"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/532 E., 2023/948 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2022/350 E., 2022/387 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalılar Sekiz Eylül Sağlık Hizmetleri San. Tic. A.Ş. ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.01.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacılar vekili Avukat ... ile davalılar Sekiz Eylül Sağlık Hizmetleri San. Tic. A.Ş. ve ... vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar vekili; davacıların ... isimli bebeklerinin 27 haftalık olarak 21.12.2015 tarihinde prematüre olarak ... ... Çocuk Hastanesinde dünyaya geldiğini, daha sonra donanım yetersizliğinden dolayı davalı Hastanede küveze konularak tedavisine başlandığını, bebek küvezde iken ROP'a bağlı göz kusuru ortaya çıktığını ancak bu durumun ne doktor ne de hastane tarafından farkedilmediğini, prematüre bebek taburcu edilmeden önce son kez göz muayenesi yapıldığı halde bebeğiniz sağlıklı denilerek taburcu edildiğini, müvekkillerin ROP'a bağlı göz kaybını öğrendiklerinde hastalık artık son evresinde olduğundan her iki gözde de körlük meydana geldiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların tamamı için 500.000,00 TL manevi tazminat ve 3.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
2. Birleşen davada davacılar vekili; asıl davadaki beyanlarını tekrar ederek, savcılık soruşturması sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre davalı doktorun kusurlu olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların tamamı için 500,000,00 TL manevi tazminat ve şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı ... vekili; husumet itirazında bulunduklarını, davalının yeni doğan yoğun bakım hekimi olarak görev yaptığını, müvekkilinin kendi görev alanına girmeyen ve hastanede görev yapan göz hastalıkları uzmanı Dr. ...'i 3 defa yoğun bakım ünitesine davet ederek konsültasyon talebinde bulunduğunun, hastane kayıtlarında mevcut olduğunu, başka bir hekimin yaptığı muayeneden müvekkilinin sorumlu tutulamayacığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Asıl davada davalı Şirket vekili; davalı hastane ve doktorun bir kusurunun bulunmadığını, bebeğin prematüre retinopasisi açısından ilk muayenenin zamanında yapıldığını, soruşturma aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunun hükme esas alınamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Birleşen davada davalı vekili; davalı doktorun bir kusurunun bulunmadığını, bebeğin prematüre retinopasisi açısından muayenenin zamanında yapıldığını, soruşturma aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunun hükme esas alınamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların ... isimli bebeklerinin 27 haftalık olarak 21.12.2015 tarihinde prematüre olarak doğması nedeniyle davalı hastanede küveze konularak tedavisine başlandığı, bebek küvezde iken ROP'a bağlı göz kusuru ortaya çıktığı ancak bu durumun ne doktor ne de hastane tarafından farkedilmediği, prematüre bebek taburcu edilmeden önce son kez göz muayenesi yapıldığı halde bebeğiniz sağlıklı denilerek taburcu edildiği, davacıların ROP'a bağlı göz kaybını öğrendiklerinde ise hastalık artık son evresinde olduğundan her iki gözde de körlük meydana geldiği, olay nedeniyle Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/452 E. sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde davalı ... hakkında mahkumiyet kararı verildiği, davalı ...'nun kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı, maddi tazminat yönünden diğer davalı Şirketin maddi ve manevi tazminattan sorumluluğunun olduğu, aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından alınan raporun gerekçeli ve denetime elverişli bulunduğu, yapılan hesaplamaya göre 840.861,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile Yargıtay kararlarına uygun olarak tüm yaşam boyunca bakıcı giderinin mevcut olamayacağı bunun hayatın olağan akışına uygun olmamasına göre takdiren %50 hakkaniyet indirimi yapılarak 587.548,755 TL bakıcı giderinin diğer davalı Şirketten ve birleşen davada davalıdan tahsili gerektiği, tarafların kusur durumu ve tarafların sosyo-ekonomik durumları da nazara alınmak suretiyle manevi tazminat hükmedildiği gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüyle, 840.861,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı Şirketten asıl davada tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili ile davacılara verilmesine, 840.861,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı ...'den tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili ile davacılara verilmesine, birleşen davada Mahkemece takdiren hakkaniyet indirimi yapılarak 587.548,75 TL bakıcı giderlerine ilişkin tazminatın davalı Şirketten tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili ile davacılara verilmesine, Mahkemece takdiren hakkaniyet indirimi yapılarak 587.548,75 TL bakıcı giderlerine ilişkin tazminatının davalı ...'den tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili ile davacılara verilmesine, davacı ... için 100.000,00 TL, davacı ... için 75.000,00 TL, ... için 75.000,00 TL olmak üzere 250.