Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4560 E. 2024/3020 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet ücretine ilişkin alacak davasında, davacının alması gereken ücreti daha önce alıp almadığı ve davanın reddine karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın daha önceki bozma ilamında davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden ve bozmaya uyan mahkemenin bu yönde karar vermesi davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2023/9 E., 2023/76 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının müvekkilini 02.04.2008 tarihinde .... Noterliğinin 9322 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin Kemer Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/198 E. sayılı dosya ile dava açtığını, müvekkili ile davalının davanın bitip kesinleştiği tarihteki piyasa rayiç değeri üzerinden % 10'u olan 10.000,00 TL'nin ödenmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu bedelin davalı tarafından ödenmediğini bildirerek bu bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 28.09.2025 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini toplam 25.526,03 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asıl; süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davaya konu taşınmazın kesinleşme tarihindeki değerinin 225.000,00 TL olduğu, Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre daha fazla bir oran belirlenmediği anlaşıldığından bu değerin yüzde onu oranında avukatlık ücreti talep edilebileceği, davacının bu dosyaya binaen toplamda 9.504,50 TL alacağını aldığı, bakiye (22.500,00-9.504,50=) 12.995,50-TL alacağı kaldığı, ancak kısa kararda hesap hatası nedeni ile sehven 12.996,50 TL yazıldığı, kararın kesinleşme tarihinde davalının ödeyeceği miktar likit olarak belli olmadığından ve ihtar da yapılmadığından kesinleşme tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davaya ve talebe konu olan 12.996,50 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 05.12.2018 tarihli ve 2016/2937 E., 2018/11714 K. sayılı ilamıyla; davalının temyiz itirazları incelenmeksizin Mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda “Davanın kısmen kabulü ile, davaya ve talebe konu olan 12.996,50 TL vekalet ücreti alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” denildiği, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak “Davanın kısmen kabulü ile, davaya ve talebe konu olan 12.996,50 TL vekalet ücreti alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,” denildiği, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece davaya ve talebe konu olan 12.996,50 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemlerin reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.09.2020 tarihli ve 2020/6469 E., 2021/8670 K. sayılı ilamıyla; davalının temyiz itirazları incelenmeksizin davanın 10.06.2014 tarihinde açıldığı, davacı ile davalı arasında vekalet ilişkisinin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı bu nedenle 6502 sayılı Kanun kapsamında ''tüketici'' tanımına uyduğu, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde esasa ilişkin hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece davaya ve talebe konu olan 12.996,50 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemlerin reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 26.09.2022 tarihli ve 2022/5000 E., 2022/7027 K. sayılı ilamıyla; davacı avukat ile davalı müvekkili arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığından davacı avukat için takdir edilecek akdi vekalet ücretinin takip edilen davanın harçlandırılmış dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği, davacının Kemer Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/198 E., 2009/470 K. sayılı dosyasında harçlandırılmış dava değeri olan 20.000,00 TL'nin %10 ile %20'si arasında bir ücrete hak kazanacağı, davacının söz konusu dava dosyasındaki vekalet ücretine ilişkin olarak 9.504,50 TL alacağını tahsil ettiğinin tarafların ve Mahkemenin kabulünde olduğu, böylelikle davacının alması gereken vekalet ücreti alacağından fazlasını almış olduğu, Mahkemece bu davanın tümden reddi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle Kemer Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/198 E., 2009/470 K. sayılı davasına konu taşınmazın değerinin tespit edilmesi bu değer üzerinden hüküm kurulmuş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının alması gereken vekalet ücreti alacağından fazlasını almış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; müvekkili tarafından tahsil edilen bir bedel olmadığını, Yargıtayın yanılgılı değerlendirme yaptığını, harçlandırılan değer üzerinden avukatlık ücretinin hesaplanmasının kabul edilemez olduğunu, Mahkeme hakimince keşif yaparak taşınmazın değerini bilirkişi raporuyla belirleyip davalının vekili olarak görev yapan müvekkiline davasını ıslah etmesi ve harcı taşınmaz değerine tamamlattırması gerekmekteyken bunu yapmadığını, kusurun davacıda olmadığını, söz konusu davaya bakan hakimin kusurlu olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ücreti alacağının tahsilini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK,

2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Dairemiz bozma ilamıyla davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bozmaya uyulmakla verilen kararın davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu anlaşılmakla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Temyiz eden taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcının iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.