Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4572 E. 2024/2902 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart ve tadilat giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırdıkları kira sözleşmesinde, kiralanana yapılan tadilat bedellerinin açıkça belirlenip imza altına alınmış olması ve şartın gerçekleşmesiyle kiracının bu bedeli talep etmesinde bir usulsüzlük bulunmaması gözetilerek, yerel mahkemenin tadilat bedelinin reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/911 E., 2023/973 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/1222 E., 2020/1616 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kabul edilen ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam tazminat miktarı 20.000,00 Euro (dava tarihi itibariyle karşılığı 83.676,00 TL) olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Temyiz eden davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında davaya konu taşınmazlar için 22.07.2015 tarihinde yıllık 10.000,00 TL bedelli 25 yıllık kira sözleşmesi düzenlendiğini, kira sözleşmesi gereği yapılan tadilat gideri olan 60.000,00 Euro'nun kiracı sıfatıyla müvekkili tarafından karşılanmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin günü dolmadan kiraya verilen taşınmazların satılması veya işyerinin boşaltılmasının istenmesi durumunda kiraya verenin, 40.000,00 Euro ve tadilat bedeli karşılığı 60.000,00 Euro ödeyeceğinin sözleşme ile imza altına alındığını, gönderilen ihtarname ile taşınmazların muvazaalı olarak 3. kişiye devredildiğini öğrendiklerini, bu devir ile davalının müvekkil firmayı tahliye etme amacı güttüğünü, kira sözleşmesinde de belirtildiği üzere davalının satış yapması durumunda 100.000,00 Euro cezai şartı ödemeyi taahhüt ettiğini, yaptıkları araştırmada davalının tüm mallarını satış göstermek suretiyle bu cezai şartın ifasını imkansız kılma gayreti içinde olduğunu ileri sürerek, 100.000,00 Euro'nun faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin yurt dışında yaşadığını ve Türkiye'deki mallarının idaresi için davacı şirket yetkilisine kapsamlı bir vekaletname verdiğini, bu vekaletin kötüye kullanıldığını, sözleşmenin davacı tarafından ve tek nüsha olarak düzenlendiğini, bilgisi dışında konulan sözleşme hükümlerinin ağır şartlar taşıdığını ve bu nedenle geçersiz olduğunu, yapıldığı iddia edilen tadilatların müvekkilinin bilgisi dışında yapıldığını ve yıllık kirası 1.000,00 TL olan bir yere 60.000 Euro tadilat yapılmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında dava konusu taşınmazlara ilişkin kira ilişkisi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafça dayanak kira sözleşmesi kabul edilmemiş ise de; sözleşmede yer alan imzaya ilişkin bir itirazda bulunulmadığı, davalının sözleşmenin iradesi hilafına sonradan doldurulduğu yönündeki iddiası doğrultusunda sözleşmenin iptali veya geçersizliğine ilişkin yargı kararı ya da başkaca bir delil sunulmadığı, kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümündeki el yazısı ile yazılan cezai şart ile tadilat bedeline ilişkin itirazın ise; bu hususta sahtecilik veya sözleşmenin geçersizliği hakkında usulüne uygun bir delil ibraz edilmediğinden itibar edilmediği, hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ilkesi yanında sözleşme serbestisi ilkeleri kabul edildiğinden sözleşmenin yapıldığı andaki gibi aynen uygulanması ve sözleşme hükümlerine riayet edilmesi gerektiği, ne var ki Hakimin, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirebileceği, buna göre kiralanan bağımsız bölümlerin toplam satım ve yıllık kira bedelleri dikkate alındığında belirlenen cezai şart miktarının hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmadığı, talep edilen ceza miktarının hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak 1/2 oranında indirilerek 20.000,00 Euro cezai şart talebinin kabulü gerektiği, yine davacı tarafça, bağımsız bölümlerde yapılan tadilat bedeli olarak 60.000,00 Euronun ödenmesi konusunda alacak talebinde bulunulmuş ise de, yapılan tadilata ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, bu nedenle alacağın varlığının davacı tarafından kanıtlanamadığı gibi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 179 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği borcun veya cezai şartın talep edilebileceği, ceza şartın talep edilmesi halinde tadilat bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle; tadilat bedeline ilişkin 60.000,00 Euro miktarlı davanın reddine, cezai şarta ilişkin davanın kısmen kabulü ile 20.000 Euro'nun 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca dava tarihinden tahsil tarihine kadar devlet bankalarının bu yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; tadilatların davalı tarafın bilgisi dahilinde yapıldığını ve kira sözleşmesinde bizzat davalı tarafından kendi el yazısı ile yazılarak imza altına alındığını, davalının buna ilişkin herhangi bir itirazının söz konusu olmadığını, hal böyleyken tadilata ilişkin olarak herhangi bir belge sunulmamasının gerekçe gösterilmesinin yerinde olmadığını, Mahkemelerce cezai şartın fahiş görülmesi ve borçlu açısından iktisadi açıdan mahvına yol açmaması gerektiği yönünde Yargıtay içtihatları bulunduğunu, fakat bu kararlarda fahiş görülen cezai şarttan indirim yapılabilmesi için borçlunun tüm mal varlığının ve gelirinin tespitinin gerektiğini, dosyada mevcut tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davalı adına kayıtlı 7-8 taşınmaz bulunduğunu, dolayısıyla cezai şartın tam olarak ödenmesinin davalı tarafı iktisadi açıdan çöküntüye uğratmayacağını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili; sözleşmenin tüm kısımlarının davacı kiracı tarafından müvekkili aleyhine, vekalet görevi kötüye kullanılarak bilgi ve iradesi dışında doldurulduğunu, böyle bir sözleşmenin geçerliliğini kabul etmenin hukuken mümkün olmadığını, sözleşmenin kurucu unsuru olan karşılıklı iradeden bahsedilemeyeceğini, iradenin olmadığı bir sözleşmenin de yok hükmünde olduğunu, önceki yılların kira kontratlarının da dosyaya sunulduğunu, bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin amacının davalıyı zor durumda bırakmak olduğunun ortaya çıkacağını ileri sürerek, kararın hükmedilen cezai şart alacağı yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kiracı tarafından 6098 sayılı Kanun'un 527 ve devamı maddelerinde düzenlemesini bulan vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı olarak gerekli amortismanlar da düşülmek suretiyle kiralanana yapılan zorunlu ve faydalı giderlerin talep edilebileceği anlaşılmakla birlikte, esasen sözleşmenin kuruluş aşamasında giderlerin yapıldığının sözleşmede yer almış olmasına ve yapılan zorunlu ve faydalı giderleri ispat etmemiş olmasına ve ayrıca cezai şartın veya alacağın birlikte istenemeyeceğinden 60.000,00 Euro talebinin reddinin yerinde bulunduğu, yine sözleşmede öngörülen cezai şart alacağı yönünden yargılama sonucunda kira sözleşmesinin bitiminden önce kiralananın üçüncü kişiye satışının yapılmış olmasına göre cezai şart ile ilgili davalı kiraya verenin sorumluluğu bulunduğunun tespitinin yerinde olduğu, fahiş olarak takdir edilip 1/2 oranında cezai şart miktarında indirim yapılarak kısmen kabule yönelik hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira sözleşmesine dayalı cezai şart alacağı ve tadilat bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi,