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve Şirketten müştereken ve müteselsilen tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davalı ... açısından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve Şirket vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; doktor ... tarafından yapılan göz muayenelerinde gösterilmesi gereken dikkat ve özenin gösterilmediği, birleşen dava davalısı doktorun sorumluluğunun bulunduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu, hükme dayanak alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, "ancak prematüre retinopatilerinde tüm tedavilere rağmen sonuçlarının iyi olmayabileceği tıbben bilindiği, bu nedenle Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. ...’in yeterli sıklıkta muayene yapmaması ve küçüğü zamanında sevk etmemesinin küçükte meydana gelen evre 5 retinopati sonucunun oluşmasına etkisinin 4/8 oranında olduğu," yönündeki tespit ve değerlendirme dikkate alındığında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddesi hükmü uyarınca, hükme dayanak alınan bilirkişi tarafından yapılan maddi zarar hesabında indirim yapılmış olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan 14.10.2020 tarihli raporunda, davacı küçüğün her iki gözde görme kaybına bağlı olarak %100 oranında meslekte kazanç gücünü kaybetmiş sayılacağının belirtildiği, meydana gelen olay neticesinde davacı küçükte meydana gelen kazanç gücü kaybı oranı ve özellikle %100 görme kaybı nedeniyle başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olacağı hususları ile birlikte Özel Fizipol Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Dal Merkezinin 01.02.2017 tarihli hasta muayene özetinde belirtilen; "... Oturmayan ve yürüyemeyen hastanın CBÜ’den serebral palsi tanılı engelli sağlık kurul raporu mevcut..." şeklindeki kayıtla bir arada değerlendirildiğinde, Mahkemece bakıcı giderine hükmedilmesinde ve hükmedilen bakıcı giderinde %50 oranında hakkaniyet indirimi uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davacı küçüğün hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve karara esas kabul edilen aktüer raporda davacı küçük için olay tarihinden itibaren tazminat hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece verilen ilk karara yönelik davacılar vekilinin maddi tazminatın hesabı noktasında bir istinaf başvuru sebebinin bulunmadığı, kaldırma nedeni de tazminat hesabı için yeniden rapor alınmasını gerektirmediği gözetildiğinde, hesap raporu yönünden taraflar lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, değişen asgari ücret üzerinden bir hesaplama içeren alınacak yeni rapora göre karar verilmesi usulî kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olacağı, davacılar lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının dosya içeriğine ve gerçeğine uygun olduğu ancak asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmaması nedeniyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden karar verilerek, asıl dava yönünden; davalı Şirket hakkında açılan davanın kısmen kabulüyle; 840.861,79TL sürekli iş göremezlik ile 587.548,75 TL bakıcı gideri olmak üzere 1.428.410,54 TL maddi tazminatının birleşen dava dosyasında dava konusu edilen alacak ile tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla davalıdan tahsiline, davacı küçük ... için 100.000,00 TL, davacı ... ve Tuncer Yıldır'a için 75.000,00'er TL manevi tazminatın birleşen dava dosyasında dava konusu edilen alacak ile tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davalı ... hakkında açılan davanın reddine; birleşen dava yönünden 840.861,79TL sürekli iş göremezlik ile 587.548,75 TL bakıcı gideri olmak üzere 1.428.410,54 TL maddi tazminatının asıl dava dosyasında dava konusu edilen alacak ile tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla davalı ...'den alınarak davacılara verilmesine, davacı küçük ... için 100.000,00 TL, davacı ... ve Tuncer Yıldır'a için 75.000,00'er TL manevi tazminatın birleşen dava dosyasında dava konusu edilen