Logo

3. Hukuk Dairesi2023/460 E. 2024/517 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya karşı açılan alacak davasında, yerel mahkemenin bozma ilamına rağmen davanın reddine karar vermesi üzerine davacının temyiz başvurusunda ilam zamanaşımının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Temyize konu hükmün davacıya tebliğ tarihi ile hüküm tarihi arasında on yıldan fazla süre geçmiş olması ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 156/2. maddesi uyarınca hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğraması ve bu sürede zamanaşımını kesen bir sebebin de bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/327 E., 2012/412 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararı sonrası davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş, davalı vekili ise temyize cevap dilekçesinde duruşma talep etmiş olup, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, Gölcük ilçesi, Kavaklı mahallesi, 72 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 3'üncü katında bulunan, kendisine ait 4 numaralı bağımsız bölümü, kredi temin etmesi için davalıya tapuda satış göstererek devrettiğini, davalının, bu bağımsız bölüm üzerinden aldığı krediyi ödememesi üzerine, eksik miktarı Oyakbank'a ödeyerek krediyi kapattığını, davalı kredi borcunu ödemediği için borcun kendisince kapatılmış olması nedeniyle taşınmazın üçüncü kişiye satılarak, satış bedelinden ödediği kredi miktarının kendisine verilmesi konusunda anlaştıklarını, taşınmazı 32.800,00 TL'ye...'a sattıklarını, adı geçen şahsın, bankadan alacağı krediyi davalıya, onun da kendisine ödeyeceğini ancak ödemenin yapılmadığını, bilahare davalının, 22.500,00 TL'nin, kendisine ödenmesi gereken bir bedel olduğunu belirterek bu konuda taahhütname verdiğini fakat taahhütnameye rağmen 22.500,00 TL'yi kendisine ödemediğini ileri sürerek anılan miktarın 10.05.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiş, 28.07.2010 tarihli duruşmadaki beyanında; davacıya borcu olmadığını, taahhütnameyi okumadan imzaladığını, bankadan çektikleri krediyi davacıya verdiğini, daha doğrusu bankanın verdiği parayı doğrudan davacının aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.04.2011 tarihli 2008/419 E. 2011/232 K. sayılı kararı ile davalı tarafından belge içeriği inkar edilmekle ve okumadan imza edildiği savunulmuş olmakla belge içeriğinin davacı tarafından ispatlanması gerektiği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karara yönelik süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.04.2012 tarihli 2011/10286 E., 2012/10132 K. sayılı kararı ile davalının, belge altındaki imzaya karşı çıkmadığını, davalının, önce belge içeriğine karşı koymayarak savunma yaptığını, bilahare belgeyi okumadan imzaladığını beyan etmiş ise de bunun aksini de ispat edemediğini, davaya konu belgenin, geçerli ve davacının davasını ispata yeterli olduğu, banka cevabi yazısına göre taahhütnamede bahsi geçen 22.500,00 TL’lik ödemenin, davalıya 10.5.2005 tarihinde elden ödendiği hususunun da sabit olduğu, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Sonrası Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kesinleşen Mahkeme kararlarından anlaşılacağı üzere; davalının, bedelini davacıya ödeyemediği için iş bu davanın da konusunu oluşturan meskeni dava dışı...'a sattığı, ... Yılmaz'ın da tapuda malik görünen davalı ...'a ödemesi gereken 22.500,00 TL bedeli davacıya ödediği, dolayısıyla mesken satışı nedeniyle davacının bir zararının kalmadığı, davacının, davalıya bir şekilde imzalattığı 22.500,00 TL ödenmesine ilişkin taahhütnameye dayanarak aldığı bedeli yeniden tahsil etme amacı güttüğü, talebin Medeni Kanun'un 2 inci maddesinde sözü edilen dürüstlük ve 3 üncü maddesinde sözü edilen iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, gerekçe değiştirildiği için direnme mahiyetinde olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asil temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı asil, davalının dava dışı ...'in çektiği krediyi alıp kendisine teslim etmesi gerekirken dekonta onay imzası atarak evi satın alan şahsın bu bedeli almasına ve tarafına ödenmemesine neden olduğunu, bankadan gelen müzekkere cevabında bedelin davalıya ödendiğinin anlaşıldığını, dosyadaki protokolde davalının bu kredi bedelinin tarafına ödenmesi gerektiğini bu konudaki yükümlülüğünü kabul ettiği halde parayı almadığını beyan ettiğini, reddi hakim müessesinin usule aykırı bir şekilde işletildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 156/2 nci maddesi

3. Değerlendirme

1.Mahkemece verilen 18.07.2012 tarih ve 2012/327 E., 2012/412 K. sayılı karar, davacıya 30.11.2022 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı asil tarafından 14.11.2022 tarihinde temyiz edilmiştir.

Davalı vekili ise 05.12.2022 tarihli temyize cevap dilekçesinde davacının yaptığı temyiz başvurusunun on yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle hükmün zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davacının temyiz başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir. Temyize konu hüküm tarihi ile kararın taraflara tebliğ tarihi arasında on yıldan fazla süre geçmiştir. Zaman bakımından uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 156/2 nci maddesi gereğince hüküm, verildiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğrar. Bu sürede zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı kanıtlanamazsa alacağa ilişkin Mahkeme kararı zamanaşımına uğrar. 11.04.1940 tarih 1939/15 Esas ve 1940/70 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca Mahkeme, verilen hükmü kendiliğinden değiştiremez. İlam zamanaşımına uğramış olsa bile temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmadıkça davayı tekrar ele alıp zamanaşımı nedeniyle reddedemez. Bu durumda Mahkemece davalı vekilinin ilam zamanaşımı itirazları gözetilerek yeniden hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir.

2.Bozma nedenine göre davacının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.