2. 6098 sayılı Kanunu'nun 299 ve 179 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve belirlenen cezai şart miktarında takdir edilen hakkaniyet indiriminin makul olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ilkesi (Ahde Vefa- Pacta Sunta Servanda) yanında, sözleşme serbestisi ilkeleri kabul edilmiştir. Bu kurala göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalı ve hükümlerine riayet edilmelidir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden biridir. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, edimler arasında mevcut olan denge şartlarının sözleşmenin tümü, birlikte yorumlanarak değerlendirilmelidir. 6098 sayılı Kanun uyarınca; tarafların bu sözleşme ile gerçek ve ortak amacın varlığını ortaya koyabilecek şekilde bir düzenleme ve yorum, tüm sözleşmede belirlenen amaç da gözönüne alınarak yapılmalıdır.

3. Taraflar arasında 22.07.2015 tarihli ve 25 yıl süreli kira sözleşmesi bulunmakta olup, davalı kiraya veren tarafından sözleşmedeki imzanın inkar edilmediği gibi sözleşmenin geçersizliği hususunun da ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Sözleşmede " Bu iş yerleri 25 yıllık olarak ... Müh. San. Tic. Ltd. Şti'ye kiraya verilmiş olup, kiracı iş yerleri içinde yapmış olduğu Tadilatların karşılığı olan 60.000,00 Euro kiracı firmaya ödeyecek ve Günü dolmadan iş yerini Satar ise veya Boşaltmak ister ise kiracıya 40.000,00 Euro toplam 100.000,00 Euro ödemeyi kabul etmiştir. Kiracı da yaptığı tadilatı öylece bırakacaktır. Tadilat önceki tarihte yapıldı. Toplam 60.000,00 Euro harcandı. Kiracı bu iş yerlerini 3 ncü kişilere Devir edebilir ve kiralar ..." hükmü kararlaştırılmıştır. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu hüküm geçerli olup tarafları bağlayıcıdır. İlgili maddede, açıkça kiralanana yapılan tadilat bedelleri belirlenmiş ve imza altına alınmış olmakla, şartın gerçekleşmesi ile kiracının bu maddeye istinaden kararlaştırılan tadilat bedelinin tahsilini istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince; yukarıda açıklanan ilkeler ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE,

2. Davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.