alacak ile tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla davalı ...'den tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; davacılara atfedilen bir kusur bulunmadığını, davalıların zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından maddi tazminatta indirim yapılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından hesaplanan bakıcı giderine %50 hakkaniyet indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, maddi tazminat miktarına ilişkin aktüerya raporu alındıktan sonra asgari ücret iki kere değiştiğinden aktüerya raporunun güncellenmesi gerektiğini, takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, davalılar hakkında davaların aynı gerekçeyle red edilmiş olması dikkate alındığında mükerrer vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar Sekiz Eylül Sağlık Hizmetleri San. Tic. A.Ş. ve ... vekili; davalı doktor ...'in kendisinden talep edilen muayeneleri yaptığını, konsültasyon formlarını yazarak ve her iki muayene sonucunda da bebeğin ROP tedavi merkezine gönderilmesini önerdiğini, davalı doktorun sorumluluğunun, bebeğin rop muayenesini yapıp, bu muayene sonucu tespit ve önerilerini belirtmekle sınırlı olduğunu, bebeği rop muayenesine sevkini sağlama yükümlülüğünün olmadığını, davacıların olayın meydana gelmesinde kusurlu olduklarını, dosya kapsamında hükme esas alınan adli tıp kurumu raporu ile uzman raporu arasında açık bir çelişki mevcut olup söz konusu çelişkinin Mahkeme tarafından giderilmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacının doğumundan 18 yaşına kadar olan dönemin hatalı olarak hesaplamaya dahil edildiğini, davacılar tarafından bakıcı giderine ilişkin herhangi bir belgenin dava dosyasına sunulamadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık vekalet ilişkisinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Mahkemece alınan bilirkişi raporları bütünüyle değerlendirildiğinde, küçüğün takip ve tedavisini yapan doktorun kusurlu olduğunun belirtildiği, davalı Şirket istihdam eden durumunda olup kendi hastanesinde çalışan doktorun kusurundan sorumlu olduğu, kusur ve maluliyet oranlarının tespiti için alınan raporların dosya kapsamına uygun, yeterli ve Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğu, küçüğün "görme yetisini" kaybetmesi nedeniyle hayatı boyunca emsallerine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağı, bu haliyle sürekli iş gücü kaybının on sekiz yaşına kadar "efor tazminatı" olarak hesaplanmasında, sürekli bakıma muhtaç olması dikkate alınarak bakıcı giderine hükmedilmesinde usul ve Kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşıyacağından bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim; bu konuda takdir hakkını kullanırken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Somut olayda, olayın oluş şekli, vakanın niteliği, gelecek hayatına etkisi, olay tarihi, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının isabetli olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazimanata ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kusur oranı gözetilerek hesaplanan maddi tazminattan indirim yapılmıştır. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumlu olduğundan, doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurlarının hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmesi ve kusurun bölünemeyeceğinin gözetilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca kusur nedeniyle indirim yapılması usul ve Kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Dosyada yer alan 14.10.2020 tarihli raporda meydana gelen görme kaybının ilgili yönetmelik kapsamında %100 maluliyet oranı gerektirdiği, dava konusu olaya bağlı maluliyet oranı hesaplamasında sadece bu görme kaybına bağlı değerlendirme yapılarak %100 oranının bulunduğu, tespit edilmiştir. Davacı küçüğün "görme yetisini" kaybetmesi nedeniyle hayatı boyunca bakıma muhtaç olacağı anlaşıldığından, hesaplanması gereken bakıcı giderlerinden hakkaniyet indirimi yapılması usul ve Kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
5. Karar tarihine en yakın yeni asgari ücretin dikkate alınarak hesaplama yapılarak, esasen davacının usuli kazanılmış hakkının gözetilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalının usuli kazanılmış hakkı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesi uyarınca davacılar yararına BOZULMASINA,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılar Sekiz Eylül Sağlık Hizmetleri San. Tic. A.Ş. ve ...'den alınıp davacılara verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
14.01.202514.01.202514.01.2025