"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/942 E., 2023/684 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/168 E., 2019/154 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin eczacı olduğunu ve Adana'da ............, Eczanesini işlettiğini, Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 29.03.2017 tarihli yazısı ile SGK tarafından yapılan bir inceleme sonucunda kanser hastası olmadığını ve özel merkezlere hiç gitmediğini beyan eden hak sahibi adına yazılan reçeteler nedeniyle 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.2. maddesi gereğince sözleşmenin 1 ay süre ile feshine karar verildiğini ve 386,60 TL reçete bedeli, 152,62 TL yasal faiz ve 1.604,98 TL cezai şart nedeniyle toplam 2.144,20 TL borç tahakkuk ettirildiğini, ancak kurum işleminin yerinde olmadığını, 25.11.2013 tarihli kâğıt reçetenin 2013 yılı Eczane Protokolüne uygun olarak karşılandığını, reçete arkasına alan kişinin ad, soyad ve imzasının alındığını, diğer iki reçetenin ise e-reçete olduğunu, MEDULA sistemi üzerinden gerekli doğrulama yapıldıktan sonra teslime dair bir belge aranmadan ilaçların hastaya usulüne uygun teslim edildiğini, müvekkiline daha önce uyarı cezası da verilmediğini, uyarı cezası uygulanmadan fesih cezası uygulanamayacağını beyan ederek; kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, kurum işleminin yerinde ve yasal olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.09.2019 tarihli, 2017/168 E., 2019/154 K. sayılı ilamı ile davanın kabulü ile, davalı tarafından davacı hakkında uygulanan 29.03.2017 gün ve 19966705 -934.01.17-E.1765369 sayılı 2.144,20 TL borç tahakkukuna ilişkin yaptırımın ve sözleşmenin bir ay süreyle feshedilmesine ilişkin yaptırımın iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 09.10.2020 tarihli, 2019/883 Esas, 2020/642 Karar sayılı kararıyla; davalı vekili istinaf başvurusunun kabulü ile, Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.04.2019 tarih ve 2017/168 E.- 2019/154 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 18.11.2021 tarihli, 2021/797 E., 2021/11623 K. sayılı ilamı ile; somut uyuşmazlıkta; eczacının kimlik kontrolü yaptığına dair iddiası ve dinlettiği tanıkların beyanlarının aksinin Kurumca ispatlandığının kabulünün mümkün olmadığı, zira 3. bir şahsın, ...’ın ehliyetini kullanarak kişileri ve kurumları yanılttığı, davacı tarafın sözleşmeye aykırı bir eylemi bulunmadığı gibi, davacının eylemi ile Kurumun uğradığı zarar arasındaki illiyet bağının 3. kişinin ağır kusuru ile kesildiği, ayrıca protokolün 5.3.2 nci maddesinde “(e-reçete olarak düzenlenenler hariç)” denilmiş olmasına rağmen ...’a ait 25.11.2013 tarihli e reçete nedeniyle de cezai işlem uygulanmasının hatalı olduğu, tüm bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü kararı yerinde olmasına rağmen istinaf mahkemesince kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 24.02.2022 tarihli, 2021/2199 E., 2022/172 K. sayılı kararıyla; somut olayda, dava dışı sosyal güvencesi olan hasta ... ile sosyal güvencesi olmayan...'ın aynı evde ikamet ettiği, ...'ın kanser hastası olduğu ve ...'a ait sürücü belgesini kullanarak Adana genelinde hastanelerde ameliyat ve tedavi olduğu gibi bu hastanelerdeki doktorlar tarafından düzenlenen reçetelerle eczanelerden ilacını aldığının sabit olduğunu, kağıt reçete ve e-reçete muhteviyatı ilaçların hastaya ulaşmadığı sabit olduğuna göre 3. Hukuk Dairesinin benzer içtihatları uyarınca önceki hükümde direnilmesine ve davanın reddine karar verilmiştir.
VI. DİRENME KARARININ HUKUK GENEL KURULUNCA İNCELENMESİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.02.2023 tarihli, 2022/3-664 E., 2023/50 K. sayılı ilamı ile; tüm dosya kapsamı ele alındığında, Eczanenin kimlik kontrolünü yapmadığı hususunun aydınlanmadığı, sosyal güvencesinin bulunmadığı, davaya konu ilaçları kullandığı tespit olunan dava dışı...’ın hak sahibinin ehliyetini kullanmak suretiyle birçok sağlık sunucusundan benzer şekilde hizmet aldığı ve bu şekilde ameliyat dahi olduğu, ...’ın ... ile tanışık oldukları ve hatta aynı evde oturdukları iddiaları karşısında Eczanenin üçüncü kişinin eylemiyle yanıltıldığının, nedensellik bağının bu şekilde kesildiğinin kabulü gerektiği, Özel Daire bozma kararında da işaret olunduğu üzere eczacının kimlik kontrolü yapıldığına dair iddiası ve dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının aksinin Kurumca ispatlandığının kabul edilemeyeceği, davalının bu hususta bir ispatı bulunmadığından, Eczane tarafından gerekli kimlik kontrolünün yapılmadığı tespitinde bulunulması ve buna dayanılarak protokolün ilgili maddesi gereğince cezai işlem tesisinin doğru olmadığı, bunun yanı sıra, cezai işlem tesis edilen reçetelerden birinin 25.11.2013 tarihli e-reçete olduğu, 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.2 nci maddesinde belirtilen cezai işleme konu edilecek reçeteler yönünden e-reçetelerin hariç bırakıldığı, açık olan bu durum karşısında 25.11.2013 tarihli e-reçete yönünden cezai işlem tesis edilemeyeceği,
hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Sonrası Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak davanın kabulü ile, Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 29.03.2017 tarih ve 19966705-934.01.17-E.1765369 sayılı işleminin iptaline karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; yeterli inceleme yapılmadığını, delillerin yeterince değerlendirilmediğini, bilirkişiden tatmin edici rapor dahi alınmadığını, eksik araştırma ve inceleme sonucunda verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık: davacı eczacının davalı Kuruma fatura ettiği dava dışı ...’a ait 09.02.2012, 03.12.2012 ve 25.11.2013 tarihli üç adet reçete nedeniyle 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.2 nci maddesi gereğince uygulanan cezai işlemin mevzuata uygun olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre uygulanan cezai işlemin iptaline ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/7 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre, yukarıda yer verilen hukuk kuralı gereği Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uymanın zorunlu olduğu, bu yönde yapılan inceleme sonucu davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.