Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4491 E. 2023/2835 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davanın temyiz incelemesine konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 362/2. maddesindeki “kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü” ifadesinin, yüksek mahkemeye erişim ve adil yargılanma hakkını mümkün kılan bir şekilde yorumlanarak, dava olunan şeyin karar tarihindeki değerine göre temyiz miktar sınırının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle muhalif kalınmış ise de, temyize konu miktarın kesinlik sınırı altında kalması nedeniyle, temyiz istemlerinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davalılar yönünden hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar (hükmedilen yabancı para borcunun dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı) 30.485,38 TL, davacı yönünden reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar ise (reddedilen yabancı para borcunun dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı) 203.338,61 TL olup, her iki miktar da Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekili ile her iki davalı vekillerinin temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

1. Dava, 40.000 USD alacak yönünden itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. Yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesinin kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ise 14.06.2023 tarihli kararla davacı ve davalının istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiş, bu karar davacı ve davalı taraflarca temyiz edilmiş olup, Daire çoğunluğunca bu miktar dövizin dava tarihindeki değeri dikkate alınarak, temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmiştir. Dairenin sayın çoğunluğunun bu görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;

3. Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan biri de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.). Bu bağlamda mahkemeye erişim konusunda yasalarda yoruma açık bir hüküm bulunması halinde, adil yargılanma hakkını mümkün kılan yorum tercih edilmelidir.

4. Davacı yönünden temyize konu edilen dava değeri 34.789,90 USD, davalılar yönünden temyize konu edilen dava değeri 5.215,10 olup, Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2023 olan karar tarihi itibariyle USD/TL kurunun 23,6769 TL olduğu, ( 34.789,90 USD'nin) hüküm tarihi itibariyle değerinin 823.716,98 TL olduğu, HMK’nın 362/2.maddesinde temyiz kesinlik sınırı hakkında “Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki düzenlemedeki “… kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü…” sözcüğünden hareketle, yüksek mahkemeye erişim ve “adil yargılanma hakkını mümkün kılan” bir şekilde yorumlanarak, Mahkemenin dava olunan şeyin karar tarihindeki değerine göre temyiz miktar sınırının değerlendirilmesi gerektiği, 823.716,98 TL’lik bu değer karar tarihi itibariyle temyiz miktar sınırının (2023 yılı itibariyle 238.730 TL) üzerinde olduğundan sayın Daire çoğunluğu tarafından temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmesini isabetli bulmuyorum. 23.10.2023