve bu durumda alacaklının asıl borçludan alacak hakkının kalmadığı değerlendirilerek, borcu üstlenmeyen davalı yönünden itirazın iptali talebinin reddine, diğer davalı hakkında ise itirazın iptaline karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/930 E., 2023/1081 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/29 E., 2021/335 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı ...'ın alıcı, davalı ...'ın müteselsil kefil olarak imzaladıkları 01.07.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazı tapuda alıcı ... adına devir ettiği halde bakiye satış bedeli olan 500.000,00 TL'nin tarafına ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2018/9150 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek; davalıların haksız itirazlarının iptali ile asıl alacağa ve vekalet ücretine takip tarihi itibari ile faiz işletilmesine, davalıların haksız ve kötü niyetli itirazları nedeni ile %20'den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; davanın süresinden sonra açıldığını, zaman aşımı itirazları olduğunu, davaya konu sözleşmenin gayrimenkul satış sözleşmesi olmadığını, taşınmaz mülkiyetinin tapuda devrini yapmayı taahhüt eden ön sözleşme niteliğinde olduğunu, sözleşme gereği de borcun diğer davalı tarafça üstlenilmiş olduğunu, kendisinin bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; icra takibine dayanak yapılan ve delil olarak ibraz edilen adi yazılı nitelikte düzenlenmiş olan 01.07.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçerli olmayıp hazırlayıcı işlemlere ilişkin ön protokol niteliğinde olduğu, davacının sözleşmede malik ve satıcı sıfatının bulunmakla birlikte sözleşme konusu taşınmazın Aliağa Tapu Müdürlüğünün 01.07.2016 tarihli ve 5439 Y. Nolu resmi senet ile davacı/malik tarafından davalı ...'a satışının yapıldığı, resmi ve adi yazılı sözleşme tarihlerinin aynı olduğu, resmi senette tüm alacağın ödendiği açıkça belirtilmekle adi yazılı sözleşmenin geçerliliğini kaybettiği, bu nedenlerle davalı ...'a yönelik talebin reddi gerektiği, diğer davalı yönünden ise; adi yazılı sözleşmeye göre senet düzenlenip bedelinin bu davalı tarafından ödeneceği kararlaştırılmış ise de dava ve sözleşme konusu taşınmazın resmi sözleşmeyle diğer davalıya satılmış olması karşısında, satıcı malik/davacının satış bedeline ilişkin olarak resmi senetteki düzenlemeler dışında bir istemde bulunmasının yerinde olmayacağı, borç doğuran taşınmaz satış işlemi resmi olarak yapılmakla içeriğine göre 3. kişi durumundaki bu davalıya taşınmazın satışına bağlanan ve borç yüklenilmesini kapsayan bir düzenleme yapılamayacağı, bu nedenlerle davacının itirazın iptali isteminin hukuksal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; tapuda gösterilen bedel dışında tarafların gerçekten anlaştıkları bedel olan 700.000,00 TL'nin ödenmesine ilişkin düzenleme içeren sözleşmenin, mahkemece satış vaadi olarak kabul edilmesiyle tarafların sözleşmeyi yapmalarındaki amaçları ve iradelerin yok sayıldığı kararın hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin taşınmaz satış vaadi olarak nitelendirilmesi imkansız olsa da bu gibi bir nitelendirmeyle sonuca gidilmesi ihtimalinde dahi açıkça taşınmazın kararlaştırılan bedeli olan 500.000,00 TL'yi ödemediği sabit olan davalılardan ...'ın taşınmazda haksız şekilde hak sahibi olduğunu, akabinde de kısa sürede akrabalarına devirler gerçekleştirdiği dava dosyası kapsamında davalıların kötü niyetlerine dayanılarak hak elde etmelerinin dürüstlük kuralı uyarınca korunamayacağını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan sözleşmede bakiye satış bedelinin tamamının borçlu sıfatıyla ... tarafından üstlenildiği, bu durumda davacı/satıcının, davalı/alıcıdan bakiye satış bedeli ile ilgili olarak herhangi bir alacak hakkının kalmadığı ne var ki borcu üstlenen davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle; davacının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2018/9150 E. sayılı icra takibine davalı ...'ın yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinin 500.000,00 TL asıl alacak miktarı üzerinden devamına, 500.000,00 TL asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren adi yasal faiz işletilmesine, davalı ...'ın yapacağı ödemelerin, 01.10.2016 tarihinde ödenecek 125.000,00 TL'lik bono, 01.01.2017 tarihinde ödenecek 125.000,00 TL'lik bono, 01.04.2017 tarihinde ödenecek 125.000,00 TL'lik bono, 01.07.2017 tarihinde ödenecek 125.000,00 TL'lik bono ile tahsilde tekerrür oluşturmamasına, hükmolunan 500.000,00 TL asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı ve davalılardan Bayram vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, hükmün hatalı ve eksik kurulduğunu, davalı ... yönünden verilen kararın hatalı olduğunu, hukuki nitelemede hataya düşüldüğünü, borcun üstlenilmesinin şartlarının oluşmadığını, davalı Bayramın sözleşmenin kefili olduğunu, borçlu ile birlikte müteselsil sorumluluğu bulunduğunu, müvekkilinin iradesinin borç üstlenilmesine muvafakat olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; aleyhinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, sözleşmenin resmi şekil şartına uymadığından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca ödenmediği ileri sürülen bakiye satış bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik olarak açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 195 inci vd maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; belirtilen gerekçeye ve özellikle 01.07.2016 tarihli sözleşmede bakiye satış bedelinin tamamının borçlu sıfatıyla davalı ... tarafından ödeneceğinin kararlaştırılması ile taraflar arasındaki hukuki ilişkinin borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu, borcun üstlenilmesinde asıl borçlunun yerine yenisinin geçmesi ile borcundan kurtarılmasının amaçlandığı ve borcun üstlenilmesi sözleşmesinin borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle geçerlilik kazandığı, bu durumda davalı ...'ın davacıya karşı sorumluluğunun bